Dolar Neden Çıkar, Neden İner?

  • 1030

Geçtiğimiz hafta beş lira sınırına dayanan dolar bir hafta içerisinde dört buçuk liraya kadar düştü. Uzmanlar bu düşüşün kalıcı olabileceği kanısındalar. Gerçi bazıları bu işe çok üzüldü. “Tam dolar altı lira olacak, Tayyip gidecek” derken hevesleri kursaklarında kaldı. Biz yine de işimize bakalım.

Piyasada bir varlığın değerini belirleyen tek şey arz talep dengesidir. Bir mal çoksa değeri düşer. Yine bir mala talep fazla ise onun fiyatı artar. Son günlerin gözdesi ABD Dolarının fiyatı da aynı kurala tabidir. Piyasada çok dolar varsa değeri düşer, dolar bulunamaz olursa değeri artar.

Şimdi bir bakalım, doların fiyatı nasıl artıyor. Dolar, ne yazık ki dünya ticaretinde kullanılan başlıca para birimidir. Uluslararası ticaretin önemli bir kısmı onunla yapılır. Örneğin ABD’den bir mal aldınız, adamlara dolar cinsinden borçlanırsınız. Ödeme günü geldiğinde bankanızın kapısına dayanır, bana şu kadar dolar ver, ABD’deki alacaklıma göndereceğim dersiniz. Şayet bankadan dolar isteyen başkaları yoksa size istediğiniz miktar doları bir önceki günkü fiyatından satacaktır. Ancak dolar isteyenler bankanın önünde kuyruk olmuşsa banka işi ağırdan alır. Neticede o da bir tüccardır, yaptığı iş de para alıp satmaktır.

Başlar nazlanmaya; “Ahmet Ağa, seni severiz, eski müşterisin. Ama bak kapıda başkaları da var. Gel sen bu seferlik dolara yirmi kuruş fazla ver, günü gelince telafi ederiz”.  Aynı lafı diğer müşterilere de söyleyeceğinden hiç kuşkunuz olmasın. Sonunda al takke, ver külah üç beş kuruş fazlasına anlaşırlar.

Piyasada dolar talebi, sürekli olur, bu arada bankaya hiç dolar gelmezse o zaman doların fiyatı günden güne yavaş yavaş artar. 1970’li 90’lı yıllarda olduğu gibi. Bunun tersi de olabilir; diyelim bir ihracatçı çok miktarda mal satmış, karşılığında aldığı dolarları bankaya bozdurmuştur. Bu sefer de banka müşteri aramaya başlar; “Yahu ben bu dolarların turşusunu mu kuracağım, yeter ki para dönsün, birkaç kuruş ucuza da olsa satmaya bakayım”. Sonuç olarak ülkenin ithalatı ile ihracatı arasında büyük bir dengesizlik yoksa dolar fiyatı da fazla oynamaz.

Dolar fiyatının artmasına neden olan bir başka unsur da ülkenin geçirdiği şok olaylardır. Örneğin bir doğal afet, askeri darbe veya kanlı bir savaş insanları gelecek kaygısına iter. Yerli paranın zaman gelip ortadan kalkacağını veya hiçbir işe yaramayacağını düşünen insanlar güvenli bir varlık olan dolar veya altına yönelirler.

Dolar bazan ABD’nin kendi kararıyla düşer veya çıkar. ABD Merkez Bankası doların çok kıymetlendiğini, bu nedenle ABD mallarının ihraç edilemediğini düşünürse doların değerini indirmek için dolar esaslı tahvillerin faizini düşürür. Böylece tahvil almak kimsenin işine gelmeyeceğinden dolara olan talep azalır ve doların değeri düşer.

Gelelim Türkiye’deki son duruma. Yaklaşık on gün içinde Türk Lirasının değeri dolara göre bir lira düştü. Bir dolar beş lira oldu. Sonraki gelen hafta Türk lirası yeniden elli kuruş değerlendi. Bu sıçramaları normal ekonomik hareketlilik ile açıklamak mümkün değil. Ekonomi genel olarak iyiye de gitse kötüye de gitse dolar kuru bu kadar aşırı tepki vermez, tepki yavaş yavaş olur. Geriye şok bir olay var mı sorusu kalıyor. O da yok. O zaman ne oldu da dolar hoplayıp zıplamaya başladı?

Bunun cevabı gayet açık. Birileri ekonomimizi zora sokmak için piyasada oynuyor. Piyasada iki türlü oyuncu vardır, akıllı ve akılsız. Akıllı oyuncular piyasayı istedikleri yönde tetikler, akılsız oyuncular ise birilerinin kendilerini yönlendirdiğinden habersiz balıklama dalarlar ve sonunda zarar edip çıkarlar. Geçtiğimiz hafta da aynısı oldu.

Bazı dış güçlerin güdümündeki piyasa oyuncuları ilerde açıklayacağım yöntemlerle dolar kurunu yükselttiler. Buna devletin iki türlü cevap vermesi bekleniyordu. Birincisi Merkez Bankası piyasaya yüklüce dolar sürerek kuru aşağıya çekmeye çalışmasıydı. Böylece belki kur biraz aşağıya inecek ama bankanın rezervleri de tükenecekti. İkinci yöntem ise faiz artırımı idi. Faizlerin artması Türk Lirasına olan talebi artıracak böylece dolar kuru düşecekti. Ancak bu şekilde yatırımlar güçleşecek ve kalkınma hızı azalacaktı. Ayrıca halkta panik oluşacak ve dolara hücum başlayacak ve merkez bankası ne kadar çabalarsa çabalasın işe yaramayacaktı.

Beklentileri büyük ölçüde boşa çıktı. Halkta panik ve dolara hücum olmadı, aksine bir kısım vatandaşlar bunu fırsat bilerek ellerindeki doları bozdurup gayrı menkule yatırdılar. Devlet ise dar kapsamlı bir faiz artırımı yanı sıra piyasaya sınırlı bir miktar döviz sürerek dengeyi sağlama yoluna gitti. Şimdilik ateş sönmeye yüz tutmuş görünüyor. Hadi hayırlısı.

Yazarın Diğer Yazıları