MİLLİ EĞİTİM ÇIKMAZI...

  • 1681

Hükümetimiz milli eğitimdeki sorunları çözmeye gayret ediyor. Bu amaçla önümüzdeki yıl başlamak üzere ilk ve orta öğretimde yeni müfredat uygulamasına geçilecekmiş. Getirilecek yeni müfredat konusunda vatandaşların görüşlerini bildirmesi isteniyor. Bakalım vatandaştan ne gibi öneriler gelecek. Bu arada esas katkıda bulunması kesim yine bozulmuş plak gibi bir kısım sloganların peşine takılmış. Ben yeni taslağı görmedim ama iddia ettiklerine göre yeni müfredattan İsmet İnönü bahsi çıkarılacakmış. Adamlar küplere binmiş, bağırıp çağırıyorlar. Keşke sorun yalnız İsmet Paşa’nın müfredatta olup olmamasıyla çözülseydi. Bu arada şunu da ekleyelim; İsmet İnönü Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarından biri olduğu kadar, ileriki hayatında hem cumhurbaşkanı, hem de başbakan olarak Türkiye’ye sayısız hizmetler vermiş önemli bir kişidir. Bir siyasetçinin seveni de olur, sevmeyeni de. Ama onu yok saymak hiçbir akla sığmaz. Ancak sorun daha büyüktür; bir müfredat değişikliği ile de çözülebilecek gibi değildir. Geçtiğimiz gün çöpe atılmış bir kurşun kalem buldum. Üstünde KPSS sınav kalemi yazıyordu. Uzun, çok az kullanılmış bir kalem. Belli ki sınava giren kişi sınavdan sonra büyük bir hırsla kalemden kurtulmak istemiş ve onu çöpe atmış. Bu görüntülere alıştık artık. Orta öğretimde olsun, ilköğretimde olsun, KPSS de olsun her sınavdan sonra, aynı zamanda ders yılı bitiminde çöp kutularının dibi kitap, defter, kalem ve diğer ders araçlarıyla doluyor. Hadi kitap neyse, bir daha sayfalarını açmayacaksın, belli, ama defter, kalemden ne istersin. Bunlar gelecek yıl kullanılamaz mı? Bu da gösteriyor ki insanlar okumayı sınıf geçmek, diploma almak, sınav kazanmak ve sonunda bir işe yerleşebilmek amacıyla yapıyorlar. Eğitimin esas amacı olan bir şeyler öğrenebilmek, bir beceri kazanabilmek, bunları ileriki yaşantısında uygulayabilmek isteği bütünüyle kaybolmuş. Bütün eğitim sistemi, öğretmeni ve yöneticisi dâhil sınavlara odaklanmış. İlginç bir bilgi elime geçti; Tarım Bakanlığı kullanılmayan tarım topraklarını isteyenlere kiralayacak, kira parasını da toprağın esas sahibine ödeyecekmiş. Bu da gösteriyor ki toprak sahibi olduğu halde bunu işlemekten uzak duran insanlarımız da var. Komşu İsrail’de bir karış toprak elde etmek için bilimin her türlü imkânı kullanılıyorken biz elimizdeki toprakları seyrediyoruz. İnsanlarımız artık çiftçilik yapmak istemiyor. Esnaf olmak, ticarete atılmak onlara ürkütücü geliyor. Sanayiye gireyim, bir sanat öğreneyim diyen yok. Ellerim yağlanır, kirlenir; sonra kızlar beni beğenmez diye korkuyor gençler. Hepsinin gönlünden beyin cerrahı olup çok para kazanıp mevki sahibi olmak geçiyor ama onu da beceremeyeceklerini bildiklerinden yanaşmıyorlar. Ortak istek, topal bir masanın arkasında oturup, temiz pak giyinip, ufak da olsa ömür boyu garantili bir makam sahibi olmak. “Ahmet Efendi, çay getir” . “Hanım, görmüyor musun, meşgulüm. Bugün git, yarın gel”. Gençlerinin ortak isteği bu şekilde biçimlenmiş bir toplumun Cumhurbaşkanımızın koyduğu 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine varması çok zor görülüyor. Milli Eğitim yöneticilerimizin müfredatta yapacakları değişiklikle birlikte sınava odaklı eğitim sistemini değiştirmek ve gençlere bu yolda bir bilinç kazandırmak için çareler aramasının zamanı gelmiş ve geçmektedir kanımızca.

Yazarın Diğer Yazıları