Maksat Bağcıyı Dövmek Olunca..

  • 2136

Hatıralarım bundan on bir yıl öncesine gitti. Oğlum ameliyat olmuş hastanede yatıyordu. Nisan ayında sıcak bir öğleden sonra idi. Hastaneden çıkmış eve gidecektim ki baktım sazlık alan tutuşmuş yanıyor. Hemen Belediye Başkanını aradım. “Haberim var” dedi “araçları gönderdim”. Birkaç dakika sonra bir arazöz geldi, cılız bir su sıkıp gitti. O gittikten sonra alevler bataklığın her köşesine yayıldı. Neden sonra Karaçulha Belediyesine ait bir araç geldi. Onlar da yasak savarcasına ortalığı biraz sulayıp gittiler. Akşam olmuştu. Sazlık hala yanıyordu. Çevrecileri aradım. “Merak etme” dediler “belediye o işle ilgileniyordur”. O zamanlar anlaşılan çok tecrübesizmişim; adamların hemen koşup ellerinde kazma kürekle yangına geleceklerini sanmışım. Sonradan öğrendim ki Çalış plajında günbatımına karşı sofra kurmuşlar. Sofrayı bırakmaya kıyamamışlar belki de. Daha sonraki günlerde bu sazlık yeniden gündeme geldi. TOKİ burada toplu konut inşa etmek istemiş. Başta Fethiye Belediyesi, olmak üzere hepimiz karşı çıktık. Nihayet TOKİ bu işten vaz geçti. Umutlanmıştım. Belki burası düzenlenir, bir doğa parkı haline getirilir. İçinde kanallar açılır, vatandaş burada gezer diye. Umutlarım boşa çıkmış. Buranın ne olacağı konusunda bitmez tükenmez tartışmalar sonunda her halde sorumlular tartışmaktan yoruldu, işi oluruna bıraktılar. Bizim sazlık alan da sürülmüş tarla olarak gelen geçene sırıtıyor. Bir de Çalıca’dan geçen Murt Deresi kenarında vatandaşların dikmiş olduğu zeytin ağaçları aklıma geldi. Geçtiğimiz yıl dere ıslah çalışmaları kapsamında yüzlercesi kesildi bu ağaçların. Aslında dere yatağında filan da değillerdi. Yapılması düşünülen kanalın en az on metre açığındaydılar. Ama yine de kepçenin kurbanı oldular. Çevrecileri aradım, bakarız dediler. Ses seda yok. O sırada Balıkesir’de bir enerji santralının arsasında bir kısım zeytin ağaçlarının kesilmesi söz konusu olmuştu. Belki de sayıca bizim Fethiye’dekilerden daha azdılar. Çevreciler yeri göğü inlettiler. Sonunda mahkeme de onlara uydu. Proje başka yere kaydırıldı. Ağaçların bir kısmı kesilmeden kaldı. Bunları düşünürken bizim Müftülük binasının önünden geçiyordum. Bina bana eskisinden büyük göründü. Meğer önündeki günlük ağaçları onu perdelermiş. Bunlar peyzaj düzenlemesine kurban olunca bina da cascavlak açıkta kalmış. Ondan büyük görünürmüş. Bilmem bizim çevreciler bunu neden hala fark etmedi. İşin gerçeğini bundan on yıl önce anlamamıştım. Bu çevrecilerin amacı üzüm yemek değil. Bağcı dövmek. Toplu konut yatırımına neden karşı çıktılar? Çünkü devlet yanlış bir yer seçimi dahi olsa burada bir eser üretmiş olacaktı. Buna tahammül edemediler. Balıkesir’deki zeytinliklerin Fethiye’dekilerden farkı neydi ki? Fark şu idi; Balıkesir’de santral kurulursa ülkenin elektrik üretimi artacak, ülke zenginleşecekti. Bunu içlerine sindiremediler. Ama Fethiye’de birkaç gariban vatandaşın geliri azalacaktı. Onlara tasa mı. Müftülük önündeki günlük ağaçlarına gelince, bilmem, çıkar meydana neden tepki vermedikleri. Ben diyorum ki, keşke Çalış’taki sazlık alana TOKİ konutları yapılsaydı. Hiç olmazsa bir işe yarardı orası. Böyle sürülmüş tarla olarak duracağına.

Yazarın Diğer Yazıları