Kavga Bitmedi

  • 2670

15-16 Temmuz günü başarısız bir darbe girişiminde buluna FETÖ mensuplarının çoğu tutuklandı, bir kısmı kaçtı. Taraftarları devlet kadrolarından bir bir temizleniyor. Yakında sempatizanlarının ıslahı için de çalışmalar yapılacağı söyleniyor. Sözün kısası bu örgüt şimdilik güncel tehlike olmaktan çıktı. Ama unutmamak gerekir ki bunları üzerimize salan yabancı güçler hala pusuda bekliyor; durumun gelişmesine göre yeni tavırlar alacak, belki de adı önceden hiç duyulmamış örgütler icat edip karşımıza çıkaracaklar. Ancak biz bunun kısa bir süre içinde gerçekleşeceğini sanmıyoruz. Onlar şimdilik eskiden de yaptıkları gibi medya üzerinden fitne tohumlarını yaymaya devam edecek, insanları sürekli diken üzerinde yaşayıp birbirlerinden şüphe eder hale getirmeye çalışacaklar. Bu saldırılarına daha olaylar bastırılmadan başlamışlardı bile. Önce asker kafası kesen sakallı adam görüntüleri piyasaya sürüldü. Bunu benzer yalanlar izledi. Amacın Ordu ile milletin arasını açmak olduğu belli. Şu günlerde ise 14 Ağustos 2016 diye bir tarih ortaya attılar. Sözde FETÖ lideri Gülen 14 Ağustos’u bekleyin, olanları göreceksiniz demiş. Şimdi bazı kimseleri bir kuşku aldı; acaba 14 Ağustosta yeni bir kalkışma mı olacak? Bazıları o günde bir siber saldırı olacağını, ülkede bütün elektronik iletişimin duracağını iddia ediyor. Bir kısım vatandaş ise işi daha da somutlaştırarak FETÖ’nün o tarihte ülkenin enterkonnekte elektrik sistemine bir siber saldırı yaparak bütün güç santralarını devre dışı bırakacağını söylüyor. Başka bir kısım vatandaş ise siyasi bir yorum yaparak o gün 40 Ak Parti milletvekilinin partilerinden istifa ederek eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül önderliğinde yeni bir parti kuracağını ve böylece hükümetin düşeceğini var sayıyor. MHP lideri Bahçeli’ye karşı uzun süredir muhalefet bayrağını sallayan Meral Akşener bile bu ortamda muhalefet yapmanın kendisini siyaseten bitireceğini görerek pek ortalıkta gözükmezken Ak Parti içinde yeminli muhalefet dahi olsalar birilerinin bu işe kalkışması pek akla yakın görülmüyor. Biz bu ve bunun gibi dedikoduların FETÖ’nün arkasındaki güçler tarafından ortaya atıldığına inanıyoruz. Gerçek şu ki FETÖ’nün arkasındaki güçler şu anda bir bekle gör politikası izliyorlar. Gülen’in Türkiye’ye iadesi konusunu bilerek ve isteyerek sürüncemede bırakıyorlar. Bu güçlerin cevabını bekledikleri iki soru var. Bunlardan birincisi bu yazımız yayınlandığı sırada gerçekleşecek olan Erdoğan-Putin görüşmesinden çıkacak sonuçlar. Aslında Türk ve Rus heyetleri arasında iki aydan fazla bir süredir görüşmeler yapılıyor. Görebildiğimiz kadarıyla bu heyetler birçok konuda uzlaşmaya vardı, kalan birkaç pürüz ise Erdoğan ile Putin arasındaki karşılıklı görüşmede çözümlenmeye çalışılacak. Bu arada uzun bir süredir Türkiye ile Rusya arasında arabuluculuk yapmakta olan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in geçtiğimiz gün Ankara’ya yaptığı ziyaret ve orada Erdoğan tarafından “aksakallı” diye hitap edilmesi bu arabuluculuğun ilanı anlamına gelir diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Pazar günü Yenikapı mitinginde yaptığı konuşmada Salı günü Putin ile yapacağı görüşme ertesinde Türk-Rus ilişkilerinin eskisinden çok farklı bir boyut kazanacağını söyledi. Türk Rus ilişkilerindeki gelişme en çok ABD’nin ilgisini çekiyor. Bir taraftan açıkça destekledikleri darbenin başarısızlıkla sonuçlanması ve bunun sonucu olarak milletin Cumhurbaşkanı Erdoğan etrafında kenetlenmesi ABD’nin Türkiye ile olan ilişkilerini yeniden yapılandırmasını zorunlu kılıyor. Bu cümleden olarak ABD Dışişleri Bakanı Kerry önümüzdeki hafta Türkiye’ye gelecek. Kerry ile Türk yetkililer arasında çetin pazarlıklar geçeceği kesin olmakla beraber bunların birçoğunun ayrıntılarının gizli kalacağını biliyoruz. Toplantının sonunda her iki taraf da dostane ve verimli bir görüşme geçti diye bildiriler yayınlayıp etrafa gülücükler dağıtacak. Görüşmelerin sonucunu ABD’nin mevcut statüden ne kadar geri adım atmayı kabul edeceği ve Türk tarafının da taleplerinin ne kadarını ABD’ye kabul ettirebileceği konusu belirleyecek. Tabii ki bu müzakereler Salı günü imzalanacak Türk-Rus anlaşmasının gölgesi altında cereyan edecek. Kerry ülkesine döndükten sonra Türk- ABD ilişkileri bir kere de Washington’da masaya yatırılacak; yabancı güçlerin Türkiye’ye karşı nasıl bir tavır alacağı, FETÖ ve benzer örgütlerin ne gibi yeni oyunlar tezgâhlayacağı buradaki değerlendirmelerden sonra kararlaştırılacak. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’nin alacağı idam cezasının geri getirilmesi kararını onaylayacağını söylemesi AB macerasının da sonuna geldiğimizi gösteriyor. Şurası kesindir ki Türkiye’nin Batı ile olan ilişkileri bundan sonra hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak.

Yazarın Diğer Yazıları