Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

YAŞAM DA BİR TİCARET!

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 4025

İnsanı hayvandan ayıran en temel özellikler, hayvan için yaşamının amacı olan etkinliklerin, insanın kendi türüne özgü etkinliklerinin gerçekleştirilmesinde ancak ve ancak bir araç olmasıdır. Hayvanda amaç olan şey insanda bir araçtır ve öyle de olmalıdır. Beden yanımızla hayvanlarla ortak birçok noktamız vardır. Yemek, içmek, barınma, üremek gibi.. Bütün canlılar için durum aynıdır neredeyse. Ama insan için farklı sadece. Bu saydığımız özellikler insan yaşamı için bir amaç değildir. İnsan sırf yemek için yaşamaz, ya da üremek için yaşamaz. Bunları yaşar diğer canlılar gibi, türünü devam ettirebilmek için . Bedensel gereksinmelerdir bunlar yapılması zorunlu. Hayvanlardan, bunların dışında bir etkinlikte bulunmaları beklenmez. Oysa insanoğlu için öyle mi? Bu zorunlu ve olmazsa olmaz hayvansal gereksinmelerin karşılanmasının ardından, insan türüne özgü etkinlikler beklenir artık. İnsanın insan olabilmesi için: aklını kullanması, düşünmesi, okuması-yazması, plan yapması, hayal kurması, sevinmesi, acıması nefret etmesi, aşık olması, paylaşması ve de inanması ve güzel duygular için yaşaması.. Ölecekse de en güzel idealler uğruna ölmesi beklenir. Sıradan ölümler yakışmaz insana. En güzel şekilde yaşaması ve ölürken de en güzel ölümler beklenir. Ölümün güzeli olur mu diyen olabilir ama ben insanoğlunun dünyadaki acı tatlı her şeye bir güzellik kattığına inanlardanım. Ve hayvan yaşayabilmek için dünyaya uyum sağlamaya ve kendini yaşadığı ortama uydurmağa çalışırken insanoğlu tam tersine dünyayı kendi yaşayabileceği bir şekle dönüştürür. Yaz sıcağı geldiğinde hayvan yaşayabilmek için tüyünü dökerken, insanoğlu klimaları çalıştırır serinleyebilmek için.

      Neyse,asıl vurgulamak istediğim nokta başka. Asıl olan, hayvansal gereksinmelerimizi insani yanımızın emrine vermek ve onları insanca yönetebilmektir. Yani bize önerilen şekilde yaşamak ve sürekli kontrol altında tutmak gerekir bedeni. Böyle yaşayarak insan yanımızı arttırıp bedenimizin ağırlığından kurtulabiliriz ancak. Hepimiz biliyoruz ki beden toprağa dönüşen bir madde. Ve bedenin isteklerine göre yaptığımız her hizmetin de toprağa dönüşeceğini düşünmemiz gerekir. Geçici ve çürüyecek olana yapılan hizmetin karşılığında elde edilen gelirin de aynı akıbete uğraması kaçınılmazdır. Tam tersine bunları iyice doğru şekilde kullanıp, bedeni insanın emrine vererek, topraktan ışığa dönüştürme olanağı bulabiliriz.

      Bu dünya da bir anlamda ticarethane gibi. Bir şeyler üretip karşılığında bir şeyler almaktayız. Nerede, nasıl, hangi yolla, hangi araçları kullanarak ürettiğimiz önemli olduğu gibi, bunları nerede ve nasıl harcadığımız da önemlidir. Yani ne verip karşılığında ne aldığımız önemlidir. Ya parayı, malı, eşyayı verip gönül alacağız, iyi düşünceler, sevgi, saygı yani "insan" alacağız, insani olanı biriktireceğiz; ya da insani olanı verip karşılığında para, mal mülk, arsa, tarla - marla alacağız, nesneyi biriktireceğiz.Ya eşyayı insana dönüştüreceksiniz ya da insanı eşyaya!.. Ya geçici olanı verip karşılığında kalıcı olanı alacaksın; ya da kalıcı olanı harcayıp geçici olanı alacaksın.

      Ya varoluşu verip yok oluşu alacaksınız!..Ya da yok oluşu elden çıkarıp varoluşa kavuşacaksınız! Seçim sizin!

Yazarın Diğer Yazıları