Kapatıyoruz… Türkiye'nin En Büyük(!) Perakende Mağazalar Zinciri

  • 9516

Bundan elli altmış yıl kadar önce bir Amerikalı iktisadi araştırmalar yapmak için Türkiye’ye gelmiş. O zamanlar kendisine Türkiye’de Amerika’dakilerine benzer büyük şirketler olmadığı söylenmiş. Adam bir Anadolu turuna çıkmış. O zamanlar modaydı, bütün kamyonların üzerinde maşallah yazıyor. Bunu bir şirket ismi sanmış. İstanbul’a döndüğünde “ Siz bana büyük şirket yok dediniz ama. Maşallah isimli bir taşımacılık şirketiniz var, bu kadar büyüğü bizde bile yok” diye anlatmış.
Şimdi bizim kapatıyoruz şirketler zinciri de buna benziyor. Merkezi Denizli’de bulunan bir şirket Karaçulha’da çevre yolu üzerinde büyük bir bina kiralıyor. Üzerine kapatıyoruz diye bezden kocaman bir ilan asıyor. İki haftadan beri bütün Fethiye’de el ilanları dağıtan bu şirket ev mobilyası üzerine çalışıyor. Dağıtılan ilanlarda satışa sunulan birçok malın fiyatı gösterilmiş. Söylenildiğine göre bu fiyatlar piyasadaki benzerlerinin yarısından da aşağıda. Geçtiğimiz Cumartesi günü kepenklerini açan bu mağaza önünde yüzlerce arabalık kuyruklar oluştu. Fethiye’liler ucuz ev eşyası almak için yarışa girdiler. Benzer örneklerinden de görüldüğü gibi bu iş yerinin müşteri yoğunluğu azalınca Fethiye’yi terk edip başka bir yerde mekan aramaya başlayacağı konuşuluyor.
Fethiye Esnaf Odası Başkanı Mehmet Soydemir Fethiye esnafını koruma adına olaya ver yansın etmiş. Şirketin Fethiye’de kayıtlı olmadığı ve haksız rekabet yaptığı konusunda açıklamaları var. Biz şirketin maliyede vergi kaydı olduğu ve iş yeri açmak için Karaçulha Belediyesinden ruhsat aldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bunun dışında bürokratik açıdan usulsüzlükler yapıp yapmadığını bilmiyoruz, bunu araştırmak da bizim görevimiz değil.
Aslında kapatıyoruz ismini kullanarak bu biçimde satış yapan çok sayıda firma olduğu bilinmekte. Biz bu satış yöntemini doğuran nedenleri tartışmaya açmak istiyoruz.
Bu yöntemle yapılan satışların birçok sakıncalarına rağmen talep görmesinin genel ve özel nedenleri var.
Özel neden Fethiye piyasasının geçmişinden kaynaklanıyor. Bu piyasa otuz kırk yıl öncesine kadar klasik kasaba piyasası ilişkilerine göre biçimlenmiş bir özellik gösteriyordu. 70’li yıllarda turizme açılmasıyla birlikte tatlı kar devri başladı. Yabancı paranın Türk Lirası karşısında çok değerli olması nedeniyle bir mali gerçek değerinin üç beş katı fiyata turiste satmak mümkündü. O tarihlerde ortalama bir esnaf bir sezonluk kazancıyla bir ev sahibi olabiliyordu. Zaman içinde Türk parası değerlendi, yabancı parayla arasındaki fark kapandı. Turiste bu kadar yüksek karla mal satma imkanı kalmadı. Ama bu alışkanlık Fethiye esnafının genlerine işledi. Taze tarım ürünleri dışında birçok mal ve hizmet ortalama Türkiye fiyatlarına oranla çok pahalı. İşte bu fiyatlar müşterinin ucuz gördüğü her mala hücum etmesine neden oluyor.
Genel nedeni de şöyle açıklayabiliriz. Ülkemiz bürokratik geleneğinden henüz kurtulabilmiş değil. Daha hala ticaret yapıp para kazanmanın hırsızlık olarak nitelendirildiği bir inanç sistemi insanımızın beyninin bir köşesinde yer tutuyor. Buna devletin esnafın karşısına çıkardığı engeller de eklenince yerleşik esnaflık oldukça güç bir hale geliyor. İş yeri açıp, işçi çalıştırmanın maliyeti çok yüksek. Sorma ver parası dediğimiz sabit maliyetler bu kadar yüksek olunca esnaf da yükü ister istemez müşterinin sırtına bindiriyor. O zaman yasaların etrafından dolaşıp bir çeşit haksız rekabet yapan kuruluşlara serbest alan açılıyor.
Tartışmaya konu olan “kapatıyoruz” şirketine gelince aklımıza bir soru takılıyor. Yerleşik esnaf daima sorumluluk bilinciyle hareket eder. Çünkü o gelecekte de müşterisiyle karşı karşıya gelecektir. Yaptığı bir yanlış bu müşterinin kaybı demektir. Buna karşılık “kapatıyoruz” isimli mağaza müşteri bitince gerçekten kapatıp gidecektir. O zaman müşteriye karşı bir sorumluluk duyması şirket yöneticisinin vicdanına kalmıştır. Zira bir daha hiç görmeyeceği müşterisini aldatmayacağı konusunda kim garanti verebilir. Örneğin burada satılan malların ucuz, ama aynı oranda da kalitesiz olup olmadığı ancak bir süre kullanıldıktan sonra ortaya çıkacaktır. O tarihe kadar da bu mağaza çoktan tarihe karışmış olacaktır. Biz söz konusu mağazanın dürüst bir satıcı olduğuna inanmak durumundayız. Ama genel olarak bu gibi risklerinden de mevcut olmadığını söyleyemeyiz.
Özetlememiz gerekirse esnafımızın yüksek karların artık tarih olduğunun bilincine varması, öte yandan devletin esnaf odalarının yapacağı bir çalışma sonucu iş kurmak isteyen insanlara çeşitli yükler bindirmekten vaz geçmesi “kapatıyoruz” şirketine duyulan ihtiyacı ortadan kaldıracak ve bu pazarlama yöntemi iktisat tarihimizde bir anı olarak kalacaktır. Şimdi ise “kapatıyoruz” şirketinin dürüst çalışmasını ümit etmek ve ona hayırlı işler, bol kazançlar demekten öte bir dileğimiz olamaz.

Yazarın Diğer Yazıları