GÖKYÜZÜ GÖZLEMCİSİ

Çok değiştim ama hep aynı sevdim!
Alacakaranlık, ne karanlıktır, ne aydınlıktır; ikisi ortası, aydınlıktan uzak, daha çok karanlığa yakın.
Alacakaranlık bir kandırmacadır, aldatmacadır, oyalama, gözboyamadır.Karanlık , gecedir, her gecenin de bir sabahı olur.Alacaranlıkların hiç yoktur sabahı, bir sürüncemedir, sürer gider.
Ne aydınlık, ne karanlık ..varsa da yok , yoksa da var, var gibi de yok , yok gibi de yine var.(Azizname)

“Güzel günler göreceğiz güneşli günler,motorları maviliklere süreceğiz” nakaratları eşliğinde ülkeminözgürlükçü eşitlikçi yaşam standartlarına ulaşacağı inancı ile, hasret içindenice nice yıllarsöyleştik .Ancak umutları ters köşe eden,onca şey yaşandı nasıl olur ki dedirten,sabrın sıfırı tükettiği noktada fani skorlar ile üzüm üzüm üzülmenin sessizliği iç çeker.Menfaat çarmıhın’da adalet asılıyor.

“Herkes biliyor geminin su aldığını, herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini.Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu”.(L.Cohen)
Sende biliyorsun hakkaniyetin sistemi kozmosve topyekûn aydınlık gerek diyen niyetlerin, gönüllerin, sevgi enerjisi ile dönen dünyam sende.”Rüzgârgelecek delikleri tıkamak gerek” dersin,“Gün doğmadan neler doğar” dersin dünyam,bunu da biliriz! 

Neredeyiz? Yargıların yüzünden çarelerinden kaçarak, kendine küserek, kendini erteleme halleri içindeyiz! Tekerrür etmeyen değişim gerçeği ile kendini uyutan, kendini kendine kırdıran,masum yanılgıların, kandırmacaların dışına çıkartmak için deneyimler silsilesi devam ediyor. Çok mu sevdin, kategorize ederek sevdin! Şartlara boğduğun emeklerin karşılığını bulamadın! Suçlamak dizisi, finale geçti! Daha fazla tüketim, daha fazla tatminsezonu kapanmıştır.
Koparılan umudun çiçekleri boyun eğmez. Yeniden açmak için yaprak döker!
Plüton Kova, Satürn Balık, geçişi ile özgürlükçü yeni bir sistemin hazırlığı içinde, benim hakkın seninle birlikte haklarımız bütünlüğü bir döngü hareketi içinde, ödüller eşitlikçi dağıtılacaktır. “Gün bizim, güneş bizim, göğsümüzde ateş bizim, yan yana sevmek bizim, yarın bizim, gülmek bizim”.
Üryan geldik üryana girebilmek için ;kendi güneşinin aydınlığı ile demlenmek ,iç dünyanın zenginliği  ile buluşmak, baş başa kalmaktır. Yaşam ;İnanç gücünü , bilgiyi, sevgiyi, paylaşmayı, acıyı , mutluluğu  “hakikat aşkı ile dağlanan yürekten hissetmeye ve “gönül kabesini”inşaa etmeye değin,  çeşit çeşit yollar içinde yolculuktur.
19 Mayıs ruhu, hangi ortamda hangi durumda idi?  Bilindik yolların dışında çareler arandı,eylem planları oluşturuldu.Bu yüzden dir ki “Hakkımız olan İstiklale “ulaşacağımız günlere ramak kaldı.

Alacakaranlık, insanlara karanlığın aydınlıktır diye yutturulmasıdır. Karanlığımsı da aydınlığımtrak.
Karanlık, aydınlığın düşmanıdır.Alacakaranlık, hiçbir şeyin ne dostu, ne de düşmanıdır.
Alacakaranlık ne tezdir, ne antitezdir, ne sentezdir. Gel ey aydınlık, gel!(Azizname)