Kanla Beslenen Siyaset

  • 2291

Son günlerde seçim yaklaştı ya, güncel soru da seçim sonuçları oluyor. “Acaba falanca parti yüzde kaç oy alır, sizin kulağınız deliktir, bilirsiniz?” Yaklaşık bir tahmin yapıp söylersiniz. En çok merak edilen de HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı. Ak Parti desen biraz olup biten hakkında fikrimiz vardır. CHP ya da MHP yi sorsan soruya yabancı kalmayız. Ama HDP’ye gelince, bizden uzak, nereden bilelim onun ne yaptığını. Bir cevap veremeyiz. Ama dün Ankara’da gerçekleştirilen ve 95 vatandaşımızın ölümüne neden olan patlama sonunda bu konuda kesin bir yargıya vardık; HDP’nin barajı aşması tehlikeye girmişti, bu patlama sonucunda durumu biraz kurtarır gibi oldu. Gerçi herkes yazıp çiziyor ama kısaca biz de yineleyelim. Bu patlama basit bir terör eylemi değildir. Şu veya bu örgütün kendi başına planlayıp yaptığı bir hareket kesinlikle söz konusu olamaz. Bu hareket malum bir kısım yabancı güçler ve onların yerli ortakları tarafından ustalıkla planlanmış ve sahneye konmuştur. Hareketin birden fazla amacı vardır. Birinci amaç bir önceki paragrafta belirttiğimiz gibi HDP’li ve “sol” seçmen kitlesinde bir mağduriyet bilinci yaratarak bu parti etrafında kenetlenmelerini sağlamaktır. Aynı gün KCK üst yönetiminin eylemsizlik kararı almış olması bir rastlantı değildir. HDP Başkanı Demirtaş, bir kısım DİSK yöneticileri ve malum basının söylemlerinden anlaşıldığı üzere ikinci amaç bu patlamanın sorumluluğunu hükümete yükleyerek taraftar kitlelerini hükümete karşı kışkırtmak ve bir çatışma ortamı yaratılmasını sağlamaktır. Nitekim HDP’nin yavrusu DBP kendi taraftarlarını sokağa çıkmaya çağırmıştır. Amaçlardan birisi de dünya kamuoyu önüne Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eli kanlı diktatör görüntüsü verdirmektir. Bir diğer amaç terör örgütü PKK’nın yapmış olduğu katliamları gölgelemek ve emniyet güçlerimizin ona karşı verdiği başarılı mücadeleyi kötülemektir. Belki de bu yolla PKK’ya karşı savaşma gücümüzün kırılacağını düşünmektedirler. Amaç Türkiye’yi güçsüzleştirerek içine kapanmasını sağlamak ve Orta Doğu’da büyük güçler tarafından sahneye konulan yeniden paylaşım sürecine ülkemizin katılmasını engellemektir. Öğrendiğimiz kadarıyla birkaç gündür Kürdistan’da Süleymaniye kentinde PKK yandaşları sokağa dökülmüş ve bir dönem yeniden başkan seçilmesi gündemde olan Barzani’ye “ Seni başkan yaptırmayacağız” diye sloganlar atarak sağı solu kırıp dökmüşlerdir. Barzani’nin Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olduğunu göz önüne alırsak büyük oyunun sınırlarımızı aştığını kolaylıkla görebiliriz. Bütün bunlar karşısında devletin tavrı ne olmalıdır. Kaybolan 95 candır. Bunun vatandaşta yarattığı duyguları çok iyi değerlendirmek gerekir. İnsanlar sokağa dökülse bile onlara mümkün olduğu kadar anlayış gösterilmeli ve sakin yaklaşılmalıdır. Öte yandan terör örgütünün yapılanmasına karşı yürütülen savaş şiddetlendirilerek devam etmelidir. Şehirlerde olsun, Irak’ta olsun silahlı kuvvetlerimiz saldırı pozisyonlarını korumalı ve terör yuvaları temizlenmelidir. Terör örgütünün seçmen üzerinde baskı kurmasına yönelik hareketleri şiddetle cezalandırılmalı ve devletin silahlı gücünün terör örgütünden daha kuvvetli olduğu algısı beyinlere kazınmalıdır. Böylece 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi bir sandıktaki oyların tamamının tek bir partiye çıkması garipliğinin önüne geçilmelidir. Görebildiğimiz kadarıyla patlamada 95 ölü ve 200e yakın yaralı var. Buna o sırada aynı yerde bulunan ve yara almadan kurtulan diyelim 200 kişiyi de eklersek 20-30 metre yarıçapında bir alanda yaklaşık 500 insanın bulunduğu anlaşılır. Böyle önemli bir günde bu kadar ufak bir alanda bu sayıda insanın bulunmasına izin verildiği halde bunların üst aramasının yapılmamış olması gerçek bir güvenlik zafiyetidir. Bu konu çok iyi araştırılmalı, belki de olayın tetikçilerine ulaşılacak yolun buradan geçebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. İnsanlara sokağa dökülüp güvenlik güçleriyle çatışması için çağrı yapan siyasetçiler, yazar çizerler, onlara bir sözüm yok. Onlar kendi taraftarlarının kanı üzerinden nemalanarak siyaset yapıp, güç devşirirler. Ama inanıyorum ki o mitinge iyi niyetle gelip, gerçekten barış isteyen on binlerce insan var. Sizin destek verdiğiniz siyasetçiler, başınızdaki yöneticiler, onların ne Kürtlerin haklarıyla ne de işçi ve emekçilerin haklarıyla bir ilgisi var. Onların Batılı emperyalist güçlerin bu kirli oyundaki bir maşası olduğunu ne zaman anlayacaksınız.

Yazarın Diğer Yazıları