Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

KIBRIS

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 1975

Irkımın Akdeniz’de bir sevinci var

Yurdumun Mersin’den öte bir devamı var

Girne’den yol bağladık Anadolu’ya

Şanlı ordumun Kıbrıs’ta bir zaferi var

 

Yukarıda şarkı-marş diyebileceğimiz eserin sözlerinden ilk dörtlüğü paylaştım. Belki hiç duymadınız, belki de unuttunuz. O yılları yaşayanlar bu eseri radyodan mutlaka duymuşlardır. Ben yedi yaşındaydım. Fethiye’mizde Kıbrıs Savaşından dolayı karartma uygulanırdı. Akşam yemekleri hava kararmadan yenir, ışıklar açılmazdı. Açmak zorunda olduklarımız da renkli kağıtla kaplanırdı. Büyükler belli etmeseler de ciddi bir endişe taşırlardı. Bulduğumuz her yere “Kıbrıs bizim olacak” yazardık. Büyüklerin bütün sohbetleri barış harekâtı üzerineydi. Fethiye Lisesinin karşısındaki askerlik şubesinin önüne gençlerimizin gönüllü olmak için sıraya geçtikleri anlatılırdı gururla. Yani Kıbrıs Barış Harekatı ciddi bir farkındalık oluşturmuştu, Beşkaza’mızda.

Geçen hafta 45. yılını kutladık, Kıbrıs Zaferinin. Böyle günlerin anılması, hatırlanması ve hatırlatılması gerekir. Verilen emeklerin, çekilen zorlukların nedenleriyle birlikte gelecek nesillere aktarılması ziyadesiyle önemlidir.  Yavru vatan deriz Kıbrıs’a. Gerçekten de Anadolu’nun yavrusu gibi hemen dizinin dibinde oturmaktadır. Yani coğrafya bizi kader birliğiyle bağlamıştır.

 Kaçınılmaz bir gereklilik olan, Kıbrıs Barış Harekâtını planlayan, yapan ve emeği geçen herkese minnettarız. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize sağlıklı ömür dilerken, Bülent Ecevit’i ve Necmettin Erbakan’ı da rahmetle analım.

Kıbrıs’ın bizim için stratejik önemi çok büyüktür. Doğal bir uçak gemisidir bizim için, bütün Akdeniz bölgemizi kapsama alanına alır. Tarihini tarihçilere bırakalım ama Atamızın Kıbrıs için söylediği sözlere de dikkat edelim:

Antalya bölgesinde yapılan bir askeri tatbikatta subaylara; “Türkiye’nin yeniden işgal edildiğini ve Türk kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim. İkmal yollarımız ve imkanlarımız nelerdir?” sorusunu yöneltmiştir. Subayların görüş ve düşüncelerini dinleyen ATATÜRK, haritada Kıbrıs adasını işaret ederek: “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için mühimdir” demek suretiyle Kıbrıs’ın Türkiye için taşıdığı stratejik önemini ortaya koymuştur.

Kıbrıs doğumlu olan Rahmetli Alparslan Türkeş de her fırsatta bu özel adanın ne kadar stratejik olduğunu ve Türkleştirilmesi adına gerekenlerin yapılmasını vurgulamıştır.

Kıbrıs deyince Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ı anmamak olur mu? Mekanları cennet olsun. Fethiye’miz Rauf Denktaş gibi bir Türk büyüğünü misafir etmenin gururunu hep yaşayacaktır.

Kıbrıs’a Avrupa Birliğinin bir projesi kapsamında defalarca gittim. Birçoğunda da halkla iç içe olduğum eğitimlerde bulundum. Çok güzel, sevecen insanlar. Ortak kanılarını onların bir sözü ile özetleyeyim “Mehmet yoksa, Kıbrıs yok”. Evet, Kıbrıs’tan elimizi bir an olsun çekmemeliyiz. Hep oradaki soydaşlarımızın yanında olduğumuzu üstüne basa basa vurgulamalıyız.

Kıbrıs için yapılan ve yapılacak olan her türlü maddi ve manevi fedakârlık bu özel ada için değer. İcabında ekmeğimizi paylaşalım, icabında maaşımızı gönderelim, gerekirse kan ve can verelim ama orada Ayyıldız’ın dalgalanmasını sağlayalım.

Kıbrıs’a gitmek tatil değil bir görevdir. Fırsatımız ve imkânımız olduğu sürece bu görevi yapmayı ihmal etmeyelim. Bizi bekliyorlar her daim. Bakmayın siz basında çıkan yakışıksız haberlere, Girne ile Anadolu arasındaki yol hep açık kalmalıdır.

…………………….

Bu arada limanımızdaki deniz kirliliği konusunda kamuoyu oluşmaya başladı. İşi alg-patlamasıyla basitleştirip, sorunları örtmek bize yakışmaz. Sorunlarla yüzleşmezsek çözüm üretemeyiz. Geçen haftalarda değindiğim gerek limanın temizlenmesi gerekse akarsuların oluşturduğu sorunlar, şehrimizin geleceği için hep gündemde tutulmalıdır. Bu konuda birlik olmalıyız.

[email protected]

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları