Kimlik Tercihi

  • 304

Bizim Muğla’daki birçok vatandaşla ve de özellikle çoğu Ak partili ile anlaşamadığımız bir konu var. Onlar Ak Parti’nin tüm Türkiye’de oylarının yüzde ellilerin üzerinde olduğu halde Muğla’da bir türlü yüzde otuzları aşamamış olmasının verdiği eziklikle suçu kendilerinde ve örgütlerinde ararlar. Onlara göre Muğla’daki parti örgütleri yeterli çalışma gösterememekte ve bu nedenle seçimlerde başarısız olunmaktadır. Bazılarına göre ise de seçimlerde belirlenen yanlış adaylar, parti düşüncesine uyum sağlayamamış yönetimler, partiyi kendi çıkarları için bir basamak olarak kullanan yöneticiler nedeniyle Ak Parti bir türlü istenilen atılımı yapamamaktadır.

Şunu belirtelim ki hiçbir örgütte örgüt kademelerine her konuda on üzerine on numara verme imkanı yoktur. Mutlaka bir kısım eksiklikler ve hatalar olacaktır. Bu hatalar kuşkusuz Ak Parti Muğla İl Örgütünde de vardır. Ancak bize göre belirleyici değildir. Kanımızca Ak Parti oylarının düşüklüğü muhalefet partisi CHP’nin uyguladığı kimlik siyasetine bağlıdır.

Muğla ili nüfus yapısı bakımından ülke genelinden oldukça farklıdır. CHP’nin uyguladığı kimlik siyaseti ise bu yapının özlemleriyle taban tabana uyuşmaktadır. Öyle ki parti içindeki tüm gruplaşmalara, kavgalara, kırgınlıklara rağmen seçimler gelince biraz Atatürk, biraz Türkçe ezan, ve şimdilerde biraz da  Suriyeli söylemiyle bu kitleden silme oy almak mümkün olmaktadır. Adayların hizmet konusunda bir şeyler söylemesi, projeler ortaya koyması gerekmemektedir. Şimdi sizlere sosyal medyada altmışlı yaşlarda bir bayan grubu arasında geçen rastgele seçtiğim bir karşılıklı konuşmayı sunacağım:

 

- Uzun zamandır Beyoğlu'na çıkmadım. Çıkmaktan, uğrayacağım hayal kırıklığından da çekiniyorum doğrusu. Ama bir itirafta bulunayım. Son yıllarında yediğim profiteroller benim gençliğimde, çocukluğumda yediğimden çok farklı idi sanki.. Ayni hissi griye (Baylan) yerken de hissediyorum. Birşeyler eksik gibi..Proust'un madlenleri mi !

 

- Ayni fikirdeyim. Kup Griye o kadar tatliolmazdi - Herşey tüpte şimdi. Sos diye üstüne sıkıveriyor. Üç beş de şekerleme... -Nerde o eski tatlar ! “İnci “Beyoğlu’nda sokak arasında “coupegrillee “bizim yediğimiz değil... Beyoğlu’nun da eski “charme ı “yok...
 

-Proust “Madeleine “Lerin tadını bulur “A la recherchedutempsperdu “de
Bizde tad tuz kalmadı kardeşim...

 

- …. Hanım sakın Beyoğlu'na gitmek gafletinde bulunmayın, güzel hatıralarınızı yıkmayın...

 

- Nasıl hatırlanmaz. Prıfiterolyanısıra bir de Bavaroise vardı, içi kremalı. Hepsi yok oldu artık, eski tatlar da.

 

 

- Ne güzeldi..o profiterolün bir benzeri yoktur.

 

Bunlar gerçek konuşmalar, tiyatro sahnesinden alınma diyaloglar değil.

 

- Ah Paris'ten dün döndüm teyzecim , bu görüntü yoktu ama yine de çok güzeldi. Xmas öncesi yine orada olacağım, belki kar olur .

 

 

- ……..canim gittiğini gördüm çok severim tabii Paris’i 
Bu mevsimden başlayarak insanın içine işleyen bir soğuğu olur seninGaleriesLafayette fotolarını gördüm çok güzeldi ama paylasılamıyordu
Noel de gidersen beni de an içinden.

 

 

Ne yapsın şimdi Ak Parti kurmayları? Bunların oyunu alabilmek için pastanelerde servis edilen profiterol isimli tatlının bundan elli yıl öncesindeki kıvamında hazırlanması için yasa mı çıkarsın. Yoksa

İsteyen herkese yılbaşına özel  indirimli Paris uçak bileti mi versin?

 

Yazarın Diğer Yazıları