Ali Gönen

SEKİ YAYLASI' DAN SEVGİLERLE…

Ali Gönen

  • 3791

Sevgili okurlar bildiğiniz üzere:

Devlet ve toplum bilgi ile yönetilir.

Bilimle yönetilir. Akıl ile yönetilir. Birikimle yönetilir.

Bağırıp çağırmakla, ona buna zart zurt etmekle devlet yönetilmez.

Sakin olacaksın, düşüneceksin.

Bilmiyorsan danışacaksın.

Düşünmeden konuşmayacaksın.

Dahası iki kez hatta üç kez düşünüp bir kez konuşacaksın.

Maşallah bir İçişleri Bakanımız var evlere şenlik!

Din üzerinden, dini kullanarak devleti ve toplumu yönetemezsin.

Devlet yasa ile hukuk ile kurallar ile yönetilir.

Devlet ve toplum Parlamento ile yönetilir.

Devlet ve toplum Anayasal Kurumlar ile yönetilir.

Din ayrı bir olgudur, ayrı bir iştir. İnsanların özel dünyasıdır.

Dini insanların kendi tercihine bırakacaksın.

Aksi halde duvara toslarsın. Nitekim tosladık.

Elin adamı Laik Devlet ve Toplum düzenini boşuna mı kabul etmiş?

Geçelim…Bu gidişle biz olmayız.

***

Yaz mevsiminde günlerimizin çoğunu Seki Yaylası’ nda geçiriyoruz.

Her yeni güne bir ölüm duyurusu ile başlıyoruz

Değişmeyen duyuru modeli şöyle:

“Bu gün 14 Haziran Cuma. Seydikemer Belediyesi hayırlı günler diler.

Arkasından ölüm ilanı veriliyor: İlçemiz … Mahallesinden … ölmüştür “ diye devam edip gidiyor.

Bu duyuru bazı günler üç -dört, hatta bazı günler beş kez yapılıyor.

Haliyle çoğu kez aynı ölüm duyurusu camiden de yapılıyor.

Yaa tamam. Ölenler bizim insanımız. Hepimiz öleceğiz de…

İletişimin bu kadar kolaylaştığı bir zamanda bu işe bir çözüm bulunamaz mı?

Vatandaş da yakınıyor “ Ölüm duyurusu dinlerken içimiz kararıp gidiyor” diyor.

Seydikemer’ de onlarca mahalle var. Karadere’ den Doğanlar’a

Arsa’ dan Söğütlü Dere Mahallesine…O zaman da duyurular bitmiyor.

Hiç olmaz ise şu yapılamaz mı? Yayla Mahallesi ölümleri Yayla mahallelerine,

Sahil mahallesi ölümleri de sahil bölgesi mahallelerine duyurulabilir.

***

Bir şey daha var. O daha da önemli.

Cuma günleri, Seki Cuma Pazarı açılışı “Dualı” yapılıyor.

Her Cuma Pazarı dua ile açılıyor.

Esnaf patates veya soğan çuvalını yada elma kasasını almış kucağına…

Tam tezgaha koyacakken “Amin!”

Bu okuma ve nasihat işi kısa da sürmüyor haa!

Sekiz on dakika devam ediyor. Esnaf da kucağında çuval ile bekliyor.

Bir vaazdır gidiyor. Sanki bir yerde toplu Mevlü’de katılmışız.

Tam bir “Ortadoğu Kültürü!”

Arkadaşlar, esnafımıza ve yurttaşlara “şunu yapmayınız bunu yapmayınız” diye nasihat edeceğimize…

“Şunu üretiniz bunu üretiniz şöyle yaparsanız daha çok ürün alırsınız” demenin zamanı çoktan gelip geçmedi mi?

Değişmez, geçelim…

***

Sevgili okurlar yazımızı bir tebessümü ile noktalayalım.

BANA GÖRÜNME DE…

Aile büyükleri Nasrettin Hocayı hiç görmediği çirkince bir hanımla evlendirmişler.

İlk gecenin sabahında hoca çarşıya çıkarken kadın:

- Efendi demiş mahallenize yeni geldim. Kimlere görüneyim kimlere görünmeyeyim?

Hoca:

- "Bana görünme de kime görünürsen görün" demiş

 

Yazarın Diğer Yazıları