Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

' BİR YERE KADAR!'

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 511

Bu "bir yere kadar" sözü bazen o kadar önem kazanıyor ki sormayın gitsin! Gerçekten de her şey bir yere kadar! İnsanın sabrı bir yere kadardır. Dayanma gücü bir yere kadardır. Hoşgörüsü yine bir yere kadardır. Kimse babasının hayrına bir iş yapmıyor. Her yapılan işten, eylemden hatta iyilik diye yapılan şeylerden bile bir karşılık bekleniyor. Her şeyden menfaat, her şeyden bir karşılık bekleniyor. Karşılıksız yapıldığını sandığınız bir güzellik yapılmıştır. " Hele şükür! Sonunda menfaat gözetmeden bir iş yapan çıktı karşıma!" diye sevinirsiniz ama çok geçmeden sevinciniz kursağınızda kalır. Bu sefer de neredeyse nefes alışına karışacak kadar yaşamınızı kontrol etmeye, özgürlüklerini sınırlamaya ve her yaptığınız işte onaylarının olmasını beklerler. Bu tür insanları anlatan bir fıkra vardır..Fıkra aşağı yukarı şöyle: Adam evlenecek ama düğünde giyecek bir elbisesi bile yok. Durumu gören arkadaşı " ne düşünüyorsun kardeşim dert etme ben sana kendi elbisemi getiririm, düğününde giyer sonra verirsin!" demiş. Dediği gibi de yapmış ,elbisesini arkadaşına teslim etmiş. Düğün günü adam arkadaşından ödünç aldığı elbiseyi sevinçle giymiş. Bu önemli gününde en önemli eksiğini gideren arkadaşına defalarca teşekkür etmiş. Elbise de bayağı yakışmış hani.Tam gelinle gecenin ilk dansına kalkmışlar dans ediyorlar, elbiseyi veren arkadaşı diplerinde ve kulağına fısıldıyor:"Oyna oyna kırışırsa kırışsın önemli değil!" Hay Allah bu neydi şimdi? Gelinle damat oyun sonrası yerlerine dönmüşler. Tam oturmuşlar yorgunluktan canı çıkmış damat karşı köşede arkadaşı ile göz göze geliyor.Arkadaşı el kol işaretleriyle " rahat otur kiırışsın. Önemli değil!" Damat sinir oluyor ama " tamam!" dercesine kafasını sallıyor.Adam her oyuna kalkışta arkadaşı dibinde " oyna oyna kırışsın!"; her oturuşunda karşıdan bir yerden kaş göz işaretiyle aynı sözler. Damat dayanıyor dayanıyor ama bir yere kadar. Sonunda kalkıyor ayağa ve elbiseleri çıkarıp arkadaşının önüne fırlatıyor." Yetti artık!.Senin de senin elbiseni de deyip dön gömlek kalıyor milletin ortasında. Yani mademki bir iyilik yaptınız insanı doğduğuna pişman etmeyin. Yaptığınız güzel eylem o saf güzelliğiyle kalsın ve gönül kazanmanın mutluluğu size yetsin. İnsanları sıkboğaz ederek her saniye hatırlatarak, yaptığınız iyilik, güzellik her neyse karşınızdaki insanda cehennem azabına dönüşmesini! Vefa duygusuyla insanlar sabrederler, yaptığınız iyilik heba olmasın diye ses çıkarmazlar ama sabrın da bir sınırı var. Bu sınırı zorlayıp her şeyi berbat etmeyin! Sabretmek de bir yere kadar yani!

Yazarın Diğer Yazıları