Odalar Ne İşe Yarar?

  • 428

Geçtiğimiz hafta Türk Tabipler Birliği bir bildiri yayınlayarak Silahlı Kuvvetlerimizin başlattığı Afrin harekâtını eleştirdi. Bildiride herkesin amacın insanları yaşatmak olması gerektiği, ama Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Afrin’e insanları öldürmek için gittiği vurgulanarak Türk Tabipler Birliği olarak bu harekât kınanıyordu. Bu bildiriye Mimarlar Odası, malum çevreler ve bir kısım CHP yetkililerinden destek geldi. Her şeyden önce bilmemiz gereken bir nokta var: Bir devletin vatandaşlarının o devletin ordusunun başarısız olması için söylemde bulunması veya çalışma yapması o kişilerin düşman safında olduğunun kanıtıdır. Bu gibi kimselere düşman muamelesi yapılmalı ve gereken cezalar verilmelidir. Şimdi biraz da meslek odalarının görevlerini öğrenelim. Meslek odaları yasalarımıza göre birer kamu kuruluşudur. Görevleri “Esnaf ve sanatkârlar ile bunların yanlarında çalışanların meslekî ve teknik ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmelerini ve meslekî eğitimlerini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak, meslek disiplini ve ahlâkını korumak .....” tır. Benzer bir genellemeyi diğer meslek odaları için de yapabiliriz. Meslek odalarının diğer sivil toplum örgütlerinden farklı bir yanı da vardır. Bu odalara serbest çalışan her meslek sahibi kayıt olmak zorundadır. Hal böyle olunca odaların üye tabanı Türkiye’nin toplumsal tabanıyla büyük ölçüde benzerlik taşır. Bunu bilen oda yönetimlerinin odalarına üye çeşitli kesimlerin uzlaşabileceği bir eğilim taşıması gerekir. Örneğin ticaret âleminde iki büyük sivil toplum kuruluşu dernek vardır, TÜSİAD ve MÜSİAD. Bu iki derneğin üyelerinin dünya görüşleri, hizmet anlayışları ve toplumsal tabanları birbirlerinden farklıdır. Ancak bu iki derneğin üyeleri de yasal zorunluluk nedeniyle ticaret odalarına üye olmak durumundadır. Bu durumda oda yöneticileri her iki derneğin de kabullenebileceği bir yönetim biçimi oluşturmak zorundadır. Aksi takdirde işler durur, oda görevini yapamaz hale gelir. Fethiye’de mevcut Esnaf Odası olsun, Ticaret ve Sanayi Odası ve Deniz Ticaret Odası olsun, Şoförler Odası olsun devletine, milletine bağlı, ordusunun zaferi için dua eden yönetimlerden oluşmuştur. Bunlara üç yıl önce Seydikemer Esnaf Odası da eklenmiştir. Odaların yönetimlerine baktığımızda da farklı siyasi eğilimlerdeki insanların aynı yönetim içinde birlikte kararlar alabildiğini görmek sevindiricidir. Bu işbirliğinin en güzel örneğine de geçtiğimiz yıl Babadağ’ın zirvesinde yapılan teleferik temel atma töreninde tanık olduk. Bu törene Ticaret Odası Başkanı Akif Arıcan, Odalar Birliği Başkanı Rafet Hisarcıklıoğlu, Ak Parti Milletvekili Hasan Özyer, CHP Milletvekili Ömer Süha Aldan, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve Vilayet protokolü birlikte katılmışlardır. Doğru olanı da budur. Bu proje hayata geçtiğinde AK Partilisi de, CHP’lisi de, MHP’lisi ve başka partilerden olan vatandaşlarımız da eşit şekilde nemalanacaklardır. O halde böyle bir temel atma töreninde hep birlikte olmak en doğru davranıştır. Gönül isterdi ki Fethiye’yi temsilen Belediye Başkanımız Behçet Saatcı da bu topluluğun içinde olsun. Bazı durumlarda ise çizdiğimiz bu tablonun anlayabilmekte güçlük çektiğimiz nedenlerle tam tersi gerçekleşiyor. Örneğin Seydikemer Esnaf Odası seçimlerinde mevcut başkan Harun Sağır’ın karşısına diğer tüm siyasi partilerin desteğini alan başka bir aday çıktı. Yöreye yabancı biri şöyle düşünebilir: “Bu adam ne bela birisiymiş ki bütün partiler aralarındaki kavgayı bırakıp ona karşı birleşmişler”. Halbuki izleyebildiğimiz kadarıyla Başkan Sağır odanın kurucusu olarak yıllardan beri gece gündüz çalışıyor. Bir zamanlar ‘Esnaf ve Sanatkarın’ adayı diye sosyal medyada bir köşe açmıştı. Kendini böyle tanıttı. İlçedeki bütün esnaflarla teker teker ilişki kurarak onların onayını alarak odayı kurdu. Kuruluştan sonra az sayıda bir profesyonel kadroyla bir taraftan esnafın sorunlarını dinlerken öte yandan yeni bir ilçe olan Seydikemer’in gelişmesi için yetkililerle devamlı ilişki içinde oldu. İlçede vergi dairesi kurulması için çalışmalar yaptı. Görebildiğimiz kadarıyla da bu işleri yaparken hiçbir siyasi parti ve gruptan yana ağırlığını koymadı. Mantıklı olan ilçedeki bütün siyasi partilerin bu adam bizim işimizi de omuzladı, rahatladık diyerek ona destek vermesiydi. Ama tam tersi oldu. Buna rağmen esnaf siyasi partilerin ortak adayını desteklemedi ve önemli bir çoğunlukla eski başkan Harun Sağır’ı ikinci dönem yeniden seçti. Şimdi siz Harun Sağır’ın yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Yazarın Diğer Yazıları