Nuray Bartoschek

DÜN DEĞİL, BUGÜN.... SONRA DEĞİL, ŞİMDİ

Nuray Bartoschek

  • 3178

Yaşam telaşı içinde her yeni günü düne eklerken zamanın ne denli hızla akıp geçtiğinin farkında bile değiliz.

İstediğimiz an geri sarıp bazı bölümlerini tamamen kesip çıkarabileceğimiz, bazı bölümlerini ve filmin baş rol oyuncularını  değiştirebileceğimiz bir film olsaydı hayat,  neleri değiştirmek isterdik acaba?

Şu anda sahip olduğumuz bilinçle aynı oyun arkadaşlarını, aynı okulları, aynı mesleği  seçer miydik ?

Neler etken olurdu seçimlerimizde? Dostluk kavramını yıllar önce algıladığımız gibi mi algılardık yoksa geçmişte “dost” dediklerimizin çoğunu bir çırpıda silip atar mıydık? 

İdealimiz  gerçekten şu  an bulunduğumuz yer mi olurdu yine  yoksa bugün bulunduğumuz yerle hiç ilgisi olmayan farklı bir yol mu çizerdik kendimize?

Boş ya da yalan konuşanları bizi kırmamak , incitmemek için canları yansa da susmayı tercih edenlere tercih eder miydik bugünkü farkındalığımızla?

Geçmişte ağzımızdan çıkan sözcüklerin ne kadarını yutar, sustuklarımızın ne kadarını avaz avaz bağırırdık? 

Yıllar boyu hayatımıza dahil ettiğimiz kişilerin kaçıyla  ilk karşılaştığımız ana dönüp  yolumuzun asla kesişmemesi için elimizden geleni yapardık?

 Gerçek değerlerini ancak yokluklarında anlayabildiğimiz   sevdiklerimize neler söylemek,  nasıl davranmak isterdik zamanı tekrar geri getirebilseydik ?

Bir ilişkiye başlarken önceliklerimiz , tercihlerimiz aynı mı olurdu, aynı kişiyi mi seçerdik hayat arkadaşı olarak? İlişkilerimizde  karşımızdakine kendimizi anlatabilmek ya da kendi düşüncelerimizi kabul ettirmek için gösterdiğimiz çabayı karşımızdakini anlayabilmek için de gösterir miydik yoksa bedeli ne olursa olursa olsun tartışmanın kazananı olmayı mı hedeflerdik?

Ya çocuklarımız? Hepimiz kendimizce onlar için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık ama bizim geçmişteki “en iyilerimiz”in “en doğru” olduğunu söyleyebilir miyiz bugün hala içtenlikle?

Kullandığımız sözcükler, çocuklarımıza karşı davranışlarımız yıllar öncekilerle aynı mı olurdu gerçekten? Övgülerimiz mi çoğunlukta olurdu, eleştirilerimiz mi? Hayatlarını kolaylaştırmak adına neredeyse tüm sorumluluklarını üstlenir miydik yoksa küçük yaşta daha fazla sorumluluk verir miydik?

Eğer bugünkü bilincinizle, birikiminizle  geçmişe bakıp “Bu filmin senaryosunda değiştirmek istediğim hiçbir şey yok . “ diyebiliyorsanız şanslı azınlıktan olduğunuzu bilin.. 

Eğer   “Bugünkü bilincimle senaryoyu neredeyse baştan sona yeniden yazmak isterdim.“ ya da “Bu filmde değiştirmek istemediğim bölümler olsa da kesinlikle değiştirmek istediğim bölümler de var. “ diyorsanız ,  ne yazık ki hayat geri sarıp değişiklikler yapabileceğimiz bir film değil. Yaşananlar acısıyla tatlısıyla, kazançlarıyla, kayıplarıyla geçmişte kaldı.

Düne ilişkin bir şeyleri değiştirme gücüne sahip olamasak da geçmişten edindiğimiz deneyimler ve bugünkü farkındalığımızla yarınımızı daha iyi inşa etmek elimizde.

Çok geç olmadan varlıklarıyla hayatımızı anlamlı kılan  sevdiklerimize  sarılmak, söylemeyi ertelediğimiz sevgi sözcüklerini fısıldamak, kırılan kalpleri onarmak, yarın olmak istediğimiz yerde olabilmek için çabalayabileceğimiz sadece bugünümüz var.

Filmin sonuna geldiğinizde “İyi ki “ lerinizin, “Keşke “ lerinizden fazla olması için sevginizi ve sevgi sözcüklerinizi ertelemeyin, daha çok sevin, daha çok affedin,  daha çok empati yapın, daha çok gezin, daha çok okuyun, daha çok gülün, daha çok “mutlu anlar” ve “mutlu insanlar “ biriktirin.

Farkındalıkla ve sevgiyle kalın.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları