Sahi… Geçen Yıl 15-16 Temmuz Gecesi Ne Olmuştu?

  • 3784

Sahi… Geçen Yıl 15-16 Temmuz Gecesi Ne Olmuştu? Aradan bir yıl geçti. Bazıları unuttu o gece neler olduğunu. Bazıları ise unutturmaya çalışıyor. Bir kısmı ise unutmadık diyorlar ama göreceğiz o gecenin yıldönümünde yol yorgunluğunu bahane edip bir yerlerde saklanarak televizyondan mı izleyecekler yapılacak anma törenlerini? Biz unutmadık, unutturmayacağız. 15 Temmuz 2016 gecesini hiç unutmayacağım. Saat 21.30 da askerler Boğaz Köprüsünü tuttuklarında bir şeyler olduğunu anlamıştım. Zaman geçti değişik yerlerden benzer haberler gelmeye başladı. Dedim bu FETÖ bir iş karıştırıyor. Zaten saklamıyordu ki. Ordu ayaklanacak, Tayyibi al aşağı edecek diye aylardan beri konuşup duruyordu. TV’yi izlemeye devam ettim. Görüntüler devam ediyordu. En garibime giden de şu oldu. İstanbul Vilayet önünde görevli bir grup asker, yol kenarındaki büfeden TV izliyorlar. TV’de hareketli görüntüler. Askerin biri soruyor : “Bunlar ne böyle?”. Büfeci cevap veriyor: “Darbe yaptınız,haberiniz yok mu?”. Garibanlar koşa koşa sokak aralarına dalıp kayboluyorlar. Sonra Marmaris görüntüye geliyor. Cumhurbaşkanımız yanındakilerle birlikte bir çıkış yolu arıyor. Ardından o meşhur konuşma “Herkes sokaklara çıksın!”. Birden sokaklar doluyor. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği tanklara karşı yürüyor. Dalaman’dan havalanan Cumhurbaşkanımız arkasındaki F-16 lara bakmadan İstanbul’a uçuyor. Yeşilköy’de onbinler karşılıyor Erdoğan’ı. Daha sonra başta 1.Ordu olmak üzere çeşitli birliklerden destek mesajları geliyor. Bu arada Ankara’da Gölbaşı Polis Özel Harekât Merkezi bombalanıyor. Çok sayıda şehit. Bir de Ömer Halisdemir isimli Astsubayımız var. Hani şu kendisine kahpece emirler veren generali alnına sıktığı kurşunla temizleyen ve yanındaki korumalar tarafından oracıkta şehit edilen askerimiz. Saat galiba 24 ü biraz geçiyordu. Birden bütün camilerde salalar okunmaya başladı. Hemen abdest aldım, giyinip arabama atladım, Patlangıç’ın arkasındaki sokaklardan Fethiye’ye doğru yol almaya başladım. Sokaklar bomboştu; o boşlukta salalar bana çok farklı geldi. Fethiye’ye vardığımda Turizm Meslek Lisesinin önünde kalabalıktan ilerleyemez oldum. Birden camın kenarında iri yarı sakallı bir genç belirdi : “Dayı istersen yolu açayım, git. Ama madem ki gelmişsin arabayı şuraya park et, sen de bize katıl”. Baktım, üzerindeki işaretlerden, ülkücüydü. Postanenin önü, Beş Kaza Meydanı ayrı bir kalabalık. Beş Kaza meydanında Ak Parti örgütü bir kürsü kurmuş. Hazırlıksız olduğundan Başkan elindeki megafonla bir şeyler söylemeye çalışıyor. Sonra bir hoca dua okudu, ardından kalabalık dağılmaya başladı. Bir bayan arkadaşım yanına yaşlı annesini almış, onlar da gelmiş kalabalığa. Partili, partisiz herkes orada. Sabaha karşı eve döndüm. Ankara’da gün ağırmış. Uçaklar bir gidip, bir geliyor, meclisi ve çevresini bombalıyor. Sonunda haberi aldık, “Ayaklanma bastırılmıştır”. Derin bir oh çekip uykuya daldım. Biz bunları unutmadık, başkalarının unutmasına da izin vermeyeceğiz. Neden mi? Bu bir olağan kalkışma değildi. Eskiden bir grup heyecanlı asker “Bu siyasiler memleketi idare edemiyor” deyip, ABD’den de icazet aldıktan sonra harekete geçerlerdi. Birkaç sene durduktan sonra “Yahu bu iş düşündüğümüz kadar kolay değilmiş, daha fazla rezil olmadan ortalıktan kaybolalım” der ve iktidarı yine siyasilere bırakırlardı. Bu kısır döngü de böylece sürüp giderdi. Bu kalkışma ise yüzeyden göründüğü gibi bir cemaat önderine bağlı bir grup askerin iktidarı ele geçirme provasından çok daha öte bir şey. Yıllardır, belki 30, belki 40 yıldır en parlak, en zeki gençlerimiz bir robot olarak yetiştirilerek FETÖ aracılığıyla ABD ve diğer Batılı güçlerin emrine verilmiş. Bunlar bürokrasini ve toplumun her kademesine sızmışlar ve devleti ele geçirmek için uygun zamanı beklemeye başlamışlar. Haziran 2013’te Gezi ayaklanmasını başlatmışlar, başaramamışlar. Yine aynı yıl 17-25 Aralık komplosunu yapmışlar, devleti yine ele geçirememişler. Ertesi yıl Kobani bahanesiyle HDP aracılığı ile Kürtleri sokağa dökmüşler, yine başaramamışlar. 2015 Haziran seçimleri onlar için bir umut olmuş, Doğu ve Güneydoğu’da kazdıkları hendeklerle devlete başkaldırmışlar. Kasım 2015 seçimleri onlar için bir yenilgi olmuş. Hendeklerde de aradıklarını bulamamışlar. Kürt vatandaşlarımızı peşlerinden sürükleyememişler. 2016 yazına gelindiğinde onlar için yolun sonu görülmüş. Son bir kalkışmayla beceririz demişler ama yine olmamış. Bu kavga bitti sanılmasın. Şairin dediği gibi “medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın” o kalan tek dişi de sökülene kadar devam edecek. Onun için “unutmadık, unutturmayacağız”.

Yazarın Diğer Yazıları