Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

Fethiye Limanı

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 2466

Bugün limanımızın bir yönüne değinmek istiyorum. Lafı eğip bükmeden doğrudan soruyu sorayım. Limanımızın tekne kapasitesi nedir. Yani limanımız kaç tekneyi barındırabilir. Bu teknelerin büyüklüğü ve özellikleri ne olmalıdır. Herkes istediği büyüklükte ve sayıdaki tekneyi limanımızda barındırabilir mi? Bu tekneler için limanın istediği yerine iskele kurabilir mi? Hatta bu iskeleyi istediğine göre büyütüp, bir nevi marinaya dönüştürebilir mi? Limanımızda alagrada bekleyen tekneler, istedikleri kadar kalabilirler mi? Bu teknelere atık su sorgulanmaz mı? Bu sorulara evet dersek, halihazırda limanımızda yapılanları onaylamış oluruz. Hayır dersek peki bu yapılanlar ne, diye soru sormak durumunda kalırız.

Sizlerin de takdir edeceği gibi, limanımızdaki irili ufaklı deniz taşıtlarının sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu artışı kontrolsüz diye tanımlamamız yanlış olmaz. Nereye kadar artacaktır, limanımızın bu artışı taşıyabilecek kapasitesi ne zaman dolacaktır.

Babam karayollarından emeklidir. Hangi yıl olduğunu bilemiyorum ama, Karayolları sahilinden bizim Karagözlerdeki eve kadar yürüdüğü günlerde kıyıya bağlı olan 26 tane tekne saydığını söylerdi. Şimdi bu rakamın misliyle üzerinde tekne olduğunu hepimiz biliyoruz. Teknelerin sayısının yanında metre karelerinin ve özelliklerinin bilinmesi de önem arz etmektedir.

Birinci Karagözlerle Deppoy arasındaki seyir teraslarına çıkın da bir bakın. Limanımızdaki tekne yoğunluğunu çok rahat tespit edeceğinizden eminim. Limana yeni marinaların yapılacağı, hatta bir tanesinin Fethiye’mizin kadim Hıdrellez mekânı olan Aksazlara yapılacağı söyleniyor. Yeni marina projeleri gerçekleşirse bütün liman büyük bir marinaya dönecek. Böyle bir durumun suyun sirkülasyonu boyutunda problem oluşturması kaçınılmaz gibi gözüküyor.

Hocam şehrimize yatırım gelmesin mi, diye itiraz edebilirsiniz. Tabii ki gelsin ama, lütfen kontrollü gelsin. Turizm sadece para kazanma aracı olarak görülmesin. Para kazanırken de eldeki bütün değerlerimizin çarçur edilmesi ve yağmalanması mubah olmasın. Bakınız, karayolunda seyreden bir kanyonun bile istiap haddi belliyken ve bu belirlenen miktar kontrol ediliyorken, cennet Fethiye’min limanının böyle bir kontrolsüzlükle yüz yüze olması beni ziyadesiyle üzmektedir.

Daha önce değinmiş olduğum, misafir odamızdaki çakma tersane de limanımızın kanayan bir yarsı olmaya devam ediyor. Bütün korkum burada yaşanacak bir musibetle aklımızın başımıza gelmesidir. Umarım böyle bir şey olmaz.

Limanımız Fethiye’mizin gözbebeğidir.  Onu layık olduğu değer çerçevesinde, koruyup gözetmeliyiz.

Bu arada limanımızdaki alg üremesi azaldı. Demek ki, ortamda azot ve fosfor miktarı düştü. Demek ki daha önce saydığımız muhtemel üç kirlilik kaynağında birtakım değişiklikler oldu veya denizimizin sıcaklığı biraz azaldı. Her ne olduysa iyi ki oldu. Umarım böyle bir musibeti bir daha yaşamayız.

Fethiye’mizin kendine yakışır bir limana sahip olması dileğimle…

 

[email protected]

[email protected]

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları