Göcek Tüneli Yine Gündemde

  • 335

Göcek Tüneli konusunu bir daha yazmama kararı almıştım. Çünkü nasıl olsa kimse sesimi duymuyordu. Ancak geçtiğimiz gün CHP Muğla Milletvekili Ömer SühaAldan’ın bu konuda cevaplandırması amacıyla Ulaştırma Bakanına bir önerge verdiğini öğrendim. Hazır konu gündemdeyken belki dinleyen olur diye yine yazıyorum. Sayın Aldan Göcek Tünelinin bakıma alınacağı için kapatılacağını, işletmecinin bu süre içinde devlete ait yeni tüneli kullanarak çalışmayı sürdüreceğini öğrendiğini söyleyerek, işletmeciyle bu konuda yeni bir sözleşme yapılıp yapılmayacağını soruyor. Milletvekilimize haddimizi aşarak cevap verelim. Nasıl ki devlet kendisine ait bir dağın delinip, içine tünel inşa edilerek bundan ticari kazanç elde edilmesinin karşılığı olarak tünelin 25 yıl sonra kendisine bırakılması hükmünü koyduysa, kendisine ait bir tünelin bir süre başkası tarafından çalıştırılması karşılığı mutlaka ondan bir kira bedeli talep edecektir. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. Tartışmaya başlamadan önce bir konuya kesinlik kazandırmak gerekir. Bazıları karayolları üzerindeki diğer tünellerin bedava olduğunu, bu tünelin de bedava olması gerektiğini söyleyerek işi bilinçli ya da belki bilinçsiz olarak saptırıyorlar. Dünyada her hizmetin bir karşılığı vardır. Devlet karayolları üzerinde dolaşan araçlardan para almıyorsa da bu yolların yapımı ve bakımı için masraf yapar. Bu masraf da vatandaşın vermiş olduğu vergilerden çıkarılır. Aynı şekilde bir tüccar karayolu üzerinde bir tünel işletiyorsa bunu hayır, hasenat için yapmasını bekleyemeyiz. Bu yaptığı iş karşılığında mutlaka bir ücret talep edecektir. Şunu söylemek mümkündür; şayet devlet eski yolu kapatmış olsa ve bu tünelden geçmeyi herkes için zorunlu kılmış olsaydı o zaman hizmet görevini yapmadığı için devleti eleştirebilirdik. Ancak 2000 li yılların başında o zaman henüz İMF’ye borçlarını ödeyememiş olan devletimizin böyle bir yatırım yapacak imkânı yoktu. Tünel konusu da devamlı konuşulunca yap-işlet-devret modelini bir çözüm olarak gördü ve çalışmakta olan tünelin sözleşmesi yapıldı. Parası olan beş, altı dakika kazanır, bu arada direksiyon sallamaktan kurtulur, tünelden geçer. Para vermek istemeyen de yolculuğunu biraz daha uzatır, bu arada direksiyon pratiğini de artırmış olarak eski yolu kullanır. Örneğin parası az olan Çalış’a gitmek için üç lira verip minibüse biner. Ama minibüsün koltukları çok dar, ben sığmıyorum derse yirmi lirayı bastırıp taksi tutar. İşletmeci işe başlarken şöyle bir şart koşar; “Ben bu tüneli işletirken yanına başka tünel yapmayacaksın veya yaptırmayacaksın. Şayet yaparsan bana şu kadar tazminat ödeyeceksin”. Bunun başka türlü olmasını düşünmek mümkün değildir. Hiç kimse belirli bir garanti almadan milyonlarca liralık bir yatırım yapmaz. Bizim anlayamadığımız ve halen de kafamızı kurcalamakta olan soru ise şudur. Devletimiz 2013 yılında mevcut tünele paralel yeni bir tünel yapmak için kolları sıvar. Bu tünel 2016 yılında bitirildiği halde bir türlü hizmete alınmaz. Bunun nedenini defalarca çeşitli yetkililere sorduğumuz halde doyurucu bir cevap alamadık. Hatta bizim bu konudaki girişimlerimiz “Arkadaş, bu işi fazla kurcalama” biçiminde imalı cevaplarla karşılaştı. Daha önceki bir yazımızda Ak Parti İl Başkanı Sayın Kadem Mete’ye de bu konuyu sormuştuk. Anlaşılan benim yazıları izlemiyor, onun için ondan da bir cevap alamadım. Bizlere söylenilen şu; “Yeni tüneli ücretsiz olarak açarsak, tazminat maddesi var, tünelci devleti dava eder”. Bunu biliyoruz; bazı başkalarının dediği gibi tünele el koyalım gibi saçma bir öneri de ortaya atmıyoruz. Sorumuzu tekrarlıyoruz: Tazminat maddesi olduğu bilindiği halde neden tünel inşaatına başlandı? Yatırım kararı alınmadan tünel işletmecisiyle masaya oturup uzlaşmak mümkün değil miydi? Her şeyi bir kenara bırakalım, iki yıl süreyle koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir tünel işletmecisiyle karşı karşıya gelmekten neden çekindi. Devlet bu konuda suskunluğunu sürdürdükçe dedikodu fitnesi yürür. Bugünlerde moda olan “A-Ke-Pe liler tünele ortak, onun için sesleri çıkmıyor”, “Devletin malını şahıslara peşkeş çekiyorlar” hikâyeleri ortalıkta dolaşmaya başlar. Ulaştırma Bakanı Arslan’ın milletvekilimize usulen vereceği cevap yeterli olmayabilir. Biz yetkililerin vatandaşın karşısına çıkarak ne olup bittiğini açık açık söylemelerini bekliyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları