Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

Oku

Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

  • 2103

Yıllık iznini aldı. “İzin demek sadece gezip- tozmak değil kendini farklı yönlerden yetiştirmek demektir” diye düşünerek kitap okumaya ağırlık vereyim dedi ve halk kütüphanesine gitti. 
Neden Halk Kütüphanesi’ne gittiğini de şöyle açıkladı: “Hep kitaplığım olsun istedim, oldu da. Belki yüzlerce kitabım oldu ama ödünç isteyenlerden geri isteyemediğim için, onlar da bir türlü getiremediklerinden dolayı kitaplarımın sayısı epeyce azaldı. Ben de Halk Kütüphanesi’ne gideyim okumak istediklerimden orada varsa onlardan alayım okuyayım diye düşündüm.”
Kitap okumak; bilgi sahibi olmak, farklı bakış açıları kazanmak, farklı fikirler edinmek için önemli, ufuk geliştirmek için, kelime haznesini genişletmek için önemli, güzel Türkçe konuşabilmek için önemli, zihnin devamlı düşündüğü şeylerden uzaklaşması, zihnin dinlenmesi için önemli,…vd. 
“Bir türlü vakit bulup okuyamıyorum” düşüncesini düşünmeye başladı. 20 dakikaları, yarım saatleri nerelere harcamıyordu ki. Rastgele televizyonun karşısında geçirdiği saatleri düşündü, konu -komşuyla, eş-dostla bir araya geldiklerinde öylesine geçen saatleri düşündü, “Kaç 20 dakika, kaç yarım saat geçiyor böyle” dedi. İnternetten ya da televizyondan izlediği diziler esnasında geçen saatleri düşündü.
Neden okumak için birbirimize örnek olmuyoruz? 
İşte bunu yenmek için ciddi karar vermişti. Tatilde kitap okunabileceğini yaşamak istiyordu.
Kütüphaneden Peyami Safa, George Orwel, Yaşar Kemal, Nurettin Topçu’nun kitaplarından okumak için seçti. Kitap için verilen sürelerde “Bunları okuyabilir miyim?” diye düşündü. Ödünç kitap alındığında “okuma süresini uzatma” hakkının olduğunu hatırladı. İki tanesini seçti. Bunları okur getiririm, diğerlerini alırım diye düşündü. Seçtiği iki kitabı aldı.
Evin yolunu tuttu. Ertesi günü deniz kenarı bir yerleşim yerine gideceklerdi. Akşam ailesine kitap okumak istediğini dile getirdi. Eşi ve çocuğu bu isteği çok doğru buldular. Çünkü hepsi, okumak isteği olup ta okuyamamaktan dertleniyorlardı. “Biz de böylece okumaya başlarız belki” diye söylediler
Denize giderken babasının kitap aldığını gören kızı da okumak için bir kitap aldı. Deniz kenarına gittiler. Denize girdiler, yemeklerini yediler, çaylarını içtiler  peşinden okumaya başladılar. Yarım saat kadar okudular. Baba-kız çok mutlu oldular. “Evet okuyabiliyoruz” dediler, peşinden gülüştüler.
Kitap okuma bittikten sonra kızı dedi ki “Kitap okumak için zaman yok diye bir şey yok, yeter ki sen iste. Kitap okumak için zaman çok. Kitap okumak için zamanı biz ayarlayacağız.” Kızının söylediği anne ve babanın çok hoşuna gitmişti. Kız gerçekten doğru söylüyordu. Kitap okumak için zamanı biz ayarlayacağız.
Selamlar Sevgiler Saygılar
 

Yazarın Diğer Yazıları