Ömer El Beşir

  • 306

Tepkileri duyuyor gibiyim; “Herkes Muğla’da aday toto oynarken, Ak Parti Fethiye’de hareketlilik sürerken, sen kalkmış elin Arabını yazıyorsun”diyecekler.

Ama bu Arap başka Arap. Afrika’nın göbeğindeki dost ve müttefikimiz Sudan’ın cumhurbaşkanı. Batı’nın kâbuslarından biri. Batılılar güney bölgesindeki petrole el koyabilmek için isyan çıkartıp ülkesini ikiye böldüler. ABD’ye girmesi yasaklandı.

Sudan muazzam verimli topraklara sahip bir ülke. Geleceğin gıda ambarı olarak görülüyor. Sudan hükümeti sermaye yetersizliği ve teknolojik gerilik nedeniyle işleyemediği bu toprakları Türk şirketlerine kiraladı. Ayrıca hükümet Kızıldeniz’de stratejik bir adayı Türkiye’nin kullanımına bıraktı. Bu ülkenin tarihi de ilginç. 1880 lerde Mısır Osmanlı’dan ayrılıp İngiliz egemenliğine geçince İngilizlere ilk başkaldırıyı Sudan’da Muhammed Ahmed isimli bir Sudanlı yaptı. İngilizleri ülkeden  kovarak 1884 yılında bir İslam devleti kurdu. Bu devlet bütün baskılara rağmen on beş yıl yaşamayı başardı.

Şimdi bu devletin başkanı olan El Beşir geçtiğimiz gün Suriye’nin başkenti Şam’a birkaç saatlik bir çalışma ziyareti yapmış ve Cumhurbaşkanı Esed ile görüşmüş. Söylediği şeyler ise oldukça sıradan. Astana sürecinde Rusya, Türkiye ve İran’ın defalarca tekrarladığı Suriye’de barış istiyoruz, toprak bütünlüğünü destekliyoruz, seçimler yapılsın gibi laflar. Bu lafları söylemek için sıcacık ülkesini bırakıp da Şam’ın ayazını çekmenin ne gereği var? Baktım Suriye ile Sudan’ın ekonomik ve stratejik ilişkileri yok denecek kadar az. O halde bu adamlar ne konuştu? Ortadoğu’da yeni bir şeyler mi oluyor?

Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Ruhani geçtiğimiz Perşembe günü kalabalık bir heyetle Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk heyetiyle ortak toplantı yaptı. Erdoğan burada yaptığı eleştiride Türk-İran ticaret hacminin yetersiz olduğunu, bunun birkaç kat artırılması gerektiğini söyleyerek heyetlere bu işi bir an evvel bitirin talimatını verdi. Ayrıca ABD’nin İran’a karşı uyguladığı ambargoyu desteklemediğini, bunu aşabilmek için her çabayı göstermek gerektiğini belirtti.

ABD cephesinde ise ilginç hareketlenmeler var. Başkan Trump askerlerini Suriye’den çekeceğini açıkladı. Öğrendiğimiz kadarıyla Suriye’de 2000 ABD askeri varmış. Olsa ne olur, olmasa ne değişir. Onları çeker yerine bunun iki katı kiralık asker doldurursun, olur biter. Bunu duyan ABD’li komutan Votel de karnıma ağrı girdi birden demiş.

Bu arada ABD yetkilileri  Türkiye’ye Patriot füzeleri satışının serbest bırakıldığını açıklamış. Ruslar buna cevap vermekte gecikmemiş: “S-400  füzeleri 2019’dan itibaren Türkiye’ye teslim edilecek. Patriot işinin bununla ilgisi olamaz. ABD’den de karşı cevap hazır: “Türklerin Patriotların sırlarını Ruslara vermeyeceğine inanıyoruz”.

Dedikodular da uçup gitmeye başladı. Bir söylentiye göre FBI Fetö’cüleri tutuklamaya başlamış. Ama bu haber doğrulanmadı.  Kim, nerede tutuklanmış belli değil, söylenti sadece. Öte yandan PKK-PYD  Esed yönetimi ile anlaşma çabalarına girmiş diye duyumlar alıyoruz.

En önemli nokta ise hala belirsizliğini koruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan birkaç hafta önce Fırat’ın doğusuna yakın bir gelecekte askeri harekat başlayacağı haberini vermişti. Gerçi o tarafa doğru birkaç yoklama yapıldı ama kayda değer bir hareketlilik olmadı. PYD ise durmadan Türkiye sınırına tahkimat yapıyor, ABD silahları ile savunmasını güçlendiriyor. Karşısında Arap-Kürt ve Türkmenlerden oluşan aşiretler ise Türkler gelirse biz onlarla birlikte PYD’ye karşı savaşırız diye bildiriler yayınlıyor.

İşte bu belirsizlik ortamında Ömer El Beşir’in Esed ile yaptığı konuşmanın ayrıntıları önem taşıyor. Acaba El Beşir Esed’e Tayyip Bey’den bir mesaj mı götürdü, yoksa Esed’in bize söylemek isteyip de söyleyemediklerini duymak için mi Şam’a gitti, bunu yakında öğreneceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları