Fethiye Çarşı Esnafı Kendi Ayağına Kurşun Sıkıyor

  • 286

Önceki gün aracımla çarşıdan geçerken bir yerel marketin önünde durup alış veriş edeyim dedim. Yol malum tek sıra araç parkı olmuş. Bizim marketçi de dükkânının önü kapanmasın diye yola üç adet kırmızı işaret babası koymuş, o bölgeye araç parkı yapılamıyor. Babalardan iki tanesini çektim aracımı yanaştırmaya çalışıyorum ki içeriden bir genç “Dayı, kör müsün, park yasak!”. İkinci sıra park yapsam trafiği engellerim. “Canın isterse. Fethiye’de marketten bol ne var”. Gittim az ilerdeki zincir marketin önüne aracımı park ettim ve alış verişimi oradan yaptım. Çoğu esnaf işin kolayını bulmuş. Dükkânının önü boş kalsın diye birkaç park yapılmaz tabelası alıyor, kaldırımın kenarına koyuyor. Böylece başka araçların park etmesini engelliyor ama kendisinden alışveriş yapacak şahısların aracını da engellemiş oluyor. Çarşı içinde yoğun bir park sorunu olduğunu biliyoruz. Bu sorunun kaynağının ise çarşı esnafının bizzat kendisi olduğunu izlemekteyiz. Çoğu esnaf sabah aracıyla evinden geliyor ve aracını dükkânına en yakın bir yere park ediyor. Bu araç dükkan sahibi akşam evine gidinceye kadar orada kalıyor. Böylece park yerleri bütün gün boyunca işgal edilmiş oluyor. Alış veriş yapacak şahıslar olsun, dükkânlara mal getirenler olsun araçlarını park edecek yer bulamıyor. Sonunda esnafın ticareti güçleşiyor ve azalıyor. Hâlbuki çarşı içi park yerleri kısa süreli alış veriş yapacak olanların ve dükkanlara mal getirip götürecek olanların park etmesi için uygun mekanlardır. Adam aracını park eder, alış verişini yapar, aldıklarını aracına doldurur ve gider. Yerine de yenisi gelir. Bu hareket gün boyu devam eder. Olması gereken budur. Biz esnafımıza yıllardır yaptığımız önerileri tekrarlıyoruz, bizi dinleyen olmayacağını bildiğimiz halde. Araçlarını gün içinde kullanmayacak olan esnaflar içindir bu sözümüz. Öncelikle yakın yerlerde evi olanlar, örneğin Dolgu Sahası gibi, yayan gelmeyi veya bir bisiklet edinmeyi düşünebilirler. Üstelik her gün üç yüz, beş yüz metre, bir kilometre yürümek sağlık açısından da yararlıdır. Daha uzaklarda oturup da evleri toplu taşıma araçlarının geçtiği caddelere yakın olanlar bu araçları tercih edebilir. Günün her saati, hemen her yere ulaşıyor. Fiyatı da ucuz, gidiş geliş 5 liradan aşağı geliyor. Araçlarıyla gelmek zorunda olanlar bunları işyerlerine en yakın mekânlara park etmek zorunda değiller. Fethiye hırsızlık açısından pek o kadar güvensiz bir yer değil. O açıdan “arabam gözümün önünde bulunsun, ne olur ne olmaz” düşüncesinin pek de sağlıklı olmadığını var sayabiliriz. Gitsinler birkaç sokak öteye, Sarnıcın oraya park etsinler araçlarını. Olmazsa çoğu kimsenin yaptığı gibi pazar kurulan meydana bırakıp öyle gelsinler iş yerlerine. Konunun bir de yöneticilerimizi ilgilendiren yönü var. Biz bazılarının sürekli dillendirdiği gibi çok katlı otopark gibi büyük şehirlere uygun çözümlerden yana değiliz. Hem zaten bunu yapacak yer yok şehir içinde. Ancak yaz aylarında geçici bir önlem olarak okulların kapalı olduğu zamanlarda okul bahçeleri park yeri olarak belirlenebilir. Buralara ancak uzun süre kalacak araçlar kabul edilir. Böylece hem park sorunu bir ölçüde hafifler, hem de Milli Eğitim ufak da olsa bir gelir sağlamış olur. Aslında görevin büyüğü Büyükşehir Belediyesine düşüyor. Yol kenarına bir saatten fazla süreli park yapma yasağı konur. Yasak konmasa bile park süresi bir saati geçen araçlardan yüklü bir ücret alınır. Bu durumda kimse yol kenarı park yerlerini gün boyu işgal edemez. Yine belediyeye ait Uğur Mumcu parkı gibi alanlarda bunun tersi uygulama söz konusu olur. Buralarda kısa süreli park ücreti ile günü birlik park ücreti eşit tutularak bu yerlerin kısa süreli işgal edilmesinin önüne geçilmiş olur. Biz akıl edebildiğimiz kadarıyla bazı çözüm yollarını gündeme getirdik. Söylediklerimizin dışında farklı öneriler de olacaktır. Vatandaşın bu konuyu tartışmaya açması, varsa farklı önerilerini sunması için Fethiye Belediyesi veya Esnaf Odası öncülüğünde bir toplantı tertiplenmesi uygun olur görüşündeyiz.

Yazarın Diğer Yazıları