'Allah Beni Muhalefet Milletvekili Yapmasın'

  • 6346

Bu sözler Ak Parti Muğla milletvekili adayı Ali Boğa’ya ait. Türk siyasetine damgasını vurmuş bir düşüncenin kelimelere dökülmüş hali.
Türk siyasetinde iki çizgi hakim. Bunlardan birincisi Atatürk’ün sağlığında uygulanan, daha sonra Menderes’in, Özal’ın ve son olarak da Tayip Erdoğan’ın önderliğinde gerçekleştirilen hizmet ve büyüme düşüncesi. İkinci çizgi ise yapılan her şeye karşı çıkıp bunları engellemeyi muhalefet zanneden bir siyasi çizgi.
Ali Boğa’nın seçim konuşmalarında sık sık tekrarladığı “Allah beni muhalefet milletvekili yapmasın” deyişini de bu açıdan değerlendirmek gerekiyor.
Millete hizmete talip olan siyasetçinin iktidar olması lazım. Yönetimin başında olmadıktan sonra hizmet yapamazsınız. Sadece konuşur ve yapılanları eleştirirsiniz. Bir karşıt proje ortaya koyamazsanız bir süre sonra siyaset sahnesinden silinir gidersiniz. Ama merak etmeyin, birileri sizin yerinizi doldurur. Boş konuşup, başkalarının yaptığını karalamayı siyaset zanneden yığınla siyasetçi var ülkemizde.
Şimdi Ali Boğa bütün seçim propagandasını Fethiye’ye hizmet düşüncesi üzerine oturtmuş. Ben nasıl olsa seçilirim, ama beni Ankara’ya büyük bir destekle gönderin ki bakan olarak gideyim diyor. Bu isteği gerçekleşir mi bilinmez ama bana mantıklı geliyor.
Ali Boğa Fethiyeli seçmene hitap ederken hep bu hizmet fikrini ön plana çıkarıyor. Karşı partilerle ideolojik tartışmalara girişip vaktini boşa harcamıyor. Hatta diyebilirim ki bazı yüzde yüz haklı olduğu konularda bile polemik konusu olmasın diye tartışmadan kaçıyor.
Ak Parti kurmayları bu stratejiyi geliştirirken şöyle düşünmüş olabilirler. Fethiye seçmeni geleneksel olarak eski Demokrat Parti çizgisinde. Bu çizgi de devletin vatandaşa hizmet ile yükümlü olduğu tezinden kaynaklanıyor. O halde parti farkı gözetmeksizin ben bu seçmenden oy istersem seçmen de hizmetin ancak benim tarafımdan yapılabileceğini bildiği için bana oy verir diye düşünüyor.
Bu görüşümü doğrulayan bazı olaylar da ard arda gündeme geliyor. Başta Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçı’nın milletvekili adaylığını kabul etmeyişini ele alalım. Her ne kadar ara sıra eleştirsek de Behçet Bey’in bir hizmet adamı olduğunu kimse inkar edemez. Belki de muhalefet partisinden milletvekili olursam elim kolum bağlanacak, boş konuşup, boş oturacağım, o da benim yapıma uygun değil deyip milletvekili adaylığından vaz geçmiştir, bilinmez.
Öte yandan Karaçulha Belediye Başkanı Yusuf Çaylı’nın MHP’den ayrılıp Ak Parti adayı Ali Boğa’yı destekliyor olmasını da aynı düşünce akımına bağlayabiliriz. Çaylı belki de Karaçulha için planladığı hizmetlerin Ak Parti aracılığı ile daha kolay gerçekleşeceğini düşünmüş, o amaçla partisi ile ters düşmüştür.
Son olarak Demokrat Parti’den istifa edip Ali Boğa’yı desteklemeye başlayan yılların siyasetçisi Mustafa Toklu’yu ele alalım. Toklu şöyle konuşuyor “Siyaset hizmet için yapılır. Ben yıllarca DYP de siyaset yaptım. Milletvekili oluyordum, partim barajı aşamadığı için kaybettim. Ama artık Demokrat Parti’de kalmakla Fethiye’ye bir hizmet yapamayacağımı biliyorum. Onun için bir hizmet adamı olan Ali Boğa’yı destekliyorum. Çünkü hizmet yapabilmek için iktidarda olmak gerekir”.
Ali Boğa’nın hizmete yönelik propagandası , Mustafa Toklu’nun, Yusuf Çaylı’nın ve yine bu seçimde Ak Parti’yi destekleme kararı almış farklı partilerden siyasetçilerin çabalarıyla birleştiğinde 12 haziran seçim sonuçları en azından Fethiye’de eskisinden farklı olacak gibi görülüyor.

Yazarın Diğer Yazıları