Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

Eğitimde İdealistlik

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 1741

Eğitim ile ilgili yazmaya bu hafta da devam ediyorum. Bence eğitim sistemlerinin eğitilenlere kazandıracağı en önemli hasletlerden biri de idealistliktir. İdealistlik, bir ideal uğruna çalışıp onu kendi çıkarlarının önünde tutmaktır. Bu ideal, aile olabilir, kurum olabilir, şehir olabilir, inanç olabilir ve vatan olabilir. Vatan için idealist olmak kendisinden önce sayılanların hepsini kapsar. Aslında idealistlik insanlık tarihi kadar eski olmasına rağmen kişisel bazda kolayca oluşabilecek bir özellik değildir. Eğitim süreci boyunca verilip öğretmen tarafından da uygulaması gösterilmeden edinilmesi zordur. Toplumların gelişmesi ve kalkınması idealistliği, eğitim sürecinde benimsemiş insanların emekleriyle olur.

Bir grup idealist insanın içinde yaşadıkları toplumda gerçekleştirdikleri örnekler, tarihin her devrinde mevcuttur. Öğretmen kaynaklı olan idealist hareketler mutlaka başarıya ulaşır ve uzun soluklu olur. Yani, idealist nesiller ancak idealist öğretmenlerce yetiştirilir. Başöğretmen Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti gerçekleştirilmek istenen idealler ile ortaya çıkmıştır. Köy Enstitüleri, öğretmen okulları ve onlardan yetişen öğretmenler neredeyse idealistliğin sembolüdür. Malazgirt Savaşı’ndan önce Anadolu’ya gönderilen Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencileri olan Horasan erenleri, mesken tuttukları yerlere öğretileri ile idealistliğin kalesini dikmişlerdir.

Yaşadığımız şehrin adının nereden geldiğini hepimiz biliyoruz. “Fethiye”;  bir ideal uğruna şehit olmuş kahramanın anısını taşır gururla. Meydan okumanın kanatlanmış halidir Fethi Bey. İdeal için gerekirse ölünür derken içmiştir ölümsüzlük şerbetini. Yaşamaktadır hala Fethiye’de atan her yürekte. Yani biz Fethiyelilere idealistlik anlatılmaz, çünkü biz onu her gün, her saat, her hücremizde yaşarız.     

Dünyadan örnek vermek gerekirse, Japonya’dan ve Finlandiya’dan mutlaka bahsetmeliyiz. Ben bu yazımda Finlandiya’ya değineceğim. Bu amaç dâhilinde Finlandiya ile ilgili birkaç bilgi vermek istiyorum. Finlandiya PİSA değerlendirmelerinde her zaman ilk üçte olan ve istikrarla bu durumunu devam ettirebilen nadir ülkelerdendir. Eğitimde yakalanan bu ölçülebilir başarı toplumun her kademesine nüfuz etmiştir.  Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bulunan metroya binen yolculara bilet kontrolü yapılmaz. Buna rağmen yolcuların %98’i biletlerini alır. Biletsiz binen %2 ise ülkede yaşayan yabancılardır. Kendi açımdan bu durumu bir toplumun ulaşacağı ahlaki mükemmellik olarak adlandırabilirim. Yine bu ülke cep telefonu teknolojisine yaptığı girişle yıllar boyunca adından söz ettirmiştir. Finlandiya’nın gerek maddi gerek ahlaki boyutta yakaladığı bu zirveler hiç şüphesiz, idealist öğretmenler ve onların yetiştirdiği idealist halkın eseridir. İşte Finlandiya toplumun temellerinin nasıl atıldığını anlatan “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” isimli kitap, bu nedenle çok önemlidir. Ayrıca bir avuç idealist insanın gösterdikleri çabanın sonuçlarının, nerelere vardığının görülmesi açısından da çok değerlidir. Kısacası bu eseri “idealistliğin kitabı” olarak tanımlayabiliriz. Her bir öğrencinin eğitim öğretim hayatı boyunca mutlaka okuması gereken kitaplardan biridir. Atamız da bu kitabın Cumhuriyet okullarının müfredatına girmesini istemiştir. Yıllar boyunca da bu uygulama devam etmiştir. Bahsettiğimiz kitap Harp Okuluna giden gençlerimizin de okumak zorunda oldukları kitaplar listesinde ön sıralardadır. Eğer okumadıysanız mutlaka okuyun; okuduysanız ise bir kez daha okuyun. Birkaç yerinde sizin de düşünce dünyanıza mutlaka temas edecektir.

Bir kitap ile eğitimde idealistlik sorununu çözemeyiz ama unutmayın bir söz vardır: Bir kitap okudum bütün hayatım değişti.

İnanın ki bu kitap, yukarıdaki sözü söylettirebilecek nadir kitaplardan biridir.

İdealistliğimiz daim olsun.

[email protected]

Yazarın Diğer Yazıları