BU ARKADAŞ GERÇEKTEN DOKTOR MU !?

Ankara-Çubuk’ta saldırıya uğrayan CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan ilkel saldırı sonrası, kimin yüreğinde biraz insan sevgisi-saygısı olduğu, kimin içinde kararmış vicdana sahip oldukları ortaya çıkıvermişti…

Bırakın bu ülkenin kurucu partisinin ve Anamuhalefet Partisinin Lideri olmasını da, böyle bir saldırının düşmana bile yapılmasını, aklı başında olan hiçbir insan istemezdi!.. Ama özellikle sosyal medyada gördük ki; bu bizim Anadolu insanlarımız epeydir çok değişmişler!.. Hz. Mevlânaların, Yunus Emrelerin, Edebalilerin, Nasrettin Hocaların harman olduğu hoşgörülü Anadolu bilgelerinin torunlarına neler oldu böyle!? Kimler tarafından ve nasıl bu hale geldik biz!? Dükkânının kapısını kapatmadan namaza giden, komşusu açken kendisi asla tok yatmayan, günlük kazancını yeterli görüp de yeni gelen müşterilerini komşu dükkânlara gönderen o “Âhîlik” terbiyesi almış insanlarımıza ne oldu!?

Ortalık nefret dilinden, öfkeden, şiddetten, sonradan görmelikten, eğitimsizlikten, liyakat fukaralığından geçilmez oldu!.. Sınavlardan başlayıp, işe alımlardan ve vatani göreve varıncaya kadar, adaletsiz ve hukuksuz uygulamalardan geçilmiyor!.. Her yerde ‘Paran varsa, çare var’ sloganı atılıyor!.. İyi de, bu durum nereye kadar gider!?

Kılıçdaroğlu’na o ilkel saldırı olduğu günlerde, Trabzon Özel Medical Park Hastanesi Beyin Cerrahı Dr. Mahmut Aslan, Kılıçdaroğlu’nun 88 yaşında ölen annesi ve İstanbul Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’na, sosyal medyadan ağza alınmayacak küfürlerle saldırmış!.. Bu adam diplomasını bir Tıp Kurumu’ndan mı, yoksa bir kenar mahalle pavyonundan mı almış!? ‘Hipokrat Yeminini’ bile ne zaman unutuvermiş acaba?

Bunun üzerine CHP Trabzon İl Başkanlığı Savcılığa suç duyurusunda bulunmuş… Hastane Yönetiminin uyarısı ve bu suç duyurusu sonrası, o küfürleri hemen silip, aynen şunları yazmış: “Bu tür hadisler bırakın siyasetçiyi, hiçbir kişi ya da kişilere karşı yapılmamalıdır!.. Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı önce hep haklı gibi görsek de, ne kadar yanlış ve haksız olduğu aşikârdır…” Ba ba baaa… İsteyince ne de güzel yazıyor değil mi?

Afferin (!) bre bizim Beyin Cerrahı doktora!.. Biraz geç de olsa, bir beyni olduğunu o da nihayet hatırlayabilmiş… Ama sonra duyduk ki, özel hastane yönetimi hemen onun işine son vermiş!.. Zati bunu yapmasalar, -ben de dahil olmak üzere- herhalde onların hastanelerine gidecek vicdan sahibi çoğu insan, atık başka hastanelerde dertlerine çare ararlardı değil mi?

Görüyorsunuz işte, insanın kendi kendine yaptığı kötülüğü, koca mahalle toplansa da yapamıyor aziz dostlar!.. Vicdan sahibi olmayan böyleleri, başkalarından da kendileri için vicdanlı davranmalarını bekleyebilirler mi, ha!?

Neyse… Bugünlük iç karartıcı ülke haberleri yeter!.. Bakalım dünyada neler olup-bitiyor:

--Yeni seçilen Meksika Devlet Başkanı Andre Lopez Obrador; halkına verdiği sözleri birer birer yerine getiriyor!.. İsrafa son vereceği sözüyle seçimi kazanan Başkan Obrador, ilk olarak kendisine tahsis edilen özel uçakları ve helikopterleri satışa çıkardı… Ardından kendisi ve yöneticilere ait lüks makam araçlarını sattı, parasını da yoksullara dağıtacağını söyledi…

--Brezilya’da konuşan bir Papağan, sahibi olduğu uyuşturucu patronunu tutuklamaya gelen polisleri görünce; “Aaa, polisler geliyor, kaçın!..” diye bağırmış… Bunu duyan uyuşturucu Baronu, hemen binasındaki gizli bölmeden dışarı çıkıp, yine izini kaybettirmiş… Yıllardır aradıkları bu azılı adamı ellerinden yine kaçıran polisler çok kızmışlar, bu ihbarcı Papağanı gözaltına alıp, sorgulamışlar; daha sonra da bir hayvanat bahçesine götürüp, zimmetle teslim etmişler!.. Bense o günden beri sorgulanan bu Papağana; “Acaba sorguda neler sordular, işkence ettiler mi, papağan bildiklerini öttü mü, yoksa susma hakkını mı kullandı?”diye arpacık kumrusu gibi düşünüp duruyorum…       Sakin KOŞAR…