Afi Can

Şair Gürbüz Demir Röportajı

Afi Can

  • 1271

Merhabalar sevgili okurlarım bu hafta sizlere severek okuduğum şair Gürbüz Demir'i konuk etmek istedim. Sözü fazla uzatmadan kendisine bırakıym.
Sayın Gürbüz bey bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
-1964 senesinde Ardahan Çıldır da dünyaya gelmişim. 1980 yılından beri önce yalnız sonra sevgi değer eşim Hülya-Kızlarım Özgecan ve Cansu ile beraber Muğla da yaşamaktayım . Emekliyim.
Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz? Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?
-Sevgi değer ustam Salih Aydemirin cümlesiyle başlamak isterim. İnsan olduğumu anladığımda okumaya yazmaya başladım. 
İşe gittiğimiz kaldırımlara, oturduğumuz evlere, evimizin olduğu sokağa, eyleme ve eğlenceye gittiğimiz meydanlara kadar getirilmiş yoksulluk, yoksunluk, sömürü ve zulüm ü deşifre etmek reddetmek için yazıyorum.
Ne zaman başladın dersen, aşağı yukarı lise zamanlarına denk gelir. Amatör bir ruhla, güvercin kuğurdaması gibi süreğen coşkulu ve hatalı bir şekilde yazmaya çalışıyorum. Tabi her şair gibi bende,bu süreçte iyileşerek, güçlenerek ilerlemek istiyorum. 
İlk kitabım, 1994 yılında sevgiyle ve rahmetle andığım Vahit Göçügenci nin renk matbaasında basıldı. İkinci kitabım 2020 yılında Günce yayınları tarafından basıldı. Bu kadar ara vermemin nedenini ben de bilmiyorum. Ama son 7-8 yıldır sürekli yazıyorum. Üç şiir ve bir öykü dosyam basıma hazır beklemekte…
Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayınlamak; sizin için hangisi daha zordu? 
-Çok zor bir soru. Yazmak zor tabi, ancak verdin mi parayı hemencecik basılıveriyor. Bir şair için esasen zor olan bu. Fakat bu konuda yayıncıları da suçlayamam. Kapitalizmden bu yana herkes geçim derdinde…
Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz? İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre?
-Şiirlerimde beni besleyen, sokağa çıktığımda gördüğüm horlanmış, dışlanmış, ezilmiş, sömürülmüşlerin koluna girip onlarla birlikte yürümek beni besliyor. Sevgi değer ustam Veysel Çolak ın dediği gibi, kapitalizm sanata özellikle şiire düşmandır. Nedeniyse şiirin kullanma değeri etkileyici gücü karşısında duyduğu korkudur. Öyle bu korkuyu pekiştirecek şiirlere gereksinim var. Ben birazda şiirlerimde bunu takip etmekteyim. 
İlham kaynağım, aşk, sevgi, emeğin estetiği ve vicdanlardaki trajediler. İyi yazmak için bol okumak. Ustaları.
Gürbüz bey buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?
-Şiir okuyan insanlarımız, toplumun önünde olan okuyan sorgulayan haksızlıkları anında kavrayıp karşı koyan, kısaca toplumun kötü olaylarla nasıl başa çıkabileceğine dair önermeler yapan, onunla omuz omuza olan şairlerine yazarlarına ve aydınlarına hayatlarının her anında güvenmeli ve onların kitaplarını, dergilerini ve gazetelerini okumalıdır. Yani çözemedikleri her problemin cevabını onlarda bulabileceklerdir. Nazım ustanın dediği gibi yani yenildikleri zaman, dövüştükleri zaman, kavga şiiri okumak ihtiyacında oldukları zaman sevinç şiiri okudukları zaman… Hasılı insanlarımız her anlarında bizim kitaplarımızı ellerinden bırakmalılar. Her şair bir okur, her okur bir şairdir aslında.
Kısa bir şiirimle veda ediyorum.
AŞKTIR HOHLAMADAN ARTA KALAN GÜN
İçimde ki dolu kırar filizleri
içimde ne var bilmez geniş çayırlar
arsız bulutlar hınçlarıyla kararsın 
çocukluğumun sabun kokulu battaniyesi
dağıtır onları ılık ve mavi
aşktır hohlamadan kalan gün
uçan uçurtma
düşersem elimi tut
koşarken ceplerinde eskiyor çocuklar
hayal 
anlat herkes bilsin 
 Sevgili okurlar kitabı edinmeniz iç dünyanıza geniş bir ufuk açacaktır. Sevgiyle kalın, sağlıcakla kalın, şiirle kalın.
 

Yazarın Diğer Yazıları