Bizim Poşet Tartışması Gümbürtüye Gitti

  • 604

2013 yılı Eylülü; İzmir’deyim–. Bir Ak Parti yöneticisinden telefon geldi: “Akın Abi, milletvekilimiz Ali Boğa köşe yazarlarıyla tanışıp, konuşmak istiyor”. Gezimi kısa kesip Fethiye’ye döndüm. Söz konusu yöneticinin dükkânında Ali Bey ile sohbet etmeye başladık. Söz o sırada yapılması planlanan Mut Deresi ıslahına gelince ben derenin tabanının betonlanmasının bir işe yaramayacağını, esas havzada mevcut erozyonun engellenmesi gerektiğini söyledim.

Baktım partililer kaş göz işaretleriyle beni susturmaya çalışıyorlar. Ben susmayınca da birisi araya girerek konuyu değiştirdi. Dün Fethiye Körfezine baktım, Mut Deresinin taşıdığı toprakla rengi kahverengine dönmüştü. Bu konu hakkındaki çekincelerimi zamanın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na da iletmiştim. Büyük bir olasılıkla anlattıklarım kulağına gitmemiş. Sonunda geçtiğimiz ay Fethiye Belediye Meclis üyesi Turgay Öztürk ile oturduk, hazırladığı rapora katkıda bulunduk. O sırada öğrendim ki bizden daha hızlıları da varmış, dere tabanındaki betonun tümden sökülmesini talep ediyorlarmış.

Bu konuyu şunun için anlatıyorum; önceki gün bir Ak Partili arkadaş benim plastik poşet konusundaki görüşlerimi eleştirerek şöyle diyor “Akın Abi, belki de büyüklerimizin bildiği bir şey vardır”. Anlaşılan o da işi pek içine sindirememiş. Olabilir, belki bizim tahminimizin dışında derin konular işin içindedir. Bir zamanlar Kıbrıs Harekâtı öncesi Başbakan Ecevit ile Dış İşleri Bakanı Turan Güneş aralarında bir şifre kararlaştırmışlar. İngiltere’ye giden Güneş şayet İngilizlerle anlaşamazsa toplantıdan çıkışta gazetecilere “Ayşe tatile gitti” diyecek, bunu duyan Silahlı Kuvvetlerimiz de çıkartmayı başlatacak. Gazeteciler İngilizlerle konuşmadan çıkan Turan Güneş’e sorarlar. O da Ayşe tatile çıktı diye başlar anlatmaya. Çoğu gazeteci o sırada içinden geçirmiş “Yahu Kıbrıs’ta kan gövdeyi götürüyor, bu adam Ayşe ile kafayı bozmuş”.Meselenin aslı sonradan anlaşılmıştı. Belki bu poşet hikâyesi de böyle bir derin anlam taşıyordur, bilemeyiz.

Gerçek şu ki üst kademe yöneticileri ülkede olan her şeyi bilemezler; her konuda karar almalarını onlardan beklemek bu insanlara gereksiz yük taşıtmak anlamına gelir. Parti örgütü olsun, devlet örgütü olsun aşağıdan yukarıya, kademeli olarak iş bölümü yapmalı ve çözümler aşağıdan yukarıya doğru yürütülmelidir. Şayet biz Ali Boğa’ya zamanında derdimizi anlatabilseydik o da kuşkusuz Mut Deresi projesini yeniden ele alacak, belki de daha uygun bir proje ortaya çıkmasına yardımcı olacaktı. Ali Bey o dükkâna benim gül yüzümü görmek için gelmedi, soralım bakalım, Fethiye’de ihtiyaçlar neymiş, bir de köşe yazarlarından öğrenelim amacıyla geldi. Ama “Padişahım, siz ne ferman ettiyseniz hoştur, sayenizde iyiyiz” zihniyeti bizleri buralara getirdi.

Ancak bir taraftan da “siz ne diyorsanız doğrudur” diyen Ak Partililere hak vermek gerekiyor. Geçtiğimiz hafta CHP milletvekili Engin Altay şöyle konuşmuştu : “Bu iktidar dünyanın en doğru işini dahi yapsa biz ona yanlış demek durumundayız. Vatandaş bunu yapmamız için bize muhalefet görevi verdi”. Bu şekilde Sayın Altay “yaptırmayızcı” felsefenin ardında yatan temel anlayışı açıkça göstermiş oluyor. Tabi bu anlayış orta okul yurttaşlık bilgisi kitaplarında olsun, Marksist terminolojide olsun açıklaması yapılan “muhalefet” kavramına yeni bir bakış açısı getirmiş oluyor.

Muhalefet böyle olumsuz bir yaklaşım içinde olunca da iktidar yanlıları savunmaya geçiyorlar. Onlar da “Yöneticilerimiz ne yapıyorlarsa doğru yapıyordur” diyerek iktidarın icraatlerini destekleme kampanyası açıyorlar. Bu şekilde karşılıklı tartışıp doğruyu bulmak gayreti yerine “ben doğruyum, sen yanlış” kavgası ortalığı kaplıyor.

Bu arada Fethiye’de Ak Parti’nin gönüllü sözcülüğünü yapanlardan bir arkadaş bir haftadır hükümetin plastik poşet kampanyasını destekleyen yayınlarla devreye girdi. Sanki kırk yıllık çevreciymiş gibi hergün bir şeyler bulup kelam ediyor. Çoğu da tartışmanın özüne  inmeyen, eksik ve yanlış bilgilere dayanıyor. Şimdi ben kalkıp da ona cevap versem iş Ak Parti-CHP tartışmasına dönecek ki bu tartışmayı çöp poşetleri üzerinden yapmak hiç işime gelmiyor. Onun için bizim poşet tartışması gümbürtüye  gitti diyerek bir süre bu konudan uzak duracağım.

 

Yazarın Diğer Yazıları