Mahalle Baskısı

  • 4174

Mahalle baskısı deyimi son günlerde çok kullanılır oldu. Özellikle batılı yaşam tarzını benimsemiş, varlıklı ve tahsilli kesimler nüfusumuzun milli ve dini geleneklerine bağlı çoğunluk kesiminin baskısı altında olduklarını söyleyip feryat ediyorlar.
Aslında gerçek hiç de onların söylediği gibi değil. Bu iki farklı kesim zaten değişik mekanlarda yaşıyorlar. Bir arada yaşamak zorunda kaldıklarında da birbirlerinden pek hoşlanmasalar da medeni ölçüler içinde sınırlı ilişkilerini sürdürüyorlar. Yani milliyetçi ve muhafazakar çoğunluğun kendilerinden farklı bir yaşam tarzı benimsemiş olanlara bir baskısı mevcut değil.
Esas baskı tahsilli kesimin kendi içinde görülüyor. Halkımızın büyük bir kesimi Tanzimat’tan başlamak üzere bilinçli olarak eğitimsiz bırakılmış. Eğitilenler ise yine aynı proje kapsamında batılı yaşam tarzını benimsemiş ve batı hayranı olacak biçimde eğitilmiş. Üstelik bu insanlar batılı benzerlerinden farklı olarak demokrasi karşıtı olarak yetişmiş. Her şeyi kendilerinin bildiği, kendilerinin dışında hiç kimsenin söz hakkı olamaması gerektiğine inanmışlar. Sonunda bir eğitimli insan tipi oluşmuş. Öyle ki eğitimli, okur yazar bir insanın milli ve manevi değerlere bağlı olması yadırganır olmuş.
Son yıllarda ülkemiz değişiyor. Artık milli manevi değerlere sahip insanlar da eğitimli oldu. Hem de bunların çoğu ruh dinginliğine sahip oldukları için eğitimlerinde daha da başarılı oluyorlar.
İşte eski tüfek eğitimlilerin bir türlü içlerine sindiremedikleri bu. Nasıl olur da okur yazar bir insan milli manevi değerlere sahip, üstelik demokrasi yanlısı olur diye küplere biniyorlar ve başlıyorlar mahalle baskısına.
Geçtiğimiz hafta Konya’da bir ilahiyat profesörü açık saçık giyinen bayanların erkekleri tahrik ederek onları tecavüze yönlendirebileceğini söylemiş. Vay, sen misin böyle konuşan, malum basın hemen başladı. Sanki adam açık saçık giyinen kadınlara tecavüz etmek caizdir gibisinden bir fetva vermiş gibi başladılar adamcağıza saldırmaya.
Tecavüz olayının gerçekleşmesi için öncelikle erkeğin karşı cins tarafından bir şekilde uyarılması gerekir. Güzel, çekici, alımlı kadınlar, üstelik bir de dekolte giyinmişse erkekler üzerinde uyarıcı etki yapar. Bu doğanın kanunudur. Bu gerçeği dile getiren bir insanı kadınlar tarafından bir şekilde uyarılan erkeklerin mutlaka o kadına tecavüz etmeleri gerektiğini söyledi diye suçlamak zorlama değil sadece mahalle baskısıdır. Kaldı ki camilerimizde gerek vaazlerde, gerek hutbelerde bu husus sürekli dile getirilmektedir. Ama üniversite camiasından birisinin bu doğa kanununu açıklaması nedense bir kısım insanların tepkisine yol açmaktadır. 
Aynı mahalle baskısı benim oğlum Ahmede de uygulanmış. Kendisi Fethiye Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Metalurji Mühendisliği bölümünde okudu. Şimdi ise Norveç Yüksek Teknoloji Enstitüsünde Yüksek Lisans ve Araştırma çalışması yapıyor.
Gerçi eğitimi bedava . Ancak sair masraflarının karşılanması için kendisine yakın gördüğü bazı kuruluşlara başvurmuş. Bu arada ben de eski Muğla Milletvekili Hasan Özyer’in yardımını talep ettim. Fethiye’nin yetiştirip yüksek lisans için yurt dışına yolladığı bir öğrenciye ufak da olsa bir katkısı oldu. Kendisine buradan teşekkür ederim.
Ahmed’in başvurduğu merkezi Fethiye’de olan bir kuruluş ise önce oğluma olumlu cevap vermiş. Hatta yardımın miktarı ve ne zaman verileceği de kararlaştırılmış. Bu arada Anayasa oylaması yaklaşıyor. Benim oğlanın ise okur yazar bir insanda olmaması gereken bir özelliği var. Demokrasiye yürekten bağlı. Face Book’taki sayfasında Anayasaya evet çizgisinde yayınlar yapmış. Vay, sen misin Anayasaya evet diyen. Yardım sözü veren kuruluşun yetkilisi telefonlarına cevap vermez olmuş. Hatta oğlumun söylediğine göre o yetkilinin çocukları Ahmet’i Face Book’taki arkadaşlık listesinden çıkarmışlar. Onlarla birlikte okuldaki başka bir kısım arkadaşları da ondan uzaklaşmışlar.
İşte bu bir mahalle baskısıdır. Bütün insanların tornadan çıkmış gibi bir örnek olmasını isteyen faşist bir zihniyetin ne yazık ki 2011 Türkiyesinde de hala ayakta olduğunun üzücü bir örneğidir.

Yazarın Diğer Yazıları