Diplomalı Çöpçüler

  • 972

Önceki gün parkta oturmuş dinleniyordum. Arkamdaki bankta ise ellerindeki plastik torbalardan temizlik görevlisi olduklarını tahmin ettiğim birkaç Muğla Büyükşehir Belediyesi çalışanı Milli Takımımıza İzlanda’da yapılan saygısızlıktan söz ediyordu.

Kulak kabarttım; adamların coğrafya konusunda olsun, spor, siyaset konusunda olsun bilgi düzeyleri oldukça yüksek. Eskiden çöpçü deyince okuma yazmayı zor beceren, biraz da engelli kişiler aklımıza gelirdi. Şimdinin çöpçüleri ise genç, yakışıklı ve kültürlü. Belli ki Osman Abi siyaset kontenjanından önüne getirilen bu vatandaşlarınıza verecek uygun bir görev bulamamış, boşuna devletten para almasınlar diye ellerine birer plastik torba vermiş, sokaktan sigara izmariti, atık kâğıt parçaları filan toplayın demiş. Onlar da bakmışlar ortalık temizlendi bari biraz dinlenelim demişler.

Amacım Muğla Büyükşehir Belediyesini eleştirmek değil. Hangi partiden olularsa olsunlar belediye yöneticileri veya başka kurum amirleri siyaset kontenjanından önlerine dizilen bu işsizler ordusuna birer görev vermek zorunda. İşsizler ordusu da genellikle üniversite mezunlarından oluşuyor. On iki yıllık ilk ve orta öğretim sonunda hiçbir işe yarar bilgi ve beceri kazandıramadığımız gençlerimiz bir dört yıl da hayattan ve gerçeklerden kopuk olarak çoğu istemediği bir dalda üniversite eğitimi görüyor.

Bu gençler ya kendileri bir iş kuracak, ya özel sektöre ya da devlet kapısına gidecek. Kendileri iş kurabileceklerin sayısı zaten sınırlı, özel sektör nitelikli eleman ister, nitelik bunlarda yok. O zaman hepsi devlet kapısında kuyruk olur. Nitelik demişken bir olayı anımsatayım; bundan birkaç yıl önce İstanbul’a üçüncü hava alanı için hafriyat yapılıyordu. Bu hafriyattan çıkanları taşıyacak ağır vasıta şöförü için tüm Türkiye’ye ilan verildi. Ancak başvurular yeterli sayıya ulaşamadı. Bunun üzerine yüklenici şirket Kamboçya’dan eleman getirmek zorunda kaldı.

Devlet  kapısına gelince durum orada da aynı. Devletin ihtiyacı olan alanlarda nitelikli eleman bulunmuyor. Örneğin büyük ölçüde hekim ihtiyacımız var, yeterli hekim yok. Kırgısiztan’dan hekim getiriyor,ülkemize gelen Suriye’li mültecilere “aman sizin ordan akrabanız hekim varsa çağırın gelsin” diye yalvarıyoruz.

Eleman ihtiyacı olan kadrolar zor da olsa bir şekilde dolduruluyor. Ama kapıda bekleyen ve kendilerine uygun bir görev verilemeyen on binlerce işsiz ne olacak? Ellerine birer plastik torba verir sokağa salarsın. Ya da dairenin kapısına diker gelip geçeni sayma görevi verirsin.

İşin siyasi yönü daha da karmaşık. Özellikle belediyelerin istedikleri gibi kadrolu eleman alma kolaylıkları yok. Sözleşmeli çalıştırmak da bazı siyasi riskler taşıyor. Bunun için geçici işçi konumunda eleman çalıştırmak işlerine geliyor. Şayet bir nitelikli eleman ihtiyacınız varsa, ama ona göre bir kadro bulamadıysanız onu geçici işçi olarak işe alıyor ve istediğiniz yere yerleştiriyorsunuz. Adamın ipi elinizde, bir yaramazlık yaparsa esas görevine yollarsınız, o da kaçar gider.

Şimdi bazı CHP’li belediyelerin yaptığı işçi kıyımından söz ediliyor. Sayıları az da olsa Ak Parti’den CHP’ye geçen birkaç belediyede zamanında Ak Partili yöneticiler tarafından işe alınmış işçiler çok ters yerlerde görevlendirilerek istifaya zorlanıyor. Buradaki amaç açık, gidenlerin yerine kuyrukta bekleyen CHP’li işsizler alınacak.

Bu durum özellikle Ak Parti örgütlerinde sıkıntıya eden oluyor. Devlet kapısı, iş kapısı diyerek işsizlerin çoğu bu örgütlerin önünde kuyruk oluyor. Yöneticiler kimliklerine bakmaksızın bunları buyur edip partiye üye yapıyor. Üye kadroları şiştikçe şişiyor. Fakat bu üye olanların belki de bir bölümü başka siyasi görüşlerin taraftarı, sadece iş bulmak amacıyla Ak parti kapısına dayanmışlar. Seçim geliyor, adamlar ortada yok. Sonuçlar okunuyor “yahu biz filanca mahalleden üye sayımız kadar bile oy alamamışız” diye yakınmalar başlıyor.

Sorun iki yönlü olunca çözüm de iki yönlü olmalı. Öncelikle üniversite kontenjanları ülkenin eleman ihtiyacına göre sınırlandırılmalı. İş sahası olmayan mesleklerde kontenjan daraltılmalı. İkinci olarak yasal düzenlemeler yapılarak siyasi partilerin iş ve işçi bulma kurumu gibi çalışmalarının önüne geçilmeli, kurum yöneticilerinin işçi alımını siyasete araç olarak kullanmasının önüne geçilmeli. O zaman belki gençlerimiz olmaları gereken yerde, yapmaları gereken görevin başında bulunurlar.

Yazarın Diğer Yazıları