OSMANLI PADİŞAHLARI KARDEŞLERİNİ NEDEN ÖLDÜRTTÜ

  • 2386

Bu işin arkasında Batı dünyasının çeşitli örgütleri var. Amaçları insanları Batılı yaşam tarzının uzaktan parıltılı görünen sokaklarına yönlendirdikten sonra kul, köle yapıp istedikleri gibi yönetmek; bir kısım tüketim kalıplarına tutsak edilen bu insanları sağmal inek gibi sömürmek. İnsanları farklı düşüncelere yönlendirmek için önce onların inançlarını yok etmeniz, bütün değerleriyle bağlarını koparmanız gerekir. Toplumların en önemli değerlerinden biri de tarihlerinden süzülüp gelen kültürleridir. İşte bir toplumun tarihini karalayıp, onu lekelediniz mi işi yarı yarıya başarmışsınız demektir. Bizim bir kısım medya da bunu başarıyla yapıyor. Süslü püslü, pahalı bütçeli, sözde Osmanlı tarihini canlandıran diziler aslında tarihimizi lekelemek için bir araç olarak kullanılıyor. Sosyal medyaya bakıyorum, bir kısım vatandaş padişahların ne kadar acımasız katiller olduğu konusunu paylaşıp duruyor. Bunun gerekçesi olarak da bir kısım padişahların tahta çıkınca ilk iş olarak kardeşlerini boğdurarak öldürmesini gösteriyorlar. Türk tarihini şöyle bir inceledim. Büyük Hun İmparatoru Mete Han’dan başlayarak, Göktürkleri, Atilla’yı, hatta Cengiz İmparatorluğuna baktım. Bu imparatorlukların tek bir parlak dönemi var. Kurucuları öldükten sonra çoğu dağılıp gitmiş. Bunun sebebi olarak da kurucu han ölürken topraklarını çocukları arasında paylaştırması olarak görülüyor. İmparatorluk ikiye, belki de daha fazla parçaya bölünüp güçten düşüyor ve ortadan kalkıyor. Bazılarında taht kavgaları sürüp gidiyor ve kardeşler aralarında savaşarak ülkenin bütün gücünü tüketiyorlar. Osmanlı padişahları Yıldırım Beyazıt devrine gelinceye kadar işi iyi kötü idare etmişler. Onun oğlu I.Mehmet zamanını Fetret Devri olarak isimlendiriyoruz. Beyazıt’ın ölümünden sonra oğulları Süleyman, İsa, Musa ve Mehmet her biri ülkenin bir kısmını egemenlikleri altına alarak taht kavgasına tutuşurlar. On bir yıl süren bu kavgalar sonunda imparatorluk dağılma aşamasına gelir. Sonunda Mehmet kardeşlerini yenerek birliği sağlar. Hasta yatağında şu sözleri söylemiştir : “Aman ölürsem oğlum Murat gelip tahta oturuncaya kadar öldüğümü kimseye söylemeyin”. Murat’ın oğlu Fatih Sultan Mehmet bu taht kavgalarına kesin çözüm bulur. Tahta ilk çıkan kardeşin diğer kardeşlerini öldürmesine imkân sağlayan bir ferman yayınlar. Ondan sonra gelen padişahlar I.Ahmet devrine kadar bu yöntemi uygularlar. Fatih’in oğlu II.Beyazıt tahta çıkınca kardeşi Cem Sultanı arar, bulamaz. Cem Sultan Malta Şövalyelerine sığınmıştır. Onun bu hareketi devletin yıllarca enerjisini boşuna harcamasına neden olmuştur. Bu konuda en çok göze batan ve dizilere konu olan, Kanuni Sultan Süleyman’ın karısı Hürrem Sultan’ın etkisiyle diğer eşlerinden olan şehzadelerini ölüme yollaması olmuştur. Süleyman böyle yapmasaydı belki de şehzadeler arasında süren kavga imparatorluğun en güçlü devrinde parçalanmasına neden olacaktı. Süleyman’dan sonra gelen padişahlar da 1603 yılında tahta çıkan I.Ahmet dönemine kadar kardeşlerini boğdurma geleneğini sürdürmüşlerdir. I.Ahmet hukuk siteminin de yerleşmiş olmasına güvenerek tahta çıkmayı bir kurala bağlamış ve bu kural Osmanlı’nın yıkılışına kadar uygulanmıştır. Buna göre padişah ölünce yerine hanedandaki en yaşlı erkek şehzade geçmekteydi. Şimdi o tarihlerde bir de Avrupa’ya bakalım. Avrupa 16. Yüzyılda ülkelerin kendi içlerindeki mezhep savaşlarıyla çalkalanır. Yüzbinlerce insan ölür. 17. Yüzyıl ise ülkeler arasındaki mezhep savaşlarının asrıdır. İnsan kayıpları büyüktür. 18. Yüzyıla gelince ülkeler arasında veraset savaşlarını görüyoruz. Hepsi birbirleriyle akraba olan Avrupalı krallar aile arasındaki miras kavgalarına ülkelerinin insanlarını da ortak ederek birbirlerini yemenin yolunu bulmuşlardır. Önemli olan devletin birliğinin sağlanmasıdır. Osmanlı padişahları bunu 150 yıl boyunca kardeşlerini ortadan kaldırarak yapmayı başarmıştır. Belki iç karartıcı bir yöntem ama ülkede barış ve huzurun egemen olmasına yardımcı olmuştur. Ama Avrupalılar Osmanlı’nın tahta çıkmayı bir hukuki kurala bağladığı 1603 yılından sonra bir 150 yıl daha veraset sorununa hukuki bir çözüm bulamamışlar ve aile kavgalarıyla yüzbinlerce vatandaşlarının ölümüne neden olmuşlardır. İşte Batı yanlısı medyanın göstermek istemediği gerçek budur.

Yazarın Diğer Yazıları