TURİST NE İSTER, NE İSTEMEZ

  • 2347

Turist güler yüz, tatlı dil, ilgi ister. Karşısında mahkeme duvarı gibi asık suratlı personel görmek istemez. İlgi ister dedik ama, mahreminize kadar her şeyi kurcalayan bir eleman da hoşuna gitmez. Turist doğruluk ve güvenilirlik ister. Bir yatağı beş ayrı kişiye satarsanız bir daha yüzünüze bakmaz. Pazarda kilosu beş liraya satılan biberi allayıp pullayıp elli beş liraya verirseniz onu pazara abone yaparsınız. Kiralayıp döşemeye dünya kadar para harcadığınız dükkânın borcunu da emekli maaşınızdan ödersiniz. Turist gideceği ülkede can ve mal güvenliği olsun ister. Sokaklarında yankesicilerin dolaştığı, geceleyin köşe başında tecavüze uğrama tehlikesi olan bir ülkeye gitmez. İki ayda bir büyük şehirlerinde bombaların patladığı, darbe girişimlerinde insanların öldüğü bir ülkeye o ülkeyi ve insanlarını çok sevse bile yine gitmez. Klasik söylemdir; turist deniz, kum ve güneş ister diye. Bu söz özellikle az güneşli, kasvetli kuzey ülkesi turistleri için geçerlidir. İngilizler bu konuda şampiyondur. Türkiye’ye gelir gelmez kapağı Ölüdeniz’e atarlar. Yakıcı güneş altında kumlara serilir, bir o yana, bir bu yana beyaz vücutlarını kızartmaya başlarlar. Bir taraftan da yanlarında getirdikleri bira şişelerini midelerine boşaltırlar. Akşama doğru güneş ve alkolün etkisiyle fenalaşırlar. Çevreden yetişenler ilk yardım konusunda uzman olduklarından bunların yanık vücutlarına yoğurt dâhil her türlü yağlı maddeyi sürerler. Dayanamayıp hastaneye kaldırılanlar ise kendilerini temizlemeye çalışan görevlileri hayli uğraştırırlar. Bazılarının ise deniz, kum ve güneş ile hiç ilgisi yoktur. Bunlar genellikle bu üç şeyden kendi ülkelerinde de bolca buluna Arap turistlerdir. Giderler Karadeniz’in serin yaylalarına. Kalabalık aileleriyle yayılırlar çayırlara. Kimisi de arkadaşlarıyla birlikte kaçamak yaparak bir suyun başına oturur, mangalı kurar, şişeyi açar, keyfini sürer. İçi yanınca da atlar suya serinleyip yemeye, içmeye devam eder. Bir kısım turistler vardır. Ben görmedim ama diyorlar bunlar Japon. Deniz, yayla bunların ilgisini çekmez. Boyunlarında son model Nikon marka bir fotoğraf makinası, ellerinde bir harita, nerede bir eski taş parçası varsa onun peşinde koşar, resmini çeker, not tutar. Bir kısım turistler vardır; bunlar genellikle Batı ülkelerinden olup 30-40 yaşlarındadır. Genellikle yalnız, ya da karı koca görünümlü çiftler olarak gezerler. Kılıkları turistten çok bir ağır işçiyi andırır, her türlü doğa koşullarına uygun giyinmişlerdir. Fazla müşkülpesent değildirler, üçüncü sınıf bir lokantada bile idare ederler. Ne iş yaptıkları sorulduğunda böcek bilimci, antropoloji uzmanı, Mezopotamya folkloru araştırmacısı gibi mesleklere sahip olduklarını söylerler. Nedense büyük şehirlerde bir iki gün kaldıktan sonra soluğu Diyarbakır, Şırnak, Hakkari gibi Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerde alır ve ortadan kaybolurlar. Tabi bir de yerli turistler vardır. Bunlar gürültülerinden hemen belli olur. Kalacakları yere ayak basar basmaz başlarlar tartışmaya. Bir türlü hiçbir konuda karar veremezler. Alış verişe girdiklerinde dükkandaki her şeyi ellerinden geçirip hiçbir şey almadan dışarı çıkarlar. Neden böyle yaptıklarını sorarsanız İstanbul’da bunların alası var diye cevap verirler. Şimdi bazıları diyor ki turist gittiği ülkenin siyasi sistemiyle ilgilenir. Özellikle Batılı turistler kendi ülkelerindeki gibi parlamenter demokrasi bulunmayan ülkelere gitmek istemez. Bizde de “evet” çıktı, başkanlık sistemi kabul edildi ya, bunlar ağlamaya başladı “Bu sene artık hiç turist gelmeyecek” diye. Ben bu davranışları bu arkadaşların turizm konusundaki deneyimsizliklerine bağlıyorum. Turist, yazımın başında belirttiğim asgari müşterekler mevcut olduktan sonra sizin nasıl idare edildiğinizle hiç mi hiç ilgilenmez. Derim ki, şayet Kuzey Kore başka ülkelerden turist kabul etseydi, turistler onun hokkabaz kılıklı lideri ve yanında ellerinde defter kalem her sözünü not alan generalleriyle birlikte resim çektirebilmek için kuyruk oluştururdu. Gönlünüzü ferah tutup işinizi iyi yapmaya bakın. Bu sene turist bereketi olacak.

Yazarın Diğer Yazıları