Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

FAİK BAYSAL- SARDUVAN VE İKİLEMELER

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 3037

Faik Baysal ismini ilk kez kızı Elif Baysal’dan duydum. Dizi sanatçısı da olan sevgili dostum Elif Baysal’la bir etkinlikte tanıştığımızda babasının da yazar olduğunu söyleyince çok sevindim. Kısa bir süre sonra hemen Faik Baysal’ın “Sarduvan” adlı kitabını alarak bir çırpıda okudum .İyi ki de Elif Baysal’la tanışmışım da Faik Baysal gibi dev bir yazarı da bu vesileyle tanıma fırsatı bulmuşum Hiç bu kadar “ikilemenin” olduğu bir kitap okumamıştım. Hayretler içinde kaldım. Kitap sanki ikilemeler üzerine yazılmış bir ders kitabıydı. Hayran kaldım. Şiirlerine de bakınca bu ikilemelere orada da rastladım ve anladım ki yazar bu konuda işin erbabı olmuş. Aşağıda alıntı yaptığım şiirinde de göreceğiniz üzere “Kelli felli”, ”adım sanım”, ”boyum posum”, gibi ikilemelerden Sarduvan kitabında yüzlerce var. Şimdi sayısını unuttum ama neredeyse 4 bini aşkın ikileme bulmuştum. Hem de bazılarına ilk kez rastlamıştım. Bu kitabı Türk Dili üzerinde çalışanlar başta olmak üzere herkesin okumasını öneriyorum. Can Yayınları’nda çıkan kitabın arka kapağına yayınevi şu notu düşmüş: "Sarduvan", 1944 yılında yayımlandığı zaman, bir anda romancılığımızın temel taşları arasına girmişti. Ancak o yıllarda bu ilginç romanın yayımlanması pek çok sorunu da birlikte getirmişti. Yayıncılar, kitabın bazı bölümlerini sakıncalı bulmuşlar ve yayımlamaya yanaşmamışlardı. Sonunda kitaptan yüz sayfalık bir bölüm çıkarılmış ve kitap eksikli olarak yayımlanmıştı. Bu yaralı durumuyla bile "Sarduvan", o günlerde büyük yankılar uyandırmış, büyük övgülerin yanısıra, büyük tepkiler de görmüştü. Değerli romancımız "Faik Baysal", romanı baştan sona yeniden gözden geçirdiği gibi, o sakıncalı bulunup atılan bölümleri de ekleyerek ilk kez "Sarduvan"ına kavuşmuş oluyor. "Sarduvan"ın yine büyük bir ilgiyle karşılanacağından hiç kuşkumuz yok. Yazarın Sarduvan dışında Rezil Dünya (1955), Drina da Son Gün (1972), Ateşi Yakanlar (1992), Voli adlı(1993) romanlarının yanı sıra 1968-1969 yıllarında sait Faik Armağanı alan Sancı Meydanı , Babasının Oğlu(1977), Nuni (1985), Militan (1986), Tota (1991), Güller Kanıyordu (1992), İlgaz Teyze Öldü (1993), Elleri Sesimin Rengindeydi (1998), Terlikler (1998) ve İlk Defa (1957), Uyyy (1986), Beyaz Şiirler (1996), Ayın Ucunda (1994) adlı şiir kitapları 80 yıllık hayatına sığdırdığı eserler. Hayat hikâyesi ise şöyle (Vikipedi’den alıntı) 1922 yılında Adapazarı'nda doğan Faik Baysal, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Çeşitli gazetelerde, şirketlerde, ansiklopedilerde çevirmenlik ve çeşitli liselerde Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yaptı. İkinci Dünya Savaşı boyunca yedek subay olarak orduda görev aldı. Başından sonuna kadar Meydan Larouse'un çalışmalarına katıldı; ilk romanı Sarduvan'ı 1944 yılında yayınladı. Arkasından çok sayıda şiir, öykü ve roman yazdı. Sarduvan'la Orhan Kemal Roman Armağanı'nı Sancı Meydanı'yla 'Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı. Faik Baysal'ın Fransızcadan birçok çevirisi vardır. Evli ve iki çocuk babasıdır. İlk şiiri Gündüz dergisinde çıkan (1936), 1943'ten bu yana, en çok Varlık dergisinde şiir, hikâyelerine, gazetelerde tefrika romanlarına rastlanan Baysal, konularını büyükbabasının yanında çocukluğunu geçirdiği Adapazarı ve çevresi köy ve kasabalarında, İstanbul'un kenar mahallerinden aldı, sefalet ve serseriliklere kaymış insanların hayat dramlarını inceledi. Faik Baysal, 9 Aralık 2002'de vefat etti. Böyle değerli olup da hakettiği üne kavuşamamış o kadar yazarımız şairimiz var ki. Tam tersi olduğu gibi. Ahmet Miskioğlu Ocak-Şubat 2003 yılında Türk Dili’nde yazmış olduğu bir yazıda şunları söylüyor: "Kırklı yıllarda, önceki dönemlerden ayrımlı, yerleşik şiir anlayışını yıkan çok değişik şiirler yayımlıyordu. Ben, onun şiirlerini okurken değişikliğe şaşar ve ondan hiç kimsenin söz açmamasına daha çok şaşardım. Sonra kendi kendime yorumladım. Faik Baysal yalnız bir adamdır, arkadaşı, gönüldaşı pek yoktur, bu yüzden buluşlarını da kimse görmek istemiyor diyordum. Öbürleri ise sık sık birbirlerini pohpohlayarak dikkat çekebiliyorlardı.(...) Faik Baysal da hakkı yenmiş yazarlardan biridir. Bir gün, gerçek, bilimsel tutumlu ve sezgisi güçlü yazarlar yetişecek, bütün yanlışlar düzeltilecek. Buna inanıyorum. Haksız ünlülerle hakkı yenmiş ünsüzler arasındaki ölçülü denge bulunacaktır. Sürekli olarak yenilik ardında koşma, yalın bir anlatım ve topluma değer verme eğilimi içinde şiirler yayımlayan Faik Baysal, başarılı romanlar, öyküler de yazdı; çok sayıda çeviri yaptı yayımladı. Kuşku yoktur ki çevresini, kuşağını, çağını etkilemiş ve kendisi de onlardan etkilenmiştir." Değerli yazarımızı güzel bir şiiriyle bir kez daha saygıyla ve rahmetle anarken sevgili kızı Elif Baysal’a da selam ve sevgiler gönderiyorum. İ L K D E F A İlk defa başım benim bu sabah, İlk defa dünya varmış diyorum, Otuz yıldan beri ilk defa İşime gitmiyorum Otuz yıldan beri ilk defa Romatizmalarımdan şikayet etmiyorum.. İlk defa gittiğim yer belli, Gömleğim beyaz, gönlümde yaz, İlk defa sofular tekkesi sokağından Geçiyorum kelli felli… Nüfus kağıdım, adım, sanım, Fatih nufüs memuru Sefa’da, Boyum posum, alın yazım İskenderpaşa camii imamı Hacı Vefa’da… İlk defa yeryüzündeyim, İlk defa başım dik, İlk defa ayaklarım yerden kesik, İlk defa kollar üstündeyim, İlk defa emrimde Beyoğlu, İlk defa geçiyorum köprüden, İlk defa görüyorum İstanbul’u..

Yazarın Diğer Yazıları