Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

ŞİİRDE ANLAM ÇOĞALMASI

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 5481

Sözcüklerin şiire girerken, şiiri oluştururken, sözlük anlamlarının yanı sıra, şiirin yakalandığı yer olan "yan anlamların oluşumu esnasında" şiirde anlam çoğalmasına yol açar. Şiirin bütünü oluşup, consepti ortaya çıkınca, bu bütünün verdiği işaret doğrultusunda geriye doğru yeniden bir okuma yapıldığında , sözcüklerin sözlük anlamlarını terk edip şiirde yeni oluşan bütünün verdiği yeni anlamları kuşandıkları ve şiirde yer alan bütün sözcüklerin anlam bakımından bütünün emrine girdikleri görülür. İşte burada oluşan yeni anlamlar, sadece bu şiire özgüdür. Herkesin mutabık kaldığı sözlükteki anlamlarını soyunan sözcükler, oluşturdukları şiirde, bu şiirin vermiş olduğu genel anlamın,edanın sunduğu anlamı giyinmişlerdir. Sözcüklerin herkesin kabul ettiği sözlük anlamları da elbette şiire girerken vardır. Ancak şiirin düz anlamlarını oluşturdukları için şiirsel bir değerleri yoktur. Yani şiirin bütünü oluşup, sözcükler şiir değeri kazanınca bu sözlük anlamlar yerini şiirsel anlamlara bırakırlar . Şiirden anlamayanlar için bir anlam ifade etseler bile bu ifade şiirsel değildir. Ne zaman ki şiirin bütünü ortaya çıkar, genel konsept oluşur; işte o zaman bu sözcükler bütünün verdiği yeni anlamlara kavuşurlar. O zaman bu sözcükler “şiir sözcükler” olurlar ve “sadece bu şiire özgü” anlamlara kavuşurlar. Sonra herkes yerine marş marş! Her şiirin oluşunda, herkesin bildiği sözcüklerin, sadece o şiire özgü yeni anlamlara kavuşması ile, şiir dilde büyük bir devrim yapmış olur. Sözlüklerde bir ya da birkaç anlamla sınırlı olan sözcükler, her yeni yazılan şiirle yeni anlamlara kavuşmuş olur ve sadece o şiire özgü, bir kerelik anlamlar olsalar da, dilde zenginleşmeye yol açarlar. Yahya Kemal Beyatlı’nın SESSİZ GEMİ adlı şiiri şiirde anlam çoğalmasının en güzel örneklerindendir. Hiç adı geçmediği halde, şiirde “ölüm” teması yakalanınca, şiire giren bütün sözcükler artık bilinen anlamlarını bırakıp yeni temanın anlamını yüklenirler. Ve artık gemi tabuttur; zamandan demir almak ölümdür; gidilen meçhul yer ahrettir; yolcuyu uğurlayan konu komşu cemaattir ve diğer bütün sözcükler buna benzer anlamlar edinirler. SESSİZ GEMİ Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden. NOT: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun!

Yazarın Diğer Yazıları