Hırsızlara Ne Yapmalı

  • 4555

Önceki gün Karaçulha beldesinde bir iş yerinin soyularak içerideki televizyon ve bilgisayarın çalınması değişik tepkilere neden oldu. Henüz hırsızın kimliği belli olmamakla beraber birçokları olağan şüpheli olarak bu işi o beldede yaşayan Kürt kökenli işsiz vatandaşların yaptığını düşünüyor.
Görünürde ırkçı bir yaklaşım olmakla beraber bu düşüncenin içinde gerçek payı var. Zira ıster Karaçulha’da olsun, ister Türkiye’nin başka yerinde olsun Kürt kökenli işsiz vatandaşlarımızı bu gibi hırsızlık olaylarına yönelten oldukça fazla neden var.
Bu nedenlerin başında doğal olarak işsizlik geliyor. Köyünden, kentinden batı illerimize göç etmiş bu vatandaşlarımız işsiz kalıp paraları bitince akıllarına gelen ilk iş olan hırsızlık veya dilenciliğe başvuruyorlar. Kolay kazanç yolunu görünce de bu işleri meslek ediniyorlar.
İşin ekonomik yönü bir tarafa bırakılırsa sosyal boyutu çok daha önemli. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bu vatandaşlarımız bölücü örgüt tarafından zihinlerine kazınmış ırkçı Kürt milliyetçiliği zehirinden etkilenerek Batı illerimizi bir düşman toprağı olarak görmekte. O zaman belki de kendi kasabalarında aç da kalsalar hırsızlık yapmayı düşünmeyecek bu insanlar Batı illerimizde bu işi yaparken kendilerini vicdanen rahat hissediyorlar. Hırsızlık yapmalarına engel olacak sosyal sorumluluktan kurtulmuş olduklarından kolaylıkla bu işe giriyorlar.
Daha da önemlisi bu insanların dini inançlarının hemen hemen hiç olmaması. Dini inancı olmayan bir insanın hırsızlık yapmasının önündeki tek engel yakalanma korkusudur. Bölücü örgütün milletimizin arasına nifak sokmak için yaptığı başlıca çalışmalardan birinin de Kürt gençlerini İslam dininden uzaklaştırmak olduğu göz önüne alınırsa bu konunun önemi kolaylıkla anlaşılır. Bediüzzaman Said Nursi daha 1920lerde “Siz Kürt Milletinin elinden İslamı alıyorsunuz, ilerde birileri bunların eline başka bir şey verir ve size karşı kullanır” diye zamanın yöneticilerini uyarmıştır.
Görülüyor ki hem sosyal, hem de ekonomik nedenler Batı illerimizdeki işsiz Kürt gençlerinin hırsızlığa yönelmesinde önemli rol oynuyor.
Bunu engellemek için hepimize farklı görevler düşüyor. Başta devletimiz Doğu ve Güney Doğu illerinde işsizliği önleyip Batıya göçü durdurmak amacıyla daha yoğun çaba göstermelidir. Bu illerimiz okullarındaki eğitim öğretim kalitesi yükseltilerek gençlerin ırkçı Kürt milliyetçiliğinden uzak tutulması sağlanmalıdır. Fakat en büyük görev bölgedeki kanat önderlerine düşmektedir. Türkiye nüfusunu oluşturan çeşitli etnik gruplar arasındaki başlıca ortak payda İslam dinidir. O halde bölücü örgütün yaptığının tam tersi yapılarak Kürt gençlerinin İslamla yakınlaşması sağlanmalıdır. Bu hem birliğimizin kuvvetlenmesi, hem de Kürt gençlerinin yasa dışı işlere kalkışmasının önlenmesi için çok önemli bir görevdir.
Genel anlamda yapılacak bu işlerin dışında Fethiyeli vatandaşlarında kendince önlemler alması gerekmektedir. Ben bundan altı yıl önce Karaçulha Beldesinde kiralık ev ararken Fethiye’de tanınan bir kişi olama rağmen yine de hakkımda soruşturma yapılıyordu. Ben bunların hepsinin farkında olduğum için bunu yapanlara gülüp geçiyordum. Ama ne yazık ki dışarıdan gelip Fethiye’de mekan tutmak isteyen Kürt asıllı vatandaşlarımıza benzer soruşturmalar yapılmıyor. Gelen adamın işi hazır mıdır? Daha önce hiç vukuatı olmuş mu? Önceki işinden neden ayrılmış? Bunlar ne yazık ki sorulmuyor. Alınacak üç beş kuruş kira karşılığında evler tanınmayan, bilinmeyen kişilere açılıyor. Sonra da bu insanlar neden buraya geldiler diye kafa yoruluyor.

Bütün bunların dışında hırsızlığa karşı alınacak bir temel yasal önlem var. Hırsızlık sanıkları yakalandıklarında tutuksuz olarak yargılanmak üzere salıveriliyor. Onlar da bir daha yakalanıncaya kadar mesleklerini sürdürüyorlar. Yapılacak ufak bir yasal değişiklikle hırsızlık sanıklarının tutuksuz yargılanmalarının önüne geçilirse hırsızlık olaylarının büyük ölçüde önüne geçilebilecektir.

Yazarın Diğer Yazıları