Sağlığımız Ne Durumda?

  • 679

Önceki Cumartesi günü aniden rahatsızlanarak Fethiye Devlet Hastanesi Acil Servisine başvurdum. Malum burası kalabalıktan geçilmiyor. Biraz başı ağrıyan, birkaç sefer hapşırıp tıksıran soluğu acilde alıyor. Görevliler gerçekten durumu acil olanlarla bu kişileri ayırabilmek için akla karayı seçiyorlar. Neyse sıram geldi. İsminin Sunay Hazal Uymaz olduğunu öğrendiğim nöbetçi hekim hanım benimle ilgilendi. Gerekli tetkikleri yapıp ilaçları verdikten sonra hafta içinde uzman hekime görünmemi tavsiye ederek beni yolladı. Kendisine ve tüm ekibine gösterdikleri yakın ilgi ve özveri nedeniyle teşekkür ederim. Hafta içinde başvurduğum uzman hekim ise hastalığımın kendi uzmanlık alanı dışında olduğunu söyleyerek beni başka bir hekime yönlendirdi. Ancak kayıtlar kapanmış olduğu için tedavime bir özel hastanede devam etmek zorunda kaldım. Sık sık duyuyoruz; hasta yakınları hastaneyi bastı, doktoru dövdü diye. Acaba bu olayların altında yatan nedeni araştırmak aklımıza geldi mi? O gün baktım bir uzman hekim günde 40 hasta bakmak zorunda. Demek oluyor ki hasta başına yaklaşık 10 dakika kalıyor. Buna evrak imzalatmak için araya girenler, rapor inceletenler, sırası gelmediği halde içeri dalanlar da eklenirse etkili muayene süresi 5 dakikaya kadar düşüyor. Bu şartlar altında hiçbir hekim sağlıklı teşhis koyamaz. Yaptığı iş hataya açık olur. Vatandaş da mağdur olunca kabahati hekimde buluyor ve ona yöneliyor. Bu durumu düzeltmek için hastane yetkililerinin yapabileceği pek fazla bir şey olmasa gerek. Belki ışıklı tabelaların daha düzgün çalışması sağlanabilir. Uygulama bölümlerinde hastaları yönlendirici uyarı levhaları eklenebilir. Belki birkaç danışma bölümü daha kurulabilir. Ama bütün bunlar esas sorunu çözmeye yetmiyor. Esas sorun şudur; Fethiye Devlet Hastanesi artık bu yükü kaldıramıyor. Siyasiler daha önce Fethiye’de bir bölge hastanesi yapılacağı konusunu gündeme getirmişlerdi. Ancak resmi makamların açıklamasına göre böyle bir yatırım gündemde yok. O halde özellikle Seydikemer’e tam donanımlı yeni bir hastane yapılarak Fethiye’nin üzerindeki yükü almak gerek diye düşünüyorum. İş hastane yapmakla bitmiyor. Binayı kurarsınız, içine alet edevatı da doldurursunuz. Ama onu çalıştıracak eleman gerek. Türkiye’de birçok alanda yetişmiş eleman açığı var. Kırgızistan’dan doktor, Yunanistan’dan, Romanya’dan pilot ithal ediyor, sanayide giderek ortadan kaybolan ustaların yerine yenisini koyamıyoruz. Buna karşılık ne iş yapacaklarını kendileri dahi bilmeyen bir dolu üniversite mezunu her yıl sokaklarımızı dolduruyor, devlet kapısında kuyruklar oluşturuyor. Eğitim planlamamız ülkenin ihtiyaçlarına göre yapılmıyor. Liselerimizden her yıl milyonlarca diplomalı işsiz mezun ediyor, daha sonra onların baskısından kurtulup diplomalı yapabilmek için kuruluşu en kolay ve ucuz olan yüksek öğrenim kurumlarını açma yarışına giriyoruz. Buna bir de yüksek okul açıp kasaba esnafını memnun etmek çabası da eklenince malum sonuç ortaya çıkıyor. Öğrendiğime göre Fethiye’deki iki sağlık meslek lisesi bir yılda toplam 300 civarında mezun veriyormuş. Aynı durumun diğer kasabalarımızda da olduğunu var sayarsak bu mezunları istihdam edebilmek için her yıl yeni bir hastane açmak gerekiyor. Hadi onu da yaptık diyelim. Bir yerlerden hekim bulduk hastaneleri çalıştırdık diyelim. O kadar hastayı nereden bulacağız?

Yazarın Diğer Yazıları