Yüzü Eskiyen Siyasetçi Gitsin

  • 815

Bir zamanlar MHP’de önde gidenlerden olan, sonraları Behçet Saatcı’nın MHP’den uzaklaşmasıyla onunla birlikte yalpalayan, İYİ Parti’nin siyaset sahnesine çıkmasıyla birlikte doğru ona koşan bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Henüz Behçet Bey’in adaylığı konusu resmen açıklanmamıştı. “Artık 20 yıl oldu, yeter. Kendini emekliye ayırsın” dedi arkadaşım Behçet Bey için. Halbuki bundan bir ay öncesine onu yere göğe sığdıramıyordu.

Arkadaşım daha sonra devam etti “Tarımı bitirdiler, sanayiyi bitirdiler, turizm kalmadı, ordu perişan, insanlarımızın yarısı açlıkla pençeleşiyor” .  Belli ki arkadaşım Millet İttifakı’nın kalıplaşmış sloganlarına takılarak kendince siyaset yapmaya çalışıyordu. Bir ay önce Behçet Bey’i savunurken geçen son ay içinde adamın ne hatasını fark ettin ki birden bire ona karşı durmaya başladın diye sormadım. Çünkü biliyordum ki aynı sloganları bu sefer Fethiye ölçeğinde tekrarlayacak.

“Artık bu adamlar çok iktidarda kaldı, gitsinler. Yeni yüzler görmek istiyoruz” sloganı uzun süredir ulusal siyasette de tekrarlanıyor. İktidarı eleştirmek için bir noktadan tutturamayanlar önce açlık, sefalet sloganlarına baş vuruyorlar. Bunlar uymayınca da “Yöneticilerimizin yüzü eskidi, yeni yüzler istiyoruz” diye başlıyorlar konuşmaya.

Bu slogan aslında demokrasi denilen ama aslında demokrasiyle uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmayan Batı siyasi sisteminde çok geçerlidir. Orada gerçek iktidar bir bölük sermaye örgütünün tekeli altındadır. Piyasada boy gösteren siyasetçiler aralarında ufak farklılıklar olmasına rağmen aynı sermaye gruplarının maaşlı elemanıdır.

Doğal olan şudur ki bu toplumlarda işler bir süre iyi gitse bile zamanla sıkıntılar başlar. Bu sıkıntıların sorumlusu aranır ve hemen bulunur; mevcut iktidarın yöneticileri. Yüzlerinin eskidiği gerekçesiyle bunlar istifa ettirilip yerlerine yenisi getirilir. Örneğin bir tren yolunda kaza olmuş ve yolculardan birinin elinde taşıdığı süt şişesi yere düşüp kırılmıştır. Tren işletmesi müdürü sorumluluğu üstlenir ve istifa eder. Buna siyasi edebiyatta “toplumun gazını almak” denir. Sıkıntı daha büyükse ulaştırma bakanı, ortada birkaç ölü varsa hükümet istifa eder. Yerine muhalefet tarafından yeni bir hükümet kurulur.

Aslında hiçbir şey değişmemiştir. Gerçek yöneticiler olan sermaye patronları yerli yerinde durmaktadır. Sadece onların maaşlı memuru olan birileri gitmiş, yerlerine bir başkaları gelmiştir. Ancak vatandaş bir kısım şeylerin değişeceğini düşünerek sevinmektedir. Bu sevinci uzun sürmez; mutlaka ileriki tarihlerde bir başka tren kazası olur. Aynı oyun yine tekrarlanır.

Birileri bu oyunu bozmaya kalkar, iktidarın gerçek sahibi halktır, cumhurdur diye ortaya çıkarsa başlarına gelmedik kalmaz. Kimileri idam edilir, kimileri suikaste uğrar, kimileri korkutularak geri dönüş yaptırılır. Venezuela’da olduğu gibi petrol halkındır, biz onu ABD’ye yok fiyatına vermeyiz diyen birileri çıkarsa başlarına gelmedik kalmaz.

Ben arkadaşımın konuşmalarından Millet İttifakının Behçet Bey’e bir memuruymuş gibi bakma düşüncesinde olduğunu anlamış bulunmaktayım. Behçet Beyi her şey yaparsınız ama memur yapamazsınız. O yıllardır gönül verdiği partisini ben körü körüne eyvallah demem diye düşündüğü için terk edip bağımsız kaldı. Gerçi siyasi durum da bağımsız kalması için elverişliydi. Çünkü bir MHP’li olarak tek başına Fethiye’den oy alması mümkün değildi . O da daha çok CHP eğilimli, Fethiye dışından gelmiş seçmen çoğunluğuna hitap etmek yolunu seçti. Ama bu arada milliyetçi ve muhafazakar kesimi de ihmal etmedi. Belki Ak Parti ile uyum içinde olabilseydi  tartışmasız sağlığı yettiği sürece başkan kalırdı.

Bunların hiçbiri olmadı. Gitti İYİ Parti’ye üye oldu ve onun Haziran seçimlerinde başarılı olması için büyük gayret gösterdi. Gel gelelim yerel seçimler gelince işler karıştı. Behçet Bey kuvvetli bir aday olarak Fethiye’de kalmak istiyordu. Öte yandan CHP örgütü de yıllardır hazırladığı Alim Karaca’yı feda etmek istemiyordu. Dediler ki Fethiye’de kolkola girin Muğla Büyükşehir için birlikte Osman Gürün’ü destekleyin, sonra kollarınızı çözün ayrı yönlerde giderek kendi propagandanızı yapın. Böyle bir saçmalığa ortak olmak istemeyen Behçet Bey de gitti Muğla Büyükşehire bağımsız aday oldu.

Şimdi ne olur, bilinmez. Ancak Behçet Bey’in konuşmasına başlarken yaptığı hitap ilgimi çekti : “Sefer bizden, zafer Allah’tan”. Bakalım neler olacak. Bekleyelim, görelim.

Yazarın Diğer Yazıları