Yusuf Çaylı Nereye ?

  • 4440

Hafta başında Fethiye gündemi Karaçulha’nın MHP’li belediye başkanı Yusuf Çaylı’nın AKP milletvekili adayı Ali Boğa’yı desteklediği haberi ile doluydu. Esenköy’de yapılan Testi Şenliğinde konuşan Çaylı, akrabası olan Ali Boğa’yı önümüzdeki seçimlerde desteklediğini açıklayıverdi. Bunun üzerine harekete geçen M/HP İlçe Yönetim Kurulu Ç-aylı’nın kesin ihraç istemiyle İl Haysiyet Divanına verilmesini karalaştırdı.
Tam bu konu tartışılırken Çaylı basın önünde yaptığı bir açıklamayla MHP’den istifa ettiğini duyurarak şimdilik bağımsız kaldığını, şartlar oluşursa Ak Parti’ye de geçebileceğini söyledi.
Buraya kadar her şey normal görülüyor. Zira bütün partilerin tüzüklerinde mevcut olan bir maddeye göre parti üyelerinin başka parti adaylarını desteklemeleri ihraç nedenidir. Yılların politikacısı Çaylı’nın da bu kadar basit bir konuyu bilmemesi mümkün değildir. Yani Çaylı Ali Boğa’yı desteklediğini söylerken işin varacağı noktayı hesaplamış olmalıdır diye düşünüyorum. Daha sonra yapmış olduğu istifa eylemi de aynı hareketin devamı olsa gerek.
Çaylı’yı bu davranışa iten nedenleri iki bölümde değerlendirebiliriz. Bunlardan birincisi MHP’nin şu aşamada geldiği son halidir diyebiliriz. Bütün partiler belirli bir amaç, belirli bir ülkü etrafında örgütlenirler. Şu anda gözlemlediğimiz kadarıyla MHP’nin rahmetli Alparslan Türkeş tarafından somutlaştırılan ülkülerinden çoğu bu günlerde Ak Parti iktidarı tarafından bir bir gerçekleştirilmektedir. Geçtiğimiz gün Kırgızistan Başbakanının Tayyip Erdoğan’a “ağabey” diye hitap etmesi, Türk Hükümetinin Kırgızistan’a 70 milyon dolar hibe yardımı yapması şayet rahmetli Türkeş yattığı yerden gözlemliyorsa mutluluk duyacağı bir olaydır. Bir zamanlar temel itici gücü Türk gençliğinin komünist ideolojinin ağına düşmesini önlemek olan ülkücü hareket komünist sistemin ortadan kaybolmasıyla büyük ivme kaybetmiştir. Son günlerde Kürt sorununun çözüm yoluna girmesi, terör örgütünün giderek marjinalleşerek uluslar arası desteğini kaybetmesi gençliğin önüne yeni hedefler konması gereğini ortaya çıkarmıştır. Bu hedeflerin MHP tarafından bir türlü oluşturulamaması, aksine iktidar partisi tarafından örneğin Cumhuriyetin 100. yıldönümünde büyük Türkiye hedefinin ortaya atılması MHP’de bir umutsuzluk havasının doğmasına yol açmıştır. Üstüne üstlük bir kısım Ergenekon sanıklarının MHP’den aday yapılması bardağı taşıran son damla olmuştur.
Nitekim ülkücü harekete gönül vermiş birçok önemli isim peyderpey MHP ile ilişkilerini koparmaktadır.
Yusuf Çaylı da belki de partisiyle ters düşmeyi göze alırken MHP’nin bu konumunu değerlendirmiştir.
Çaylı’nın MHP ile bağlarını koparmakta çekinmemesinin ikinci nedeni de bütünüyle kişiseldir. Çaylı klasik orta sağ ideolojiye sahip, yani belki de nüfusumuzun yüzde yetmişini oluşturan gruba dahildir. Geçmişte her hangi bir siyasi hareketle uzun süren bir bağlantısı olmamıştır. 1994 belediye seçimlerinde o zaman orta sağı temsil eden ANAP’tan Karaçulha Belediye Başkanı seçilmiştir. 2004 seçimlerinde ekibiyle Ak Parti adayı Kovancı’yı desteklemiş, 2009 seçimleri öncesi ise Kovancı ile ters düştüğü için başkan adaylığı yeniden gündeme gelmiştir.
O tarihlerde MHP Karaçulha’da etkili olabilecek bir başkan adayı arayışı içindeydi. Öte yandan Çaylı Ak Parti’den adaylığı söz konusu olamayacağı için bir parti arayışı içindeydi. Karaçulha’nın siyasi yapısını incelersek hiçbir siyasi partiyle kalıcı bağlantısı olmamıştır. Altı-yedi yüz kişilik bir CHP’li seçmen dışında bu belde halkı zaman içinde değişik sağ partilerden yana olmuştur.İşte MHP ile Çaylı bu ortamda buluştu. Çaylı kendisine kucak açan bir parti buldu, MHP de kendisine seçim kazandıracak bir aday.
Çaylı 2009 seçimlerini az bir fakla kazandı. Başkanlığı süresince geleneğini bozmadı. Partisinin bir neferi gibi değil de, Karaçulha’nın bir hizmetkarı gibi davrandı. Bütün Karaçulhalılara eşit mesafede davrandı.
Bu ortamdaki bir insanın partisi ile bağlarını koparması pek zor olmasa gerek. Unutmamak gerekir ki seçmen 2099 yılında MHP’ye değil Çaylı’ya oy vermiştir. Bu bakımdan sınırlı sayıdaki seçmen dışında Çaylı’nın bu davranışının kimseyi rahatsız edebileceğini düşünmüyorum.
Sonuç olarak sular doğal mecrasında akmaktadır. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek.

Yazarın Diğer Yazıları