BUGÜN SADECE 'MALİYECİ FIKRALARI' SUNACAĞIM !?

  • 3658

--Maliyeci Dediğin: Yaşlıca bir adam lokantaya girer, mercimek çorbası ve bolca limon ister… Çorbası ve limonu gelir, ancak adam bir türlü limonu çorbasına sıkamaz, çünkü limonun suyu yoktur… Adamın uğraştığını gören iriyarı garson yaklaşıp, limonu kendisi sıkmaya çalışır, ancak o da suyunu akıtamaz… Yan masada oturan kara-kuru, zayıf adam gelir, garsonun elindeki limonu rica eder, adamın çorbasına sıkar… Ne gariptir ki, limondan birden şarıl şarıl sular akmaya başlayınca, hem müşteri, hem garson çok şaşırırlar, kendilerinden utanırlar… Garson merakla bu kara-kuru adama dönüp; “Siz hangi sporla uğraşıyorsunuz beyefendi, bu güç ve kuvvet de neyin nesi?” diye sorunca, sıska ve zayıf adam; “Yoo, ben hiçbir sporla uğraşmam, öyle güçlü kuvvetli biri de değilimdir; ama ben karşıdaki Mal Müdürlüğü’nün en çok vergi toplayan, mükellefin suyunu çıkaran memuruyum!” der…

--Para Böyle Çıkarılır: Sokaktaki evinin önünde arkadaşıyla oynayan çocuk, kazayla bir madeni parayı yutmuş… Annesiyle birlikte, tecrübeli komşuları da çok uğraşırlar ama, çocuğun yuttuğu parayı bir türlü çıkartamazlar!.. Yoldan geçmekte olan eli çantalı, kravatlı biri gelip, çocuğu kaptığı gibi baş aşağı çevirmiş, sırtına birkaç şaplak atarak, silkelemiş!.. Para çocuğun boğazından kurtulmuş, yere düşmüş… Çok sevinin anne; “Allah sizden razı olsun doktor bey, Hızır gibi yetiştiniz ve çocuğumu ölümden kurtardınız, size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum!?” demiş… Adam gayet sakin şekilde: “Önemli değil hanımefendi, ancak ben doktor değil, Vergi Dairesi memuruyum!.. Vergilerinizi zamanında ödeyin, başka ihsan istemez; yoksa nasıl alabileceğimizi gözünüzle gördünüz işte!..” deyip gitmiş…

--Şair ‘Şahin Yılmaz’dan birkaç dize: “Nüfusumuz genç ve çocuk/ ‘Toy Vergisi’ almak lâzım/ Biraz hıyar, biraz cacık/ ‘Çay Vergisi’ almak lâzım!..// Vergi saldık ota-sapa/ Sırada var kürek-çapa/ Oğlak, kuzu, enik, sıpa/ ‘Tay Vergisi’ almak lâzım!..// Haine övgü düzenden/ Parayla haber yazandan/ İnsan şeklinde gezenden/ ‘Vay Vergisi’ almak lâzım!..// Sokaktaki danalardan/ Şuradaki analardan/ Bu veled-i zinalardan/ ‘Soy Vergisi’ almak lâzım!..// Medyadaki arsızlardan/ Siyasette nursuzlardan/ Ülkedeki hırsızlardan/ ‘Huy Vergisi’ almak lâzım!..// Ha gayret, bu iş olacak/ Hazine doldu, dolacak/ Utanma, kim, ne bilecek/ ‘Şey Vergisi’ almak lâzım!..”

--İsraf Haram!.. Ünlü Osmanlı gazetecilerinden Süleyman Nazif anlatmış: Mithat Paşa Tuna Valisi iken, Vilayet Defterdarı da, o meşhur tasarruf yanlılarından İbrahim Edip Efendi imiş… Vilayet merkezi Rusçuk’ta büyük bir yangın çıkmış… Çevrenin bütün itfaiyeleri oraya koşmuşlar, başlarında da Vali Mithat Paşa, kan-ter içinde sağa sola talimatlar yetiştiriyormuş… Dev hortumlarını Tuna Nehrine sarkıtan tulumbacılar, var güçleriyle bu koca nehirden su çekiyor, yangın üzerine akıtıyorlarmış… Olay yerine koşup gelen İbrahim Edip Efendi, nehirden çok aşırı su çekildiğini görünce dayanamayıp, Vali Mithat Paşa’nın önünde tulumbacılara bağırmış: “Tulumbacılar, biraz dikkat edin kardeşim, çok fazla su israf ediyorsunuz yahu!..” demiş… Tulumbacıları canı burnunda yönlendirmeye çalışan Mithat Paşa da ona bağırmış: “Defterdar İbrahim Edip Efendi; bu derya nehir suyu, senin üzerine titrediğin devlet hazinesi gibi değildir!.. Biter-tükenir bir şey değildir!.. Ne kadar bol su akıtırsak, o kadar zarardan kurtuluruz!..” demiş, o dehşet içinde bile herkesi kahkahalarla güldürmüş…

Bugün ben bunları Maliyeci arkadaşlarla kafa bulmak için yazmadım!.. Maliyeciler birbirlerine hep “Üstat” derler ya? Ben bu fıkraları, amcaoğlum olan Muğla’nın en önemli Yeminli Mali Müşavirlerinden Ali IRGAT kardeşimin hediye ettiği, kendilerinden olan Üstat Ertuğrul Kumcuoğlu’nun  “Mali Mizah“ adlı o kitabından alıp da size aktardım… Yoksa, durduk yerde Maliyecilere bulaşıp da, başımı ne diye olmadık dertlere sokayım ki!? Maliyecilerin, suyu olmayan limonun suyunu nasıl akıttıklarını, para yutan çocuktan parayı nasıl çıkardıklarını bilmiyor muyum sanki?          Sakin KOŞAR…

Yazarın Diğer Yazıları