Afi Can

Şair Sündüz Yaşar Biga Röportajı

Afi Can

  • 1025

Bu hafta İstanbul'dan kalıcı dönüş yapan şarimiz ile yaptığımız röportajı sizlerle paylaşmak istedim. Keyifli okumalar dilerim.

 Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? 
1965 Bolu doğumluyum. Üç yaşındayken İstanbul a yerleşmişiz. Okul hayatımı İstanbul’ da tamamladım. Ticaret lisesi mezunuyum. İstanbul Tıp Fakültesin de memur olarak çalıştıktan sonra emekli oldum. İki çocuk annesiyim. Emeklilikle birlikte 2019 yılında Fethiye ye yerleştim. Hala orada yaşıyorum.

Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?

İlk Kitabım Aymira’ yı 2022 yılının mart ayında yayınladım.  Aymira nazım la nesiri birleştirdiğim bir kitap.  “Aymira” kitabın kahramanının adı. Aymira  ülkemde alnı kaderine yapıştırılmış kadınlardan sadece birisi. 15 yaşında evleniyor töreye baş kaldırıyor, kendini var etmeye çalışıyor bu varolma sırasında çelişkileri var soruları var sorularının  yanıtları var bunlar şiirle anlatılırken hikaye devam ediyor. Farklı bir tür oldu dilerim okuyucusu  da beğenir. 


 Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayınlamak; sizin için hangisi daha zordu? 
Kültürel baskılarla var olmaya çalışırken, bir kadın olarak yazarken zorlandığım zamanlar elbette oldu.  Şiir yazarken gördüğün duyduğun hissettiğin o karmaşık duyguları bir düzene sokup en güzel bir dille anlatmak isterken bu duygularında karşı tarafa geçmesini istiyorsun.  Her insanın olaylara bakışı, insana bakışı farklıyken bunu dile getirmek, kağıda dökmek elbet zor. Şiirin kendi içinde ki kurallarını bilmek ve şiiri bir yerlere taşımak isteğiniz olunca da bu iş daha da zorlaşıyor. O yüzden her yazılan şiir, kitap benim için çok önemlidir. Ciddi bir emektir. Ben kendime her zaman şiir işcisi derim dilerim ki birgün birileri bize şair der. Yayınlamak kısmı ülkemde parasını hazırladığınız zaman çok kolay. Herhangi bir yayınevine gidip kitabınızı bastırıyorsunuz. Bunu eleştiren çok oluyor benim düşüncem daha çok yazılsın, daha çok bastırılsın kitap,  zaman zaten kendi eleğinden geçirecektir yazılan kitapları diye düşünüyorum. Tek sorun yayınevlerinin kitapların satılması ve tanıtılması için bir ağ oluşturamaması. Bu sağlandığı zaman herhalde kitaplar daha çok okuyucuya ulaşacaktır. O yüzden yazmak çok daha zor diye düşünüyorum.

Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz? 
Doğa ve içinde yaşayan insandır besleyen kaynak.  Bazen lirik duygularla coşkunca akan bir ırmak gibi gelir dizeler coşkunca yazarım.  Toplum yaşamındaki düzensizliklerin, aksayan tarafların, kişilerin türlü konulardaki beceriksizliğinin ve zayıf yönlerinin ifade edildiği yergi şiirlerine satirik şiir denildiğine göre satirik şiirler yazıyorum   diyebilirim. Dolayısıyla da beslendiğim kaynak toplum onun kuralları ve karşı çıkıştan oluşur ki isyankar dökülür dizelerim.  Otorite ile her zaman sorunum olmuştur. Otorite kavgalıyım senle diye yazdığım bir şiirimde vardır.

Kitap okur musunuz? 
Bizim nesil televizyonların evlere yeni girdiği, teknolojinin bu kadar hakim olmadığı zamanlardan geliyor. Bizler kitaplarla duygu dünyamızı geliştirip, hayallerimizi o kitap kahramanlarıyla büyüttük. Arkadaşlarımızla aramızda para toplayıp aldığımız kitaplar da okuma sırası  bana ne zaman gelecek diye heyecanla bekleyen zamanlardan geliyoruz.  O yüzdendir belki  bir evde kütüphane varsa o evde kendimi çok daha rahat ve huzurlu hissederim.  Okumayan insan yazamaz. Yazan kitap çıkaran insanda okunmayı hakkeder. Her kitabın, her yazarın mutlak bir okuyucu kitlesi vardır. Kitap çıkarmak bir emektir. Emeğe saygıyı kutsal bildiğim için her yeni çıkmış kitaba saygım sonsuzdur. Son zamanlarda bilim kurgu ve din adına çok fazla basılmış kitaplar görüyorum.  Tabii ki dönemin siyasi olgularını anlatan kitaplar birde romanlar var. Son dönemde Türk yazarlar olarak  Zülfi Livaneli , Hakan Günday, Ahmet Ümit yazdıklarıyla çok beğendiğim ve alanında başarılı bulduğum yazarlar.  Kendi çevremde kitap çıkaran arkadaşlarımın da  Turgut Uzdu’ nun HAGANAPİNGO ve GECE, Şerife Apaydın’ ın SOKAĞIN RENGİ, Ulviye KÜCCÜK’ ün ilk aşk öpücüğü, Emre Şimdi ‘nin BEŞ PARASIZ SİLİKON VADİSİ  ve sizin BALIĞIN ÖYKÜSÜ kitapları ile Güngör Berk’ in ÇIKIŞA DOĞRU( yakın tarihi anlattığı gazete yazılarından derlediği kitabı) , şiir kitabı olarak Hava Avcı Köseoğlu’ nun, KOZASIZ KELEBEKLER,  Gonca Yılmaz Hatunoğlu ‘nun AĞYAR  ı  Deniz Garipcan’ ın  FİRUZE  ,Emine ÇAKIR ‘ın TAŞEVİN UZUN SABAHI ile Ali Talaş’ ın HER TELDEN ŞİİRLERİ okudum. Okuduğum bu kitapların hepsi gelecek döneme taşınacağını düşündüğüm güzel kitaplar, dilerim yolları açık olur.   

Bulunduğumuz dönemde yayınlanan kitaplarla ilgili düşünceleriniz nelerdir? 
Benim için emek verilerek üretilen her kitap değerlidir. Kitap okurken genelde kendimize uygun olduğunu düşündüğümüz, fikrimize, ruhumuza uyan yazarları seçer ve okuruz. O yüzden her yazılanın bir okuyucu olacaktır.Ben bugüne kadar okuduğum yeni dönem şair ve yazarlar da okuyabildiklerimin pek çoğunu başarılı buluyorum. 

İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre? Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir? Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?
Bana göre iyi yazmak iyi bir okuyucu olmakla başlar. Sonra gözleme ve bilgiye dayanır. Şiir kitaplarında ise duygu aktarımı önemlidir. Yazmak isteyenlere önerecek kadar kendimi bu konuda otorite olarak görmüyorum. Ben şiir yolunda yolcuyum bu yolda emek veriyorum. Bu yüzden de her zaman kendime şiir işcisiyim diyorum.  Sadece şunu çok net söylüyorum ki kitap okumaktan hiç usanmayın, her kitap yeni bir dünyanın kapısını açacak ve sizleri zenginleştirecektir .
Değerli şairimize bizleri kıtmadığı için teşekkür ederim. 
Sevgiyle kalın, sağlıcakla kalın, edebiyatla kalın…
 

Yazarın Diğer Yazıları