Bedelli Askerlik

  • 839

Bedelli askerlik çıktı mı, çıkacak mı derken bununla ilgili kanun tasarısı TBMM’ye yollandı. Belki üzerinde bir kısım değişiklikler yapılacak, ama mutlaka en kısa zamanda çıkacak. Yasayı bekleyenler sevinecek, önceden uzun dönem askerlik yapmış olanlar “ama bize haksızlık yapıldı” diye şikâyet edecek.

Görünüşe göre yakınmalar başladı bile. Bedelli yapacaklar ile uzun dönem askerlik yapmış olanlar arasında tehlikeli bir gerilim oluşmakta. Bedellilere karşı yapılan suçlamalar vatan hainliğine kadar gidebiliyor. O halde bu soruna vatandaşlar arasında yeni kırılmalara yol açmadan bir çözüm bulmak gerekiyor.

Eski Başbakan Binali Yıldırım, bedelli askerlikle ilgili soru üzerine, şunları kaydetmişti: 

"Seçimden önce bedelliyle ilgili zaten bir çalışmaya zaman yok, yapılamaz. Ama bunun bir sorun olduğunu biliyoruz. Niye sorun? Askerlik çağına gelmiş 5 milyondan fazla gencimiz var. Bu gençler diyor ki 'Bizi askere alın. Bir an önce askerliğimizi yapalım ondan sonrada düzenimizi kuralım. Biz diyoruz ki 'Kusura bakmayın alamayız, bekleyin.' Yaş 21 oluyor, 22-23-25-30 oluyor, alamıyor çünkü ancak yılda 350 bin kişi alabiliyoruz. 5 milyondan fazla 5,5 milyona yakın. Eğer bu kadar alırsak her sene, 15 sene bu yığılmayı ortadan kaldıramayız. Bu sorun vatandaşlarımızın sorunu değil. Onların bu işte hiçbir kabahati yok. Biz hükümet olarak, yönetim olarak buna bir çare bulmak mecburiyetindeyiz. İnşallah seçimden sonra ele alacağımız en önemli konulardan biri bu olacak. Çünkü askerlik olmayınca kız vermiyorlar, evlenmen zor oluyor, iş kurman zor oluyor, hayata tutunman zor oluyor. Boşlukta bekliyorsun. Bunu yapmaya hakkımız yok insanlarımıza. Onun için mutlaka buna bir çözüm getireceğiz. Bunu getirirken Silahlı Kuvvetlerimizin, ordumuzun zafiyete düşmesine de izin vermiyoruz. Biz zaten 15 Temmuz'dan sonra profesyonel orduya geçtik. Şu anda silah altındaki erler operasyona katılmıyor. Operasyona gidenler profesyoneller. O bakımdan böyle bir sıkıntımız da yok." 

Silahlı kuvvetlerin mevcut yapılanması II. Dünya Savaşından sonra gerçekleştirilmişti. O tarihlerde Türkiye’nin nüfusu 20 milyon civarındaydı. Askerlik için ona uygun bir hizmet süresi belirlenmiş, her şey dengeli gidiyordu. Nüfus arttıkça denge bozuldu. Önceleri üç yıl olan askerlik süresi, iki yıla, daha sonra bir yıla ve en sonunda da bir yıla düşürüldü. Ancak bu da yığılmayı önleyemedi. Bizim gençliğimizde lise mezunları da yedek subay olabiliyordu, sonra bu iş kaldırıldı. Çünkü lise mezunu sayısı hızla artıyordu.

Bu arada savaş teknolojileri gelişti. Artık eline piyade tüfeği verdiğiniz askeri süngü tak komutuyla düşmanın üzerine salmakla bir şey elde edemezsiniz. Askerliği tam anlamıyla öğrenebilmek için bir yıldan fazla zaman geçiyor; o zaman da adamı terhis ediyorsunuz. O halde profesyonel askerliğe zorunlu bir geçiş yapmak gerek.

Sorun şu; elde kalan beş buçuk milyon kişi zaman içinde daha da artacak. Hepsini birden askere alıp 2-3 milyon kişilik bir ordu oluştursanız ellerine verecek silah bulamaz, tahta tüfekle talime çıkarır, kalan zamanda da mıntıka temizliği yaptırırsınız. Görünürde iki çözüm var, bunlardan birincisi zorunlu askerliği kaldırmak, mevcut birikimi de askerlikten muaf tutmak.

Biz bu çözümü uygun görmüyoruz. Zira askerlik yalnızca savaş sanatını öğrenip, uygulamak değildir. Askerlik insana kişilik kazandırır. Farklı insanlarla birlikte yaşamanın, çalışmanın yollarını öğretir. Öz disiplini sağlamaya yardımcı olur. İnsanın beden ve ruh sağlığını geliştirir. En önemlisi de milli birliğin oluşmasında temel araçlardan biridir. Her Türk erkeğinin mutlaka kısa bir süre de olsa bu tezgâhtan geçmesi gerekir.

Kanımızca 3-4 aylık bir süre çok etkin ve yoğun bir temel eğitim bundan sonra askerlik yapacaklar içi uygun olacaktır. Bunun affı, bedellisi ve benzeri kaçış yolları mutlaka tıkanmalıdır. Herkes bu işten sorumlu olduğunun bilincine varmalı, devlet de gençleri bekletmeden hazır olanları hemen askere almalıdır. Böylece kısa sürede hem yoğun birikim ortadan kalkacak, hem de tartışmalar duracaktır.

Yazarın Diğer Yazıları