Bu Kış Kestane Çok Pahalı

  • 492

İzmir’in Tire ilçesi sırtını Güme Dağı’na dayamış yeşillikler içinde bir kasabamızdır. Rahmetli babam Balkan Harbinde memleketi Selanik Bulgarlar tarafından işgal edilince oradan dedem ve kardeşleriyle birlikte kaçarak bu ilçeye yerleşmiştir. O nedenle buranın dağlarını, ovalarını tanırım. Güme Dağı’nın kuzeye bakan yamaçları hep kestane ağaçları ile kaplıdır. Ege’de Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir kestane fiyatlarını belirler. Geçen yılda kestane hem az, hem de pahalı idi. Açıp sordum, neden böyle diye. Aldığım cevap beni biraz şaşırttı. “Küresel ısınma nedeniyle verim az oldu, fiyatlar da yukarı çıktı”. Düşündüm ki bu bölgede iklim düzenli değildir. Bir yıl sıcak olur, bir yıl soğuk. Arada belki ortalama 3-5 derece fark vardır. Şimdi küresel ısınmanın bir derecenin altındaki değişimi nedeniyle kestanede böyle bir verim değişikliği olamaz. Kestane bu yıl daha pahalı. Yine sordum. Bu sefer dediler ki “kestane çırpan işçilerin yevmiyesi 300 liraya kadar çıktı, ondandır”. Mevsimi geçmemiş olsaydı hemen koşar kestane çırpmaya başlardım. Belli ki bu işin başka bir nedeni var. İşin gerçeği şu ki cevabını bulamadığımız sorulara verecek hazır kurtarıcı cevaplarımız var. Bunlardan birisi de küresel ısınma, sıkışınca küresel ısınmadandır deyip çıkıyoruz. Bir grup insan var, yabancı kültürü ile haşır neşir olmuş. Bunlar dışarıdan gelen algı operasyonlarına açık. Gönderilen paket programları papağan gibi tekrarlayıp duruyorlar. Onlara diyeceğim yok. Ama ne yazıktır, küresel ısınma hikayesi aklı başında insanlarımızın da kafasına takılmış. Bu kış çok kar yağdı. Küresel ısınmadandır. Artık kuzular melemez oldu. Küresel ısınmanın etkisi olduğu kesin. Kaynanam beni neden seviyor? Mutlaka küresel ısınma çarpmıştır. Böyle zırvaları bir tarikat şeyhi söylese müritleri “Bizim şeyh bir değişik laflar etmeye başladı. Yaşlandı galiba. İyisi mi gidip oğlunu çağıralım. Şeyhimiz diye ona biat edelim” diye konuşur. Bizim aklı başında insanlarımız ise hiç tepki vermiyor. Küresel ısınma nedir? Bir bakalım. Uzmanlar dünyanın ortalama ısısının son yüz yılda yaklaşık 1 derece C kadar arttığını belirtiyor. Bunun nedeni olarak da başını ABD’li siyasetçi Al Gore’ın çektiği bir grup atmosfere salınan karbon dioksit gazının sürekli artmasını gösteriyor. Bu gaz gerçekten dünyaya düşen güneş ışınlarının geri yansımasını bir ölçüde önleyerek dünyanın ısı kaybını önlüyor. Buna da sera etkisi deniyor. Buraya kadar her şey güzel. Peki dünyanın ısınmasına neden sadece ısı kaybının azalması mı? Dünyamız enerjisini güneşten alır. Yani güneş dünyayı ıstır. Bunu herkes biliyor. Acaba güneşten dünyaya gelen enerji her zaman sabit mi kalıyor, yoksa zamanla azalıp çoğalıyor mu? Güneş enerjisini manyetik patlamalarla açığa çıkarır. Bu patlamalar güneş lekeleri dediğimiz bölgelerde olur. Bu lekeler arttığı zaman güneşin saldığı radyasyon da artar. Böylece dünyamız daha fazla ısınır. Güneş lekelerinin belirli dönemlerde arttığı, bazen de azaldığı gözlemlenmekte. Demek oluyor ki güneş lekeleri arttığı dönemlerde dünyamız daha sıcak olacak, azaldığı dönemlerde de soğuyacak. Bunu tarihteki ölçümlerle de kanıtlayabiliriz. Dünyamız ortaçağlarda onuncu ve onbirinci asırlarda çok sıcak bir dönem geçirmiş. Daha sonra yavaş yavaş soğuyarak on yedi ve on sekizinci asırlarda en soğuk konumuna gelmiş. Evliya Çelebi’nin “Haliç üzerinde uçan kuşlar donup denize düşüyordu” diye anlattığı yıllar bunlar. On sekizinci asırdan itibaren de günümüze kadar dünya sıcaklığı süratli, bir artış göstermiş. Dünya ısısının artmasının tek nedeni sera gazı karbon dioksit olsaydı onuncu asırdan on yedinci asra kadar bu gazların salınımında büyük bir azalma olması gerekirdi. Böyle bir şey olmadığı kesin. Yine onuncu asırla günümüzdeki dünya sıcaklığı yaklaşık birbirine eşit, o halde onuncu asırda atmosfere salınan karbon gazı ile günümüzde salınan karbon gazının da eşit olması gerekiyor. Bütün bunlar gösteriyor ki küresel ısınmanın temel nedeni sera gazları değil. Başını siyasetçilerin çektiği bu ekip neden hala tezlerinde ısrarcı derseniz ortaya şu gerçek çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerin, başta Çin olmak üzere fosil yakıt kullanımını denetim altına alarak sanayileşmelerini önlemek. Zaten Çin ve ABD bu ekibin dayattığı yasaklamalara uymamakta. Son günlerde yeni bazı gözlemler yapıldı. Bir kısım bilim adamının söylediğine göre güneş lekeleri ve güneşteki manyetik patlamalar 2020 yılından başlamak üzere kırk yıl boyunca en düşük düzeye inecekmiş. Bunun sonucunda dünyamız mini bir buzul çağı yaşayacakmış. Ne diyelim; küresel ısınma kalmadı, küresel soğuma verelim.

Yazarın Diğer Yazıları