Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

ŞUARA SÜRESİ VE ŞAİRLER. VE SİİR NE DURUMDA

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 3942

Şuara Süresi 224/225/226/227. Ayetler:

“ Şairler var ya, onların peşine de sapkınlar ve  çapkınlar,  düşer. Bunların her vadide  şaşkın şaşkın dolaştıklarını görmüyor musun? Doğrusu onlar yapmadıkları şeyleri söylerler. Ancak iman edip, iyi işler yapanlar, Allah’ı çok ananlar ve kendilerine zulmedildikten sonra ölçülerini alanlar müstesna! O zulmedenler nasıl bir uçuruma yuvarlanacaklarını yarın bileceklerdir!”

Süreyi ilk kez okuduğumdapişmanlık duyguları içinde derin düşüncelere daldım.”Yazar olmak için sen git sosyoloji, psikoloji, felsefe, antropoloji bilmem ne oku, sonra gel şair ol! Allah' tan şairler kendilerinden başkasını şairden saymadıklarından, durumu yırtarım ama ya öbür dünyada kendilerini kurtarmak için o anlı şanlı şairler beni gösterirlerse! 'Vallahi biz şair değiliz , asıl şair bu!' derlerse ne yaparım?  Hem şair değilsem o kadar şiir kitabını niye yazdığımı sormazlar mı? Ulan ne işe düştüm!” diye yana yakıla düşünüp dururken, başka şair ayeti var mı diye iyice bir araştırayım dedim.  Tur süresi ve Yasin süresi aynen şöyle diyordu:

Tür Süresi 29.ayet:

“ O halde vaaz ve öğüt vermeye devam et. Çünkü sen,  Rabbinin nimet hakkı için  ne sihirbazın ne de bir deli.”

30.ayet:

“ Yoksa ' O bir şair, biz onun hakkında zamanın  ıstırap veren felâketini bekliyoruz' mu diyorlar?*

31.ayet:

“ De ki ' Bekleyin bakalım,  çünkü ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.’”

 

Yasin Suresi 69.ayet:

“ Biz ona şiir öğretmedik. Ona yakışmaz da. O sadece bir öğüt ve parlak bir Kur’andır.”

Vay ki vay! Hele Yasin  süresi. Hiç beklemezdim doğrusu. Daha önce birkaç kez okumuştum ama hiç fark etmemişim. Hayret!

Gözümün önüne bu dünyadan göçüp gitmiş şairler geliyor. Biliyorlar mıydı bu ayetleri acaba ?Şimdi ne yapıyorlardır? İçlerinde sefa sürüp gidenler, bır eli yağda diğeri balda gidenler vardı ama ya ömrü hapiste, sürgünde, işkencede geçip gidenler? Halkı için, hak ve  adalet için, özgürlük için ömür boyu gün görmemiş o güzel şairler ne olacaktı? Bir de orada mı cezalandırılacaklardı sırf şair olduklarıiçin?İnsanlığın kalitesini yükselten,  güzel günler yaşasın diye çocuklar, haksızlığa, zulme, karanlığa , adaletsizliğe isyan ettikleri için dünyaları başlarına yıkılan ” aydınşairler!” Hak adı da olan yüce Allah hakkı adaleti savunanlara ceza verir miydi? Ayetleri iyi okumak gerekiyordu! Defalarca hem de!

Bilirsiniz “ aydın” olmak bir duruştur. Aydının en önemli görevi de halkını uyutanlara karşı mücadele etmektirHalkınsorgulama, muhakeme etme ve olaylar arasında bağlantı kurma becerilerini artırmaları için birömür harcarlar.Yani uyandırma görevidir yaptıkları ve ne yazıktır ki uyandırma işi değil uyutma işine daha çok para verirler. Aydınşairler de buanlayıştan paylarını alırlar . Bırakın para kazanmayı başlarına gelmedik kalmaz.

 

Allah’ ı sık sık ananlar hariç tutuluyor ya sürenin devamında, içime bir ferahlık geliyor.Demek ki hepten kötülenmiyor şairler, bir açık kapı bırakılıyor: “ Allah’ıananlar hariç...”Herkes kendi inanç çerçevesinde yorumlayabilir ve bu yorumların ışığında tutum ve davranışlar geliştirebilir. Kimi gece gündüz ibadet yapabilir, kimi tespih çekebilir, kimi kurbanlar kesebilir, kimi kurduğu tüm ilişkilerde  yaptığıeylemlerde Allah' ın rızasını gözetir. Ben bu sonyazdığım şekilde davranmaya çalışırım.

 

Sözün eylemle bir anlam ifade ettiğine inanan biri olarak inancımı her zaman eyleme dönüştürüp ete kemiğe büründürürüm. Yani iyi bir insan iyi şeyler yapar inancındayım. Yapmadıktan sonra bir anlamı yok.

En önemlisi de , aydın bir duruşa sahip olmanın gereği olarak halkı uyandırma, bilinçlendirme, farkındalık ve sorumluluk duygusu oluşturma çabaları karşılığında maddi bir gelir beklenmemelidir.Bırakın böyle bir gelir beklemeyi, aydın insan elinde avucunda olanı bile verir. Çünkü insanlık çıtasının yükselmesi , onunen büyük ödülüdür. Yeri gelir canını bile vermekten çekinmez.

Kur” anda da bir şair gözüyle kapsamlı ve  aynı çerçevede bir araştırma yapıldığında buna benzer yorumlara ulaşılır. Yaradan şairlere kızarkenve inanmayanlara karşı Hazreti Muhammed'i uyarırken,,” Sen onlardan para mı istedin de sana inanmıyorlar?” ya da “ Bu işleri senin bir bedel karşılığı mı yaptığını sanıyorlar da inanmıyorlar?” mealinde sitemler eder.

Kalem süresi 46, Tür süresi 40,Mümin' ün süresi 72. Ayetler başta olmak üzere çok sayıda ayet şöyle der: “ Sen bu yaptığın tebliğler karşılığında birücret mi talep  ediyorsun da sana inanmıyorlar”

İlgili ayetleri defalarca okuduğumda ve Kur’an ' ıntamamına baktığımda ulaştığım sonuç şu olmuştur: Allah,  şairlerin adını zikrederek uyarılarda bulunurken  ayetin devamında da dediği gibi bu işten para pul, makam mevki bekleyen ,kimseyi beğenmeyen, kibir abidesi , çıkarcı, şairleri kastederek aşağılamaktadır. “ Allah' ı çokça ananlar  hariç!” derken bu sözün anlamını yukarıdaki aydın tarifine kadar genişletebiliriz.

İnsanlara yalan söyleyen,kendi üç kuruşluk çıkarları uğruna milleti kandıran, yalan söyleyen, güzel süslü sözlerle ve din imanı da işin içine katarak halkı sömüren, sömürülmesine aracılık eden esnaf, memur, bürokrat, yönetici , çöpçü-bekçi, sıradanvatandaş yani bu suçları işleyen her insan dururken özellikle şairlerin adının geçmesi ilginç elbette. Bunun nedeni ne olabilir diye baktığımda aklıma hemen 2 neden geldi.Birincisi , ölçülü ve düzenli olması, hafızada kalıcı şekilde sözcük tekrarlarının yapılması nedeniyle ayetler zaten şiir gibi olduğundan şair sözü olmadığı  vurgulanmak isteniyor ve Allah tarafından gönderildiği konusunda insanların daha bir ciddiyetle dinlemeleri isteniyor. İkincisi de, o önemde şairlere büyük önem verildiği ve büyülü sözcükleri ile insanları daha çok etkiledikleri için, puta tapan şairlerin inanmak isteyenleri ters yönde etkilememesi için  ayetlerdekendilerinden özelikle sözedilmiş olabilir. Hepsi için söylenmiş olamaz, çünkü Peygamberin yanında himaye ettiği çok sayıda şairin olduğu anlatılır.

Sözü fazla uzatmak  istemiyorum. Ayetler gayet açık! Her kesimde olduğu gibi, şairler içinde de , iyisikötüsü, bencili, kibirlisi, çıkarcısı, para düşkünü, makam mevki  sevdalısı elbette vardır. Ama o kadar zalimi, hırsızı, uğursuzu, çalanı çırpanı dururken ; güzel güzel dizeler yazıp işi gereği biraz fazla sevmekten başka günahı olmayan şairlere sıra gelir mi bilmem?

 

Yazarın Diğer Yazıları