Seçim Yaklaşıyor, Hayat Duracak Mı?

  • 4047

2011 milletvekili seçimlerine dört ay kadar kaldı. Siyasetçilerin olsun, bürokratların olsun davranışlarında hissedilir değişiklikler göze çarpıyor. Hatta bu değişim hareketi biz basın mensuplarını da etkiledi. Çoğumuz olaylar karşısında nasıl tavır alacağımızı kestiremediğimiz için bir türlü davranışlarımızı tutarlı bir çizgiye getiremiyoruz.
Başta mevcut milletvekilleri olmak üzere hayalinde milletvekilliği olmak yatan siyasetçileri büyük bir telaş aldı. Mevcut milletvekilleri kendilerini yeniden aday göstermesi için yöneticilerinin yanında pervane oluyor. Bir kısmı işi o kadar ileriye götürüyor ki genel başkanlarına yardım edelim derken bir çuval inciri berbat ediyor. Ortaya çıkan pisliği temizlemek de yine genel başkanlara düşüyor.
İktidar partisi bu konuda biraz daha şanslı. Partinin genel çizgisi büyük ölçüde belirlenmiş olduğundan hiç kimseden çatlak ses çıkmıyor. Hatta bu gergin durum partinin çalışma biçimine de olumlu katkıda bulunuyor. Milletvekilleri uykusuz geceler geçirmek pahasına Başbakan Erdoğan’ın yanından ayrılmıyorlar. Acil çıkması gereken yasalar bütün engellemelere rağmen çıkartılıyor. Gerçi bazılarının içlerinde bir kuşku var. Acaba Başbakan’ın gözden çıkardığı milletvekillerinden biri de ben miyim diye.
Ana muhalefet CHP’de ise değişik görüşlere sahip milletvekilleri mevcut ortamı bu fikirlerini yaymak için kullanıyorlar. Karşıt fikirli milletvekillerinden tepki gelince de önce eveleyip geveliyorlar, sonra da topu Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na atıyorlar. Ne yapsın zavallı adam, her gün farklı bir vukuatla karşılaşıyor.
Şu günlerde takım elbise ve altında tiril tiril ipek gömlekle taze damat gibi ortalıkta dolaşan adamları görürseniz hiç şaşırmayın. Onlar aday adayıdır. Sağlıkları birkaç ay daha böyle dolaşmaya elverirse aday gösterildikleri takdirde belki de geleceğin milletvekili olurlar.
Bir de artık aday gösterilmeyecekleri kesin olan milletvekilleri var. Aslında üzgün görülseler de en rahat onlar. Çoktan emekliliklerini ilan ettiler. Ortalıktan kayboldular. Sivil hayatta yapacakları işlerin hazırlığına başladılar bile.
Adaylar bir belli olsun artık milletvekillerini mecliste tutamazsınız. Gidip seçmenin arasına karışacaklardır. Yani meclis açık kalsa da çalışamaz o tarihten sonra.
Öte yandan bürokrasi her seçim öncesi olduğu gibi tatile girmiş durumda. Ne olur, ne olmaz, bu adamlar kaybederse biz de işimizi kaybederiz. İyisi mi üç beş ay etliye sütlüye karışmayarak vaziyeti idare edelim. Çalışır görünüp aslında hiçbir iş yapmayalım. Ötekiler gelirse “aslında biz de sizdeniz, ne yapalım eskilere çalışır gibi görünmemiz gerekiyordu” der durumu kurtarırız.
Onlar da lacileri çekmişler iktidar yetkililerinin peşinde koşuyorlar şimdi. Her çağırıldıklarında önce düğmelerini ilikleyip sonra da doksan derece eğiliyorlar karşılarında bu yetkililerin. Bilinmeli ki bunlardan en çok eğileni yetkili arkasını döndüğünde ona en çok sövüp sayacaktır.
Bu adamların eğilip kalkmaları vatandaşı ilgilendirmez. Ama hiçbir iş yapmadıkları için acil işi olanlar seçim sonrasını beklemek zorunda. İktidar değişmezse mesele yok. Seçimin ertesi günü mesai hızlı bir şekilde başlar. Yok bir de iktidar değişikliği olursa devletin çalışmaya başlaması 2012 yılını bulur.
Bu kargaşadan biz de nasibimizi alıyoruz. Birisi hakkında yazı yazarken kırk kere düşünmek zorundayız. Ya adam aday seçilemedi diye karşı partiye geçip aday olur ve de seçilirse. O zaman biz müstakbel milletvekilimizle ters düşmüş olmaz mıyız? En iyisi suya sabuna dokunmadan “falan siyasetçi düğünde halay çekerken gençlere taş çıkarttı”, ya da “gençlerle yaptığı toplantıda ‘çok çalışın, hayatta başarılı olun’ gibi veciz sözler söyledi” benzeri haber ve yorumlar yaparak vaziyeti bir süre idare edin. Adaylığı kesinleştikten sonra iş daha kolay. Çalıştığınız kuruluşun belirli bir çizgisi vardır, ona uyarsınız olur biter.

Yazarın Diğer Yazıları