Bu Sıcakta Ne Yapmalı?

  • 483

Gidebilen hiç durmasın yaylaya gitsin. Eylülün ilk haftasına kadar da dönmesin. Ama gidemeyen de var. Kimisinin yaylada yeri yok, kimisi ise işini gücünü bırakamıyor. Bazısı domatesin, salatalık, biberin peşine takılmış. Hoş, bu mevsimde onlar da pek olmuyor ya. Bazısı ise yaylayı hepten unutmuş, turizm de turizm diyor, ekmeğini orada arıyor. Bazıları ise deniz, güneş, kum demiş, bir kısmı ise memleketimde ezan sesi beni rahatsız ediyor demiş gelmiş bu çukura takılıp kalmış. Fethiye’de kalanlar ise yaşamlarını sağlıklı sürdürebilmek için bazı şeylere dikkat etmek zorundalar. İsterseniz giyim kuşamdan başlayalım. Dar giysi kesinlikle yasak. Kumaş ile insanın vücudu arasında hava akımının rahatlıkla sağlanması gerekiyor. Blucin türü giyeceklerden kaçınmalı. Bunu baba olma çalışmaları yapan erkeklere özellikle söylüyorum. Bu sıcakta blucin giyerseniz uğraşıp durur, bu iş neden olmuyor diye doktor doktor taşınırsınız. Giysilerin renkleri de önemli; koyu renk giysiler güneş ışınlarını toplar. Açık renk, özellikle beyaz üzerine düşen ışınların tamamını yansıtır. O zaman beyazdan şaşma. Bazıları Araplar neden beyaz entari giyer diye düşünür. İşte nedenleri. Kravatı da unutmayalım, kesinlikle yasak. Zaten resmi dairelerde bu zorunluluk kaldırıldı. Çok da olmasa ara sıra sokakta bazı kravatlı yaşlı amcalar görüyorum. Onlar herhalde İsmet Paşa dönemindeki memuriyet hayatlarını anımsıyorlardır. Eski fotoğraflara bakmak yeterli olmuyor mu? Sokağa çıktınız. Kalp, tansiyon, şeker ve sinir hastaları, yaşlılar kesinlikle saat 10 ile 16 arasında güneş altında bulunmaktan kaçınmalı. Bu saatlerde güneş ışınları dik gelir, azami sıcak olur. Sıcakta tansiyonunuz yükselir, kalbinize vuran basınç artar. Kalp buna dayanamayınca teklemeye başlar. Sonrası malum. Sinir hastaları için de aynı uyarıyı yapıyorum, sıcak insanları saldırgan yapar. Çevrelerine zarar verme eğilimi artar. Şayet yine de sokakta kaldıysanız daralınca kendinizi kalabalık bir bankaya atınız. Yaşlı olduğunuz için büyük bir olasılıkla bekleyenler size yer verecektir. Bir süre sonra güvenlikçiler farkınıza varacaklardır : “Amca yardımcı olabilir miyim”? Hiç bozuntuya vermeyin : “Evladım, evrakları almayı unutmuşum. Bizim oğlan eve gidip getirecek. Bu sıcakta bir daha girip çıkmayım”. Büyük bir olasılıkla size bir bardak su ikram edip kalmanıza izin verecektir. Şimdi en önemli konuya geldik; ne yiyelim, ne içelim? Bu konu biraz tartışmaya açık, çünkü yeme içme büyük bir piyasa oluşturuyor. Bu piyasaya egemen olan şirketlerin de insanların sağlığını düşünmesini bekleyemeyiz. Bir zamanlar bu işleri daha net olarak görebiliyorduk. İnsanlar durumun farkına varmış, çeşitli sağlık örgütleri veya çevreci örgütler ne yiyip ne içmememiz gerektiğini bizlere öğütlüyordu. Son zamanlarda ise bu büyük şirketler de işin farkına vardılar, çevreci veya sağlık örgütü maskesi altında kendi ürünlerini öven, karşı tarafın ürünlerini kötüleyen propagandalara ağırlık verdiler. Onun için bu konuda çok dikkatli davranmalıyız. Bol bol sıvı tüketmek birinci görevimiz olmalıdır. Vücudumuz aşırı sıcakta sürekli su kaybeder. Kaybolan bu suyun yerine konması gerekir, yoksa ölürüz. İçilecek en kolay ve en ucuz sıvı sudur. Bol bol içmekte hiç sakınca yoktur. Üstelik bedavadır. Bazıları para verip bakkaldan su alıyor. Şu günlerde marketlerde görüyorum insanlar pazar arabalarını su bidonları ile doldurmuşlar. Dünyanın en kaliteli su kaynakları çeşmelerinden akan Fethiye’de neden parayla su alınır anlayamıyorum. Belki Karaçulha tarafının suları farklı olabilir. Onları derin kuyudan basıyorlar, yavan geliyor. Hiç kimse endişelenmesin, Türkiye’de bütün şehir şebeke suları sağlıklıdır, içilebilir. Su dışındaki içecekler de bol miktarda tüketilebilir. Ancak gazlı içeceklere pek rağbet etmeyelim. Mideyi şişirip ağırlık yapabilir. Şimdi bazılarının aklına bira reklamı gelecek;“Buz gibi biram”. Sakın! İçerken belki serinlik verir ama sonra içinde bulunan alkolün de etkisiyle yanmaya başlar, içtikçe daha fazlasını ister, sonunda hasta olursunuz. Ayrıca şunu unutmayalım, aşırı terleme nedeniyle bizler için gerekli olan birçok mineral ve vitamini kaybediyoruz. Bu nedenle her gün bir şişe maden suyu, ve birkaç günde bir karma vitamin hapı almakta yarar olacağını düşünüyorum. Yemeye gelince; birinci kural her zaman olduğu gibi sık sık, fakat azar azar yemektir. Böylece hem sindirim daha kolay olur, hem de yediklerimiz midemizde birikip sıkıntı vermez. Sıcak havalarda çok yemekten, mideyi tıka basa doldurmaktan sakınmalıyız. İnsanlar bütün gün çalışıyor, yemek yemeye vakit ayırmıyor. Akşam eve gelince, hele karısı da güzel yemek yapıyorsa, dolduruyor mideyi. İşte buna dikkat. Yediklerimiz de aşırı yağlı veya sindirimi güç kızartmalar olmamalıdır. Vücuda enerji depolayan tatlı ve şekerleme gibi şeylerden de her zaman olduğu gibi uzak durmalıyız. Bol protein içeren haşlanmış yumurta, ızgara et, sebze yemekleri uygundur. Arkasından mevsim meyvesi karpuz tüketmeyi de unutmayın. Afiyet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları