Asık Suratlı Doktor Olur Mu?

  • 1434

Öncelikle, sosyal medyada paylaşıp bu konuyu gündeme getirdiği için Mustafa Gülhan isimli arkadaşıma teşekkür ederim. Arkadaş belli ki hastanın soru sormasına imkân tanımayan suratsız doktorlardan şikâyetçi. Burada biz bir soru soralım; Doktorlar neden suratsız olur?

Suratsız doktor derken, “Ben buraya gelebilmek için on yıl dirsek çürüttüm, sen kim oluyorsun ki bana sual soruyorsun” şeklinde davranan doktorlardan söz etmiyoruz. Bu gibi insanlar her meslekte olduğu gibi tıp camiasında da az sayıda da olsa mevcuttur. Böylelerinin sorumluluk taşıyan mevkilere getirilmemeleri en doğrusudur.

Bizim konumuz özellikle devlet hastanelerinde karşılaştığımız ilgisizlik ve duyarsızlıkla ilgili. Kanımızca hastanelerde karşılaşılan sorunlar sistemin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Bunun başında da doktor başına düşen hasta sayısı gelmektedir. Örneğin Fethiye Devlet Hastanesinde hastalara 10 dakika aralıkla randevu verilmektedir. Bu sürenin bir iki dakikası kimsin, nesin sorularıyla geçmekte, bu arada kapıdan başını uzatıp “tohtur beğ burada mı” diye soru soranlara cevap yetiştirmek yine “tohtur beğe” düşmektedir. Doktor tam hastaya döneceği sırada bir görevli kapıyı tıklatıp elindeki evrakı uzatarak “başhekim bey bunları gönderdi, imzalayacakmışsınız” demekte, o çıktıktan sonra bu sefer de kapı önündeki hastaların sıra kavgası başlamaktadır.

Doktor tam hastaya şikâyetin nedir diye sorup cevabını beklerken sürenin dolduğunu görmekte ve hastanın bir eline iki tüp diğer eline de bir kavanoz verip “tüplere kan aldıracaksın, kavanozun içine de işe, ama sakın kenarını pisleme “ diye tembih ederek hastayı yollamaktadır.

Bu şartlar altında sağlıklı bir tanı yapılması mümkün olamayacağı gibi doktorun da hastasına gereken ilgiyi ve güler yüzü göstermesi beklenemez.  Tahliller hastalığın tanısı konusunda çok önemli bir yardımcıdır. Ancak çoğu hastalıklarda tahlillerin yanı sıra hastanın sıkıntıları, şikâyetleri, genel durumu göz önüne alınmadan varılan sonuçlar yanıltıcı olabilir. Ayrıca hastanın sorularına cevap vererek onun nasıl bir tedavi süreci geçireceği konusunda yardımcı olmak da doktorun görevlerinden biridir. Bütün bunların yapılabilmesi için belki on, on beş dakika yeterlidir ama bu süre hiç kesintiye uğramadan rahatlıkla kullanılmalıdır.

Esas sıkıntı acil servistedir. Hastalar basit bir nezle için bile acil servise başvurmakta ve gereksiz yoğunluk oluşturmaktadır. Geçtiğimiz aylarda acil serviste beklerken bir saat içinde 60 kişinin sırasının geldiğini izledim. Bunların 10 tanesi kaçmış olsa tek bir doktor saatte 50 kişiyle ilgilenmek durumunda demektir, yani hasta başına bir dakika. Benim başıma da geldi; acilde serum taktılar. Serum bitince hemşire beni doktora yönlendirdi. Baktım adam ilgisiz şeyler soruyor, kendisini uyardım. Önünde başka bir hastanın vizite kâğıdı vardı, hastaları karıştırmış. Sakalım olmasa belki de doğum kontrol hapı yazacaktı bana.

Biz konuşmaktan bıktık. Kasaba esnafından oy alabilmek için her kasabaya bir işletme fakültesi açıp diplomalı cahiller yetiştireceğinize birkaç ilimize daha donanımlı tıp fakülteleri açın diye. İnşallah sözümüz bir yerlere ulaşıyordur. Ama bu demek değildir ki hastane yönetimlerinin bu keşmekeşte hiçbir sorumluluğu yok.

Özellikle Fethiye Devlet Hastanesinden her gün farklı şikâyetler geliyor. Biz bunları gündeme getirmekle bir yere varabileceğimize inanmıyoruz. Ancak eldeki kısıtlı personel ile daha verimli çalışılabileceğini düşünmekteyiz. Burada sorumluluk hastane yöneticilerine düşmektedir. Ne yazık ki altı yıldan beri Fethiye Devlet Hastanesinde yönetim bir türlü oturamamıştır. Az bir süre çalışan yöneticiler görevden ayrılmakta yerlerine hastaneyi tanımayan yenileri atanmaktadır. Bu atamalarda iktidar partisi içindeki siyasi rekabetin yansıması bulunduğu dillerde dolaşmaktadır. Hal böyle olunca yöneticiler kendi konumlarını düşünmekten hastanede yeni düzenlemeler ve iyileştirmeler yapmaya zaman ayıramamaktadır. Nasıl ki hastayı muayene eden doktor muayene sırasında başka işlerle meşgul ediliyorsa, yöneticiler de belki de hiç kabahatleri olmadığı hastane yönetimi dışındaki sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyordur.

Lütfen doktorları rahat bırakalım, işlerini gerektiği gibi yapsınlar. Belki o zaman asık suratlı doktorlar yerine güler yüzlü doktorlardan bahsederiz.

Yazarın Diğer Yazıları