Önce Türkiye

  • 2451

Ama bakalım acaba gerçekler böyle mi. Lozan Anlaşmasına bir dönelim. Anlaşmanın 27. Maddesine göre Türkiye sınırları dışında kalan Türk ve İslam toplulukları üzerindeki bütün haklarını kaybediyordu. Özetle bize söylenen şuydu : “Sen sınırların içinde uslu uslu otur, biz de sana dokunmayalım”. Harp yorgunu Türkiye’nin bu şartları kabul etmekten başka çaresi yoktu. Ancak anlaşma aradan kısa bir zaman geçtikten sonra Atatürk tarafından delindi. Fransa’nın Almanya’nın tehdidi altında olduğunu gören Atatürk bir oldu bittiye getirerek Hatay’ı ilhak ediverdi. Fransa buna ses çıkaramadı. Türkiye aynı girişimi Musul ve Kerkük için de yapmak istedi. Fakat buralara egemen olan İngilizler dişli çıktı ve o sırada isyan eden Dersim’li Kürtleri destekleyerek bu girişimi boşa çıkardı. İkinci Dünya Savaşında Türkiye tarafsız kaldı. Bunda amaç savaştan zarar görmemekti. Fakat bu tarafsızlık hiçbir işe yaramadı. Savaş sonunda Ruslar sanki savaşıp da mağlub olmuşuz gibi bizden Kars ve Ardahan’ı kendilerine vermemizi istediler. Hükümetimiz yalvar yakar ABD’nin kapısına gitti. Nato’ya girme sözü aldık. Ama bunun karşılığında bağımsızlığımızı başta ABD olmak üzere Batı’ya teslim ettik. İşte şimdi o bağımsızlığı yeniden kazanma savaşı veriyoruz. ABD bizden Kore savaşına katılmamızı istedi. Hiç ilgimiz olmayan bir savaşta Çinliler tarafından sıkıştırılan ABD ordusunu kurtarmak için 1000 den fazla şehit verdik. Sonra da madenlerimiz, sanayimiz dâhil bütün ekonomimiz ABD’nin eline geçti. Sözün kısası biz başkalarının işine karışmayalım, o zaman başkaları da bizim işimize karışmaz politikası iflas etmiş oldu. Günümüze bakalım. Bütün büyük devletler başkalarının işine karışıyorlar. ABD, İngiltere, Fransa Orta Doğuda ne arıyor. PKK’yı yıllardır besleyen Batı bunu neden yapıyor? Alman ajanları PKK’da bilfiil savaşıyor, örgütün kullandığı silahların çoğu Almanya’dan geliyor. İran askerini Suriye’ye sokmuş. Şimdi de Ruslar işim içine girdi. Rus ordusu onlarca uçağını Suriye’deki rejime destek için gönderdi. Acaba Putin Esad’ın badem bıyıklarına mı aşık oldu? Tabii ki hayır. Bu yapılanların tek bir nedeni var; parçalanan Suriye ve Irak’tan pay kapmak ve Türkiye’nin komşu ülke olarak buraları sahiplenmesinin önüne geçmek. Çin bu işi biraz farklı yapıyor. Karınca sürüsü gibi elemanını Afrika’nın dört bir yanına dağıtmış, bir işler çeviriyor. Acaba zencilere karşı bu ilgisi nereden geliyor? Geçtiğimiz hafta Bayraktar isimli çok amaçlı harp gemisi donanmamıza katıldı. Özeliklerinden biri de uzak denizlerde bir seyir harekât merkezi olarak kullanılabilir olması. Diyebiliriz ki uzak denizler senin neyine, sen Egeye sahip ol, Yunanlı balıkçılar gizlice gelip bizim balıklarımızı çalmasın, o bize yeter. Belli ki CHP “Önce Türkiye” sloganının açılımını da getirecek. Suriyeliler gitsin diyecek. TİKA, İnsani Yardım Vakfı gibi kuruluşları yurt içine çekin diyecek. Belki de Bayraktar gemisi denize açıldığında “Aman Birleşmiş Milletleri kızdırmayalım” diye söyleyecek. Ona verilen görev Türkiye’yi yeniden Batı’nın uslu çocuğu haline döndürmek. Batı bir görev verecek “Şuraya askerini gönder, bizim için ölsünler diyecek”; bizimkiler de koşa koşa bu göreve gidecek. “Aman şurasıyla ilgilenme, oraya biz bakarız” diyecekler; biz de eyvallah deyip yerimize oturacağız. İstenilen böyle bir Türkiye. Ama biz böyle bir Türkiye istemiyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları