Gidişat

  • 883

Fethiye’nin eski belediye başkanı rahmetli Özer Olgun 1993 yılında 18. Madde uygulamasını  yaptığında toplumun her kesiminden homurtular yükselmişti. Peki, Fethiye’de 25 yıldır sıkıntı çekmeden inşaat yapabilmemize imkân veren, Fethiye’yi düzenli bir yapılaştırmaya kavuşturan bu uygulama neden çoğu insanın tepkisini çekmişti? Her şey kâğıt üzerinde güzeldi, ama uygulama tapu sahiplerine danışılmadan yapılmış, sonunda herkes birbiriyle ihtilaflı hale gelmişti. Eminim, Özer Bey böyle olacağını tahmin edebilseydi önceden vatandaşı toplar, hele siz bir aranızda anlaşın derdi. Biz o tarihlerde de bu konuyu gündemimize getirmiştik.

Zaman geçti,1999 yılı Behçet Saatcı başkan oldu. O sıralarda ovanın derinliklerinde bir evde oturuyordum. Evimin sokağı bir zamanlar asfaltlanmış ama o günlerde yarısı toprağa dönüşmüştü. Seçimden birkaç hafta geçmişti ki belediye görevlileri gelerek yoldaki çukurları doldurup üzerine zift döktüler. Pek kaliteli bir şey olmasa bile o kış çamurdan kurtulmuştuk. Yıl 2000, devletin kasası bomboş, belediyeninki de. Şimdi Özyer İş Hanı olan eski belediye iş hanı harap vaziyette. Kiracıların çoğu ödeme yapmıyor. Üst kat dükkanları boş duruyor. Behçet Bey  han sahibi Hasan Özyer ile anlaşıp hanı sattı. Fiyat da rayice göre biraz ucuzdu. Hemen başladılar “Bu adam hanı peşkeş çekiyor”. Ben de dedim ki belediye kurtuldu. Şimdi kiracılarla uğraşmak, gerekli tadilatı yapmak işi Hasan Bey’e kaldı.

Behçet Bey bir taraftan ticari hayatın içinden gelmiş olduğu için dünyayı tanıyordu. Öte yandan o günlerde karşısında güçlü bir siyasi kutuplaşma yoktu, bağımsız davranabiliyordu. En önemlisi ise o tarihlerde Fethiye’de ufak bir dokunuşla çok şeyleri değiştirmek mümkündü.

Aradan geçen yirmi yıl içinde Fethiye’nin birçok sorunları çözüldü, şehir modern bir görünüm aldı. Ama çözülen ufak sorunların yanında mahallelerin kanalizasyonu gibi, otopark gibi, kruvaziyer liman gibi öyle birkaç kürek zift atmakla ortadan kalkmayacak büyük sorunlar var. Gerçi yeni başkanımız Alim Bey belediyecilik konusunda tecrübeli genç ve çalışkan birisi. Ayrıca halkın içinden geldiği için neyin nerede olduğunu biliyor. Fakat onun da önemli bir sorunu var. Behçet Bey’in ilk günlerindeki gibi dağınık bir muhalefet yerine merkezi hükümete bağlı bir Ak Parti muhalefeti ile karşı karşıya. Bu ekip iyi niyetle davranırsa sorun yok, ama siyasi karşıtlığı ön plana çıkarırsa Alim Bey’in işi zor olacak gibi görülüyor.

Buna karşılık esas sorun Başkan’ın kendi çevresi  içinden gelecek gibi görünüyor. Çoğu CHP’li seçkinlerin dünyaya bakış açısı toplumumuzun büyük bir çoğunluğu ile örtüşmüyor. Bunların kulağa hoş gelen bir kısım taleplerini yerine getirmek için belediyenin yapacağı ufak çalışmalar birçok insanın tepkisi ile karşılaşabilir. İnsanlar zaman içinde birçok alışkanlıklar kazanmıştır. Durduk yerde bu alışkanlıklarını terk etmek zorunda bırakılmaları onlar için önemlibir yıkım sayılır. Örneğin her gün çöplerini boşalttıkları çöp bidonunun otuz metre ileriye kaydırılmasını dert edinir, siyasi tavırlarını ona göre belirlerler. Sanatçı getirirsiniz, konser verir. İsteyen dinleyip alkışlar, istemeyen dinlemez. Ama bir çöp bidonu seçmenin karar sürecine etki eder.

Bu konuda somut bir örnek verelim. Şu günlerde iktidarı olsun, muhalefeti olsun her  kesimde bir bisiklet yolu tutkusu var. Yetkililer insanların yaşam tarzına, ülkenin iklim koşullarına, şehirlerin coğrafyasına bakmaksızın her caddeyi bisiklet yoluyla donatmak sevdasına düştüler. Bundan bizim Patlangıç-Ölüdeniz yolu da nasibini aldı. İki yıldır bakıyorum bisiklet yolundaki bisiklet trafiğinde bir artış olmadı. Buna karşılık araçların geçtiği sözüm ona iki şerit olan yol tek şeride düştü. İki şeritli olarak kullanmak trafik ehliyet imtihanındaki aldatmacalı parkuru kaza yapmadan bitirmek gibi bir şey. Belki Osman Abi Muğla’dan “Kaymak gibi yol yaptım” diye övünüyordur ama ben o yoldan her geçtiğimde kendisini başka türlü anıyorum.

Küçük şeylerden büyük eleştiriler doğar, hatta bazıları gerçek olmasa bile. Geçenlerde sosyal medyada Fethiye otopark ücretlerine zam geldi diye bir haber çıktı. Arkasından Alim Bey’e hücumlar başladı; “CHP demek, zam demek” gibilerden. Soruşturdum, iki saatten uzun süreli park ücretlerine oldukça yüklü bir zam düşünülüyormuş. Bunun amacı da gün boyu arabasını yol kenarına bırakanları bu işten caydırmakmış. Bize göre şayet tutarsa çok olumlu bir karar, trafik sıkışıklığına azda olsa çözüm getirir. Böyle bir karar karşısında bile insanlar aslını öğrenmeden olumsuz tavır alırlarsa gerçekten kendilerine dokunan kararlar karşısında kim bilir neler düşünürler?

Yazarın Diğer Yazıları