Ali Gönen

İŞİMİZ ZOR..!

Ali Gönen

  • 2113

       Sevgili okurlar okumuşsunuzdur.

       Diyanet İşleri Başkanı (Dikkat! Adam Prof. Dr.) bakınız ne demiş: “Kuran’ın olmadığı yer karanlık bir yerdir. Kuran’ ın girmediği kalp karanlık bir kalptir. Kuran’ın girmediği ev harabe bir evdir” demiş.

       Şimdi birileri çıksa ve bu sözlerin tam tersini söylese Ali Erbaş üzülmez mi?

       Birçok yurttaşımız üzülmez mi?

       Elbette üzülür.

       Peki, Ali Erbaş bu sözleri söylediği için üzülen yurttaşımız yok mu?

      Olmaz olur mu, elbette var.

       O zaman bir din adamı bu sözleri niçin söyler acaba?

       Ali paşa devam ederek: “Kuran ile birlikte olmayan çocukların şeytan veya şeytani insanlarla birlikte olacağını” söylemiş.

      Hadi canım sen de! Oyun çağındaki, okul çağındaki bir çocuğun şeytanla, şeytani insanlarla ne işi olabilir. Şeytanlık ve şeytan işi yetişkinlerin işidir Ali bey. Buna da tanık oluyoruz her gün. Boş boş konuşma öyle!

            ***                     

       Bir başka ilahiyatçı profesör de İzmir’de konuşmuş.

       İbrahim Emiroğlu adında birileri demiş ki: “Kızlar adet olur. Adet olmak bir hastalıktır. Ve mutlaka tedavi olmaları gerekir. 15 yaşındaki kızlar evlenebilir. Kızlar tesettüre girsinler. Edepli olsunlar”

       Şimdi bu adama sormak gerekmez mi?

      -Senin o güzel anacığın, O güzel insan adet görmeyen bir kadın olsaydı sen şu güzelim dünyaya gelebilecek miydin acaba?  Adet görmek, neslimizin devamı için kadının mutlaka yaşaması gereken bir biyolojik olay değil midir?

       Adet görmeyen (regl olmayan, olamayan) rahminde yumurta üretemeyen bir kadın doğurgan olabilir mi?

      Adet görmek, rahimde oluşan bir yumurta döllenme fırsatı bulamamış ise yani gebelik gerçekleşmemiş ise rahim çeperinin 3-5 günlük bir süreçte dışarı atılması değil midir?

      Adet görmek, kadının belli bir yaşa kadar yani doğurganlık dönemini içinde yaşadığı, yaşamak zorunda olduğu bir “cinsiyet özelliği” değil midir?

       Eşiniz adet görmez ise, nasıl çocuk sahibi olabilirsin İbrahim bey?

       Sorular çoğaltılabilir.

       İbrahim efendi: “15 yaşındaki kızlar evlenebilir”  diye de buyurmuşsunuz …

       Bize göre bu yaştaki kızların evlenmeleri hiç te uygun değil ama… Haydi evlendi diyelim.

       Bu kız ergenliğe erdiği, yani “adet görmeye başladığı” için evlenebilir demiş olmuyor musunuz?

       O zaman kızın adet görmesini niçin bir hastalık olarak görüyorsunuz?

       Kadınlar adet gördükleri için kendilerine şükredeceğimize onları suçlamak neyin nesidir?

       Sakallı Celal adındaki adam ne demiş? “Bu kadar cahillik ancak tahsil ile mümkündür”

       İbrahim efendi, bütün sözleriniz boş, boş değil, bomboş!

      Laik Devlet ve Toplum düzeninden uzaklaştıkça bu abuk sabukluk artacaktır kuşkusuz…

         ***

        OTELCİ TEMEL

       -  Otelci Temel'in kapısını bir gece bir Ispanyol asilzadesi çalmış.

       - Odanız var mi?

       - Kimsunuz?  demiş Temel.

       - Jose de Santana de Monte Cristo de SantaCruzo.

       - Haa, pu katar uşağu alacak yerum yoktur! demiş Temel

         ***

       Temel’den değilse…

       Bu kadar boş adamı biz nerelerde zaptedebiliriz  acaba?

       ***

         Sevgili okurlarım, geçelim futbola. Futbol centilmen adamların işi. Politika da öyle.

        İngiltere Preımer Ligi maçlarını izliyorum.

        Futbolcularda saç sakal, bıyık yok.

        Onsekiz çizgisinden içeri girer girmez kendini “numaradan” yere atmak yok.

        Hakeme el kol hareketi yok, itiraz yok. Rakip oyuncu ile itişip kakışmak, didişmek yok.

        Tekme tokat yok. Ama gösteri halinde oynanan bir futbol var.

        Bizim topçularda ise tam tersine futbol dışında her numara var ama, futbol yok.

        Dedik ya, bizim futbolcumuz ne ise politikacımız da o.

        Her iki sektörde de bir saç sakaldır modası gidiyor. İran’ın Mollaları’ nı çoktan solladık.

        Politikada “Hukuksuzluk”  hukuk haline geldi. “Şark kurnazlığı” yapmak bol alkış alıyor.

        Bu gün “alçak, şerefsiz” dediğin adamla yarın kucaklaşmak serbest.

        Haaa, biz seçmenler de az değiliz. Öpüldükçe daha çok öpülmek istiyoruz.

        Yani işimiz zor sevgili okurlar.

Yazarın Diğer Yazıları