'Hayır' Siyasetinin İflası

  • 3523

Biz bu başarıda Ak Parti’nin büyük payı olduğuna inanmakla beraber, bu sonucu getiren esas nedenlerden birinin de muhalefetteki bütün partilerin “hayır” siyasetine bel bağlamış olmasını düşünüyoruz. “Hayır” siyaseti derken MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin artık mizah konusu olan “hayır” retoriği ancak güncel bir sembol olur. Aslında bütün muhalefet partileri Ak Parti tarafından yapılan hizmetlere karşı çıkma, onları engelleme konusunda ittifak halindeler. Bu da siyasetin ve siyasi partilerin olması gereken temel felsefelerine aykırı bir durum. Siyasi partiler bir programla ortaya çıkarlar ve kendi yandaşları olan kitlelerden oy alarak iktidar olmaya çalışırlar. Bizim siyasi partilerimizin Ak Parti’ye karşı geliştirdikleri bir programları olmadığı gibi iktidara gelmek gibi bir amaçları da yok. CHP’den başlayalım. Bu parti yıllardır muhalefette kalmanın verdiği durağanlıkla artık umutlarını kaybetmiş görünüyor. Bütün siyaseti Ak Parti’nin programladığı hizmetlere karşı çıkıp bunların engellenmesi için yargıya başvurmak olarak ortaya çıkıyor. Önceki seçimde ne yazık ki halen Muğla’yı temsil eden CHP milletvekili Ömer Suha Aldan’ın Çalıca pazaryerinde yaptığı bir konuşmaya tanık olmuştum. O zamanlar çevre yolu asfaltlanma aşamasındaydı. Sayın Aldan konuşmasında Çalıca halkının duble yol istemediğine değindi. Çok şaşırdım. Bir adayın seçim bölgesine hizmet getirilmesine karşı olması her halde siyaset bilimcilerine araştırma konusu olmalı diye düşünüyorum. Gerçi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu son zamanlarda taktiğini değiştirdi. Hep pembe tablolar çiziyor. Ama partisinin iktidara gelirse yapacakları konusunda herhangi bir hazırlığı veya programı olmadığından o da aklına geleni söylüyor. Örneğin iş asgari ücrete gelince bunu açık artırmaya çıkarıyor. MHP’ye gelince rahmetli Alparslan Türkeş’in bıraktığı mirası hovardaca yiyor. Aslına bakarsanız MHP’nin temel ilkeleri, fazla ayrıntıya girilmemiş olsa bile, Türkiye için esaslı bir yol haritası olabilir. Ancak MHP yönetimi bu ilkeleri günceleştirmek, benzer ilkeleri olan Ak Parti ile bir birliktelik oluşturma yolunu aramak yerine karşısına gelen bütün önerilere aynen anasına naz yapan küçük çocuklar gibi “hayır” diyerek anlaşılmaz bir yol seçti. Bu da partisinden hizmet bekleyen seçmen için bir hayal kırıklığı doğurdu. Sonuç yüzde dört oy kaybı. HDP de aynı yolun yolcusu. O da her çeşit hizmete hayır diyor. Ancak diğerlerinden bir farkı var. CHP hizmeti engellemek için yargıya başvurur, MHP her öneriye “hayır” derken bu parti kendisi işe koyuluyor. Devletin yaptığı yol, köprü, okul, baraj, hava alanı gibi yatırımları yerinde gidip bombalıyor, yakıp yıkıyor. Kesin çözüm. Çözüm süreci aşamasında kendisine uzatılan, “Arkadaş, ne derdin var? Söyle de belki bir hal çaresi buluruz” diyen eli sıkmak yerine bağırıp, çağırıp tepinmeye başlıyor.Ben bu partinin oylarının daha da düşeceğini tahmin ediyordum. Yine de hizmet siyaseti ile ilişkisi olmayan yurt dışı oyları kurtardı baraj altında kalmaktan. Şayet bu partinin bağlı olduğu KCK gibi kuruluşların vatandaş üzerindeki baskısı biraz daha engellenebilseydi oylarının yüzde altılardan yukarıya erişemeyeceğine inanıyorum. Kendi halkına yapılan ve yapılacak olan hizmetleri engelleyen bir siyasi parti olarak HDP’nin de bilimsel araştırma konusu olması gerekir sanırım. Bir şeye karşı olmakta ittifak etmek, ama bu arada kendisinin kim ve ne olduğunu bir türlü anlatamamak bizim muhalefetin birinci sorunu. Bu da iktidar getirmiyor. Zaten toplumun sosyal ve sınıfsal bir analizini yaptığımızda AK Parti’nin çizgisi dışında başka bir siyasetin egemen olması da mümkün görülmüyor.

Yazarın Diğer Yazıları