PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

DEĞERLİ OLMANIN DEĞERİ

PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

  • 928

Sosyal bir varlık olarak bizler için diğerinin gözünde değerli olmak, kendi gözümüzde değerli olmanın en önemli ölçütlerinden birisidir. Dolayısı ile çoğu zaman kendi değerimizi, diğerlerinin bize olan bakışlarına göre belirleriz. Zihnimizde oluşturduğumuz değer cetveli, diğerlerinin değer ölçütlerinden oluşur.  Elbette sosyal bir varlık olarak, diğerlerinin değerlerleri bu cetvelde olacaktır ancak kendimize dair değer ölçütlerimizi de bu cetvelde de yer verebilmek gerekiyor. Değilse kendi değerimize dair yanlış inanç ve kodlar bizi değersizlik algısına, bu da mutsuzluğa sürükleyebilir. Çünkü en temelde her birimiz değerli olduğumuzu bilmek ve hissetmek isteriz.  
Bir kişisel gelişim uzmanı verdiği bir seminerde, kişinin kendine verdiği değerin ne kadar önemli olduğunu şöyle bir örnekle somutlaştırmaya çalışır.  Konuşmacı, 50 dolarlık banknotu dinleyicilere göstererek, “bu parayı kim ister?” diye sorar. Dinleyicilerin çoğu ellerini kaldırırlar. Konuşmacı, “bu parayı sizlerden birine vereceğim ancak önce ona bazı şeyler yapacağım” der ve parayı iyice buruşturur. Tekrar dinleyicilere sorar, “peki hala bu parayı istiyor musunuz?” dinleyiciler tekrar parayı istediklerine dair ellerini kaldırırlar. Bu sefer konuşmacı “peki bu paraya şunları yaparsam?” der ve 50 doları yere atar, ayağı ile üstüne basar, onu ezer. Parayı buruş buruş yapar ve onu pisletir. Konuşmacı dinleyicilere “hala o parayı istiyor musunuz?” diye sorar ve herkes tekrar ellerini havaya kaldırır. Her şeye rağmen herkes o parayı hala istemektedir. 
Tüm bunların üzerine konuşmacı şunu söyler; “ burada paraya ne yaptığım sizin için hiç önemli olmadı, tüm yaptıklarıma rağmen onu yine de istediniz, çünkü benim yaptığım hiçbir şey onun değerini düşürmedi, ben ne yaparsam yapayım, o hala 50 dolar. Diğerleri sizin değerinizi düşürmek için pek çok yapabilir, söyleyebilir… Bu sizin değerinizden hiçbir şey kaybettirmez, sizi gerçekten seven insanlar ve sizi bilen insanlar, sizin her zaman değerli olduğunuzu, ne olursa olsun değerinizden hiçbir şey kaybetmeyeceğinizi bileceklerdir.”
Her birimiz tek ve eşsiz olduğu için her birimiz değerliyiz. Kendimize biçtiğimiz değer, diğerinin gözündeki değerden bambaşka bir yerdedir. Kendimizi başlarının gözündeki değere göre bir yere koymak, kendimizi konumlandırmak, kendimize dair yıkıcı bir yaklaşımdır. Doğaya baktığımız zaman bir çiçek diğerinden daha güzel ya da daha çirkin olduğu yönünde bir kıyaslama içine girmez. Beyaz bir zambak, kırmızı bir gülden daha güzel ya da daha çirkin olduğu yönünde bir değerlendirme yapmaz. Hiçbir ağaç neden yapraklarım onunki gibi değil, neden çiçeklerim yan bahçedekinden farklı, neden gövdem diğerinden kalın, “demek ki ben yeterinde iyi değilim”, “yeterince değerli değilim”, “yeterince güzel bir ağaç değilim” gibi negatif inançlara (negatif değerlendirmelere ve kıyaslamalara) sahip değildir.  Çiçekler arasında“Ben ondan daha güzel kokuyorum ya da benim çiçeklerim ondan daha güzel” gibi bir derecelendirme ya da bir değer sistemi de yoktur. Her çiçek, kendine has ve kendine özgü güzel, tek, eşsiz ve birciktir!
Kendimize dair değeri başkalarının bize verdiği değere göre biçimlendirmek, bizi mutsuzluğa sürekler. Mutsuzluk da bir süre sonra beraberinde başarısızlığı getirecektir… Çoğunlukla farkında olmadan, bilinçaltımıza kodlanmış kriterler doğrultusunda kendimize ve diğerlerine dair değerlendirmeler yaparız. Kendi içimizde, sessizlik içinde yaptığımız değerlendirme sonucunda karşımızdaki kişiye göre kendimizi daha değerli ya da daha değersiz bir yere koyarız. Diğerine atfettiğimiz değerlere göre belirlediğimiz kendi değerimiz, aslında oldukça yanıltıcı bir değer skalası ve yanlış formatlanmış pek çok hatalı bilgiler içerir.
Hâlbuki bizden bir tane daha yeryüzünde yok! Her birimiz tek ve eşsiziz… Her birimiz kendimize göre değerli ve özeliz... Birine verilen değer, diğerini daha değerli ya da değersiz yapmaz!
Yeniden dünyaya gelsek, yine kendimiz olarak dünyaya gelmeyi istemenin sağladığı özgürlük ve huzur bu dünyada hiçbir şeyde yoktur. Tekrar dünyaya gelme şansı olsaydı bir sardunya, keşke ben bir begonvil olarak dünyaya gelseydim, ya da kırmızı bir gül keşke ben bu dünyaya beyaz bir gül olarak gelseydim diye hayıflanmaz. O kendi var oluşunu yaşar… 
Hiç birimizden bir tane daha yok yeryüzünde! Tüm farklarımızla, farklılıklarımızla, her birimiz tek, eşsiz ve biriciğiz… Her birimiz kendi içimizde, olduğumuz gibi, kendimize özgü değerliyiz. 
Charles Bukowski’nin dediği gibi¸ 
Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…


 

Yazarın Diğer Yazıları