'10 EVLADIM OLSA YİNE GÖNDERİRİM'...

Şehitlik unvanı verilmeyen, iki gün önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şehit olduğu açıklanan şehit Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın annesi Bilsen Dağdaş '10 evladım olsa yine gönderirim' dedi.

  • 1949
'10 EVLADIM OLSA YİNE GÖNDERİRİM'...
TAKİP ET Google News ile Takip Et

15 Temmuz darbe girişiminde sivil kıyafet ile Genelkurmay Başkanlığı önünde darbecilere karşı koyarken başından aldığı kurşunla vurulduktan sonra ölen ve şehitlik unvanı verilmeyen, iki gün önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şehit olduğu açıklanan şehit Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş’ın annesi Bilsen Dağdaş “10 evladım olsa yine gönderirim” dedi. 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Sokağa çıkın’ çağrısı sonrası Genelkurmay Başkanının rehin alındığını öğrenen Kara Harp Okulu Bando Bölük Komutanlığında görevli Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş, sivil kıyafetle Genelkurmay Başkanlığı'nın önüne gittiğinde başına isabet eden tek kurşunla hayatını kaybetmişti. Ölüm nedeni belirlenemeyen Dağdaş’ın cenazesi Muğla’da tören yapılmadan toprağa verilmişti. 15 Temmuz’dan 4 gün önce Muğla’ya taşınan Dağdaş'ın ailesi darbe girişimi sonrası oğlundan haber alamayınca Ankara'ya gitti. Anne Bilsen Dağdaş, uzun süre yaptığı araştırma sonunda olaydan 6 gün sonra oğlunun Ankara Adli Tıp Kurumu'nda kimliksiz cenazeler arasında olduğunu öğrendi. Anne Dağdaş alınan DNA örneği sonrası oğlunun cenazesine ulaştı. Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş’ın darbeci askerlerden birisi olabileceği şüphesiyle ilk başta şehit sayılmadı. Anne Dağdaş’ın başlattığı hukuk mücadelesi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iki gün önce kamuoyu ile paylaşılan bilgi notunda “Harp okulunun bando kısmında görev yaptığı, 15 Temmuz günü darbe girişimi olaylarını öğrendikten sonra cep telefonunda oluşturduğu Whatsapp arkadaşlık grubunda arkadaşları ile mesajlaştığı, Genelkurmay başkanının darbeci askerler tarafından derdest edildiğini örenir öğrenmez darbeci askerleri engellemek amacıyla sivil kıyafetli olarak Genelkurmay Başkanlığa gitti, Genelkurmay Başkanlığına intikal ettikten sonra sivil vatandaşlarla birlikte hareket ederek darbeyi engellemeye çalıştığı esnada darbeci askerler tarafından ateşli silahla vurularak yaralandığı, akabinde ise şehit olduğu yapılan inceleme neticesinde anlaşılmıştır” denildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bilgi notundan sonra şehit olduğu anlaşılan Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş’ın Muğla’da oturan ailesini, Muğla Vali Yardımcısı Ekrem Aylanç, Muğla Askerlik Şube Başkanı Yarbay Erkan Manavoğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Vekili Hüseyin Erkek evde ziyaret etti. “10 çocuğum olsa bu vatan uğruna feda ederim" Oğlunun vatansever birisi olduğunu belirten gözü yaşlı anne Bilsen Dağdaş, ilk başta yanlışların olduğunu, hiçbir zaman devlete olan inancını yitirmediğini, sonunda oğlunun hakkının verilmesinden dolayı mutlu olduğunu söyledi. Anne Bilsen Dağdaş, “İçimiz acısını hiç bir şey durdurmaz ama, Genelkurmay önünde paşasını kurtarmak için, vatanını kurtarmak için, Cumhurbaşkanını kurtarmak için mücadele etti. Bundan dolayı onur ve gurur duyuyorum. 10 tane daha çocuğum olsa bu vatan uğruna bu çocuklarımı feda ederim. Bunu samimiyetimle söylüyorum. Çünkü bu vatan bizim. Benim çocuğum nasıl gitti orada gururu ile onuru ile paşası için savaştıysa ben 10 tane daha çocuğum olsa o çocuklarımı oraya yine gönderirim. O gece orada ben kendim olsaydım ben de duramazdım ben de çocuğum ile beraber giderdim. Kaderi buraya kadarmış çocuğumun. Rabbim benden daha çok seviyormuş demek ki yanına şehit olarak aldı. Şehitlik mertebesi herkese nasip olmaz, benim çocuğuma da nasip oldu” dedi. “Şehit arkadaşlarının yanına defnedilsin" Şehit Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş’ın annesi, devletten maddi hiçbir beklentisinin olmadığını dile getirirken, “Bana Muğla’yı, Ankara’yı versinler hiç birisinde gözüm yok. Ben sadece manevi olarak bir destek bekliyorum, maddi olarak hiçbir beklentim yok. Benim çocuğum, yiğidim toprağın altında aslanlar gibi yatıyor. Benim çocuğumun onuru gururu geri verildi. Bu beni çok sevindirdi. 15 yıllık manevi hakkı boşa gitmedi. Hilal olsun ki ona gitti o gece orada şehit oldu. Benim manevi olarak tek beklentim var. Ailemiz şehit arkadaşlarının yanına defnedilmesini istiyorlar. O hainleri görmek istiyorum. Onlara iki çift lafım var. Ne istediler bizim çocuklardan. Ne istedi bu vatan hainleri bizim çocuklarımızdan. Beni kahreden sadece bu. Keşke o gece evde oturanlar benim çocuğum gibi aslan gibi sokağa çıksaydı da memleket için savaşsaydı. O acaba diyenler şimdi utansınlar da başlarını yere eğsinler. Allah’a yarın hesap verecekler. Benim çocuğumun günahını aldılar” “Çocuğuma söz verdim" Şehit annesi oğluna mezarı başında söz verdiğini belirterek, “Ben yavruma söz verdim. Hak ettiği mertebeyi alacağıma söz verdim. Adalet yerini bulacak, Rabbimin adaleti yerine bulacak, devletimizin adaleti yerini bulacak, sen rahat uyu diyordum. Her gün mezarı başına gidip her gün konuşuyorum. Rüyamda bana ‘anneciğim videoyu izle’ diyordu” dedi.

Bakmadan Geçme