Hollanda'yı Fethiye'ye Getirdik

  • 8926

Hollanda ile ilgili hemen hepimizin bildiği bir görüntü vardır. Alabildiğine uzanan lale bahçeleri içinde yel değirmenleri ve önünde milli giysileri içinde poz vermiş sarışın, uzun boylu genç kızlar. Ayaklarında da kalın topuklu sabo tabir edilen bir çeşit tahtadan ayakkabı.
Kıyı boyunca binlercesi inşa edilmiş olan bu değirmenlerin çok önemli bir görevi vardır; araziye dolan suyu denize pompalamak. Kızlar da ayakları ıslanıp üşümesin diye yüksek tahta topuklu ayakkabı giyerlermiş. Çünkü Hollanda topraklarının üçte birine yakını deniz seviyesinden birkaç metre aşağıda bulunmaktadır. Kıyı boyunca setler inşa edilmiş ve böylece denizin karaya hücum etmesi önlenmiştir. Ancak yağışlarda yağmur suları eğim olmadığı için toprağın üzerinde kalır. İşte hem setlerin arasından sızan suları, hem de ikide bir dolan yağmur sularını boşaltmak için bu değirmenler düşünülmüştür.
Şimdi bizim Fethiye’de Hollanda’ya benziyormuş, ama haberimiz yokmuş. Gerçi ben bunu yıllardan beri biliyordum ama başkalarına söylesem deli derler dinlemezler diye susup oturuyordum. Bu kış aşırı yağışlar nedeniyle Dispanser Sokak ve çevresi ikide bir göl haline gelince Fethiye Belediyesi de buna kalıcı bir çözüm bulmak için kolları sıvamış. Akla ilk gelen şey yağmur suyu tahliye kanallarının yetersiz oluşu nedeniyle kolay tıkanmasıdır. O halde sokak boyunca denize kadar ulaşan geniş bir kanal açarsak bu iş kesinlikle çözülür diye düşünmüşler. Ama bir de bakmışlar ki açtıkları kanal suyu boşaltmak şöyle dursun deniz suyunun karaya hücum etmesine neden olmuş. Bunun nedeni çok açık. Bu bölge yetmişli, seksenli ve doksanlı yılların inşaat çılgınlığı sırasında balçık çamur üzerine inşa edilmiş. O zaman zemin etüdü araştırması olmadığı gibi yapı denetiminin adını bile bilen yok. Deniz seviyesi, biriken suların tahliyesi, kanal vesaire deseniz bu adam ne demek istiyor diye suratınıza bakarlar. İşte inşaatlar bu şartlar altında yapılınca koskoca bir mahalle deniz seviyesinin altında kalmış. Hatta belki de o tarihten beri daha fazla derine gömülmüştür. Yan yatıp yandaki komşu binaya yaslanan bazı binaların hali bunu gösteriyor.
Fethiye Belediyesi çaresiz kalınca aklına Hollanda örneği gelmiş anlaşılan. Zaten Başkan Saatcı’nın dediğine göre kıyıdan içeriye doğru kanallar açılsa burada kayık yüzdürmek mümkün olurmuş. Şimdi kıyıda bir pompa istasyonu inşa ediliyor. Yağmur yağınca dolan aşırı sular bu pompayla boşaltılacak. Bu pompanın inşaat ve çalıştırma maliyeti de hepimizin sırtına yüklenecek.
Ben bu çözümün kalıcı olduğu inancında değilim. Bu bölgedeki birkaç sokakta bulunan yapılar mutlaka yeniden denetlenmeli ve kalıcı bir çözüm için değişik seçenekler düşünülmelidir.
İlerde karşılaşacağımız bir başka sorunu ben şimdiden gündeme getireyim. Fethiye Körfezi doluyor çığlıkları sonunda DSİ birkaç tane kepçe getirmiş Günlükbaşı mevkiinde Mut deresi üzerinde çalışma yapıyor. Bu çalışmalar dereye estetik bir görünüm kazandırmaktan öteye gidemez. Projenin var olup olmadığını bilmiyorum. Belki dere tabanı da ıslah edilerek taş veya beton kaplama yapılacaktır. Ancak bu da körfezin dolmasını engelleyemeyecektir.
Körfez Esenköy’den başlamak üzere Yeni Hal binasının arkasından geçen ve buradan da Karaçulha Kasabasının arkasına doğru devam eden sulama kanalının çevresindeki yoğun erozyon nedeniyle dolmaktadır. Özellikle şehir içme suyu pompa istasyonu çevresinde bu erozyon daha yoğun olarak görülmektedir. Hatırlanacağı üzere bundan birkaç yıl önce gelen sel dağın bir yamacı ile birlikte su borularını da kırıp götürmüştü.
Yaz başlayınca ilk yapılması gereken bu bölgedeki erozyona karşı önlem almaktır. Biliyorum, bazı konuları yokuşa sürmekte başarılıyızdır. Belki önümüzdeki yıl Fethiye çevresindeki erozyon konusunda uluslar arası bir sempozyum düzenlenir. Buraya katılan anlı şanlı Prof.lar hiç bilmedikleri, görmedikleri Fethiye havzası hakkında ahkam keserler. Daha sonra da Belediye Başkanı , Kaymakam ve şehrin ileri gelenlerinin katıldığı bir yemekte boy gösterirler. Bizim muhabir gençlere de iş çıkar, toplantının bol bol resmini çekerler. Konuşulanlar birkaç yıl boyunca tekrar tekrar tartışılır, sonunda unutulur. Sonra birileri çıkar “ne olacak şu körfezin hali” diye öykünmeye başlar. Aynı kısır döngü yeniden başlar.
İş buraya gelmeden Sayın Behçet Saatçı’ya bir önerimiz var. Körfezi temizlemek Fethiye Belediyesinin boyunu aşar, ancak birkaç kilometre uzunluğunda ve en fazla yüz metre genişliğindeki bir alandaki erozyonu önlenmek için ön ayak olmak belediye için çok zor değildir sanırım. İsminin açılımı Erozyonla Mücadele Vakfı olan TEMA yetkilileri de bu konuya bir el atsalar, ağaç dikme mevsimi geçmeden belki bu yıl bile burada bir çalışma yapılabilir. Seminer ve sempozyum düzenlemek isteyenler hiç üzülmesin, başka konular buluruz onlara.

Yazarın Diğer Yazıları